Kabaklı'nın 'bizdensin' ısrarı

Abone ol

Servet Kabaklı çok sevdiği ve 'abla' diye hitap ettiği Sevinç Çokum'un gösterdiği alınganlığını aşırı buldu. Kabaklı, ünlü romancı Çokum'u baştan sona onore etti.

Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi'nin renkli yazarlarından Servet Kabaklı, bugünkü yazısında ünlü romancı Sevinç Çokum'un alınganlığını fazla aşırı buldu.

Sevinç Çokum, 22 Ağustos tarihli yazısında, 'kendisini bir kalıba sokmakla suçladığı' hanım okuyucusunun 'bizdensin Sevinç Abla' mektubuna tepki göstermesini 'fazla alıngan' bulan Kabaklı sözkonusu okura katıldı.

İşte Kabaklı'nın 'bizdensin' ısrarı:

Bizdensin Sevinç Abla!..

Hikayelerini, romanlarını ve Tercüman'daki yazılarını büyük bir zevkle okuduğum benim 'Sevgili Ablam' Sevinç Çokum, bir hanım hayranının 'Siz de bizdensiniz' hitabına kızmış, alınmış. Kendi ifadesiyle 'don yağı gibi donmuş'. İnsanların, hele hele sanatkarların bazen övülmekten ve hatta benimsenilmekten sıkıldıkları bir vakıadır.

Sevgili Sevinç Çokum, 22 Ağustos tarihli yazısında, 'kendisini bir kalıba sokmakla suçladığı' hanım okuyucusuna kızgınlığını, oldukça keskin bir dille ifade ettikten sonra, bu gerekçesini de şöyle açıklıyor:
'Hani birilerinin belki bir kahvede omuzuna vurup, onlara o reklamdaki gibi bendensin hatta bizdensin diyebilirsiniz. Ancak kopyası çıkarılmış biri gibi, bizdensin yaftası yapıştırılırsa işte buna isyan edilir:
- İnsan olmak o kadar basit değil.
Ben çocukken yabancı bir film seyretmiştim. Orada filmin kahramanı, yeri yurdu olmayan adam, insan hakları adına şöyle bağırıyordu:
- Ben insanım, insan... Ve her insan bir dünyadır.
Bu sözü o zamandan beri hiç unutmadım ve yıllardır benliğimde taşıyorum. Her insan bir dünya olabilmeli...'
Star değil, yıldız...

HER insanın, kendi seçtiği veya yaşadığı çevreye ayak uydurarak seçmeye mecbur kaldığı bir dünya var elbette. İnsanı kalıba sokmak, onu robotlaştırmaya çalışmak insan işi değildir. Her insanın bir dünya olabilmesi de fevkalade bir güzelliktir. İşte bu bakımdan kızsa da, reddetse de Sevinç Çokum bizim fikir ve sanat dünyamızı ışıtan 'yıldız'larımızdan biridir. 'Star' değil 'yıldız' olmayı seçtiği için, o bizim dünyamızdır.

Şimdi kendisi, birileri tarafından benimseniyor olmaya kızıyor diye vaz mı geçeceğiz?... İşte buradan bir kere daha ilan ediyorum, benimsenmiş Sevinç Çokum, romanıyla, hikayesiyle yazılarıyla, o güzelim Türkçe'siyle bizdendir, bizimdir.
Birçok ödül alan ve mütareke yıllarında muhaceret acısını anlatan romanı 'Bizim Diyar', Sevinç Çokum'un 'bizdenliğinin' en büyük delillerinden biridir. O romanın girişinde Üstad Yahya Kemal'in bir beyiti vardır... '1918' adlı 'ağıt şiirin başına koyduğu o hasret ve hicran beyti...
'Ve göz kapaklarımın arkasında bir eski vatan, / Bizim diyar olarak kaldı ta kıyamete dek'
İsterseniz o muhteşem şiirin bir de ilk 2 mısraını hatırlayalım...
'Ölenler öldü, kalanlarla mustarip kaldık. / Vatanda hor görülen bir cemaatiz artık...'

Benim kanaatimce Sevinç Çokum'u üzen, bir manada 'benimsenilmekten dolayı kızdıran' esas sıkıntı, bu beytin 2'inci mısraında ifade edilmektedir. Sevinç Çokum, bir yazar olarak, 30 yıldan beri, insan” ölçüler içinde, Müslüman Türk Milleti'nin tarihine, kültürüne, diline, manev” değerlerine sahip çıkmış ve hizmet etmiştir. 'Hilal Görününce'de, 'Ağustos Başağı'nda 'Hevenk- Kayıp İstanbul'da ve diğer bütün eserlerinde, kaygısına düştüğü, güzellediği, araştırıp göz ve gönül nuru dökerek kaleme aldığı, mill” varlığımız, birliğimizdir, 'bizim olan' güzelliklerdir.
Gönlümüzü verdik...

Ancak öyle bir devirdeyiz ki, 'harman yeri' bile manasını kaybetmiş, asli vazifesini unutmuş... Ayrışması gereken yerde, sapla saman birbirine karışıyor milletin gönül harmanında... Millet, vatan, kültür ve dil tahripçileri 'medyatik pompalamalarla' şişirilirken, gerçek değerlerimiz, 'hizmet ettikleri vatanda hor görülüyorlar'... İşte bu sıkıntı içinde de az okuyan; değil şişirmeyi, gerçek değerini vermeyi ve bunu hissettirmeyi bile pek beceremeyen millet kesimi tarafından benimsenmekten dolayı, kötümserliğe düşüyor sanatkarımız, fikir insanımız...

Büyük bir millet, kendinden olan, kendi gibi düşünen, sapık ideoloji ve ahlaksızlık değil, mill” kültürümüze sahip çıkan, hizmet eden sanatkarlarını, fikir adamlarını, yaşarken mesud kılar. Bu da ancak eserlerini satın alarak (*), okuyarak sahip çıkmakla olur.


Şimdi 'Sevinç Abla'ya; 'Sana yat, kat, saltanat veremedik ama gönlümüzü verdik. Meyhanede bizden değilsin, gönlümüzde olduğun için bizdensin. Kızsan da bizdensin' deme hakkını kendimizde görüyoruz.
Ne diyordu 'Üsküb'e hasreti' abideleştirdiği 'Kaybolan Şehir' şiirinde Üstad Yahya Kemal Beyatlı?..
'Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene, / Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene...'


(*) Bütün Eserleri, Ötüken Neşriyat (www.otuken.com.tr - tel: 0.212.251 03 50)

Yazı: Servet Kabaklı
Kaynak: Halka ve Olaylara Tercüman

Günün Önemli Haberleri