Kabak, O'nun başına patladı

Marmara depreminde 17 bin 127 kişi yaşamını yitirdi. Geçen dört yılda yüzlerce müteahhit yargılandı. Büyük kısmı beraat etti, bazı davalar ise sürüyor. Sonuç bu olunca müteahhitlerin mahkeme masrafları da doğal olarak devlet tarafından ödendi ve bunu halk ödemiş oldu. Ancak adaletten kaçamayan biri var: Yunus Yıldırım. Depremin ardından, Gölcük başta Kocaeli ve Sakarya'da çok sayıda müteahhit gözaltına alındı. Müteahhitler, kısa sürede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Can kaybı olan binalarla ilgili 'ihmal sonucu ölüme sesebiyet vermek' suçundan açılan davalar tartışma yarattı. Bazı duruşmalarla ilgili yetkisizlik kararı verildi ve duruşmalar ağır ceza mahkemelerinde tekrarlandı. Bu davalarda, bilirkişi heyetleri, Richter ölçeğine göre, 7.4 büyüklüğündeki depremle birlikte zemindeki aşırı sıvılaşmayı gerekçe gösterdi. Mahkeme heyetleri bunların yanı sıra depremin olduğu tarihten önce bina inşaatlarında bugünkü gibi zemin etüt raporu şartının aranmamasını dikkate alarak, açılan tüm davalarla ilgili beraat kararı verdi. Deprem bölgelerinde beraatle sonuçlanan davaların masrafları da böylece devlete kaldı. Bilirkişi, mahkeme, keşif ve diğer giderlerle birlikte bir davanın toplam masrafı 200 ile 400 milyon lira arasında değişiyor. Depremden sonra ceza alan tek kişi, Adapazarı'nın Ferizli ilçesi Bekirli Köyü'nde oturan Yunus Yıldırım. Kendi yaptığı evin yıkılması sonucu eşi ölen Yıldırım 10 ay hapse çarptırıldı. Ceza daha sonra 5 yıl ertelendi. Davanın 200 milyon liralık mahkeme masrafları da Yıldırım'a kaldı.