’’Jitem vardı’’
Abone olEski Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin "Hayata Dönüş Operasyonu" kapsamında 12 tutuklunun hayatın...
Eski Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman, Bakırköy 13. Ağır
Ceza Mahkemesi’nin "Hayata Dönüş Operasyonu" kapsamında 12
tutuklunun hayatını kaybetmesine ilişkin görülen davada verdiği
karar doğrultusunda Muğla’nın Bodrum ilçesinde tanık olarak ifade
verdi.
Bodrum Adliyesi’ne gelen Eski Jandarma Komutanı Aytaç Yalman, yoğun
güvenlik önlemleri arasında 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne girdi.
Yalman, Bayrampaşa Cezaevi’nde "Hayata Dönüş Operasyonu" kapsamında
12 tutuklunun hayatını kaybetmesine ilişkin görülen davada tanık
olarak dinlendi. Basına görüntü verilmemesi için büyük çapa
harcayan Yalman’ın tanık olarak dinlendiği mahkeme yaklaşık 4 saat
sürdü. Mahkemede ise zaman zaman gergin dakikalar yaşandı. Mahkeme
salonunda tartışma çıkması üzerine içeriye güvenlik görevlileri de
girdi. Aytaç Yalman, sorgusunun ardından adliye çıkışında
gazetecilerin görüntü almaması için adliyenin arka kapısından
çıkarıldı.
Mağdurların avukatı Ömer Kavali, mahkeme çıkışında çarpıcı
açıklamalarda bulunarak, basın mensuplarının soruları yanıtladı.
Kavali, tanık olarak gelen Aytaç Yalman’ın sanık olacağını
belirterek, “Hayata Dönüş Operasyonu” adıyla kamuoyunu kandırarak
ilan edilen “Tufan” adlı operasyon, yani cezaevlerinde yapılan
katliamla ilgili olarak 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde talimatla Eski
Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman’ın ifadesinin alındığını
belirterek şunları söyledi:
“19 Aralık 2000 tarihinde Türkiye çapında 20 cezaevinde aynı anda
başlatılan ve mağdur beyanlarına göre vahşet derecesinde
uygulamaların yer aldığı ve bunun delillerinin yine devlet
görevlileri tarafından yok edildiği bir operasyonun bugün Jandarma
Genel Komutanı seviyesinde en üst düzeyde görev yapmış, bu konuları
bilen ve şimdiye kadar devletin adresini bir türlü mahkemeye
bildiremediği, yıllar sonra bildirdiğinde de tanığın Bakırköy Ağır
Ceza Mahkemesi’ni beğenmeyip gelmediği ve ceza yargılamasında
niteliği gereği hüküm kuracak yargıcın meslek ilkeleri açısından
tanıkları bizzat zorunluluğu bulunmasına rağmen, bu konu AHİM’de
Türkiye’yi mahkumiyet nedeni olacağı belli olmasına rağmen tanığın
talimatla dinlenmesine karar verilmiş. Ve burada bir başka hata
daha yapılmış.
Bu mahkeme asliye ceza mahkemesidir, İstanbul’da görev yapan
mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Biz geldiğimizde duruşma salonunda
tanık hazırdı. Salonda dinleyici koltuklarında sadece güvenlik
görevlileri vardı. Ve kapı özellikle kapatılmış, adliyenin
etrafında olağanüstü tedbirler alınmış, idari tedbirler, duruşma
salonuna basın alınmamıştır. Yani duruşmalar alenidir diye kanun
orda bir yerlerde yazıyor. Ankara’daki Meclis böyle bir kanun
çıkarıyor ama aşağıda uygulayıcılar böyle uyguluyor. Bu koşullar
altında duruşma tutanağının düzenlenmesi bakımından sorularımızın
önemli olduğunu ve bu tanığın da birçok değerli bilgiye sahip
olduğunu tahmin ettiğimiz için tutanağın tutulması bakımından 2005
yılında çıkan kanunda açıkça yazan ses görüntü kaydının yapılmasını
istedik. Fakat Ankara Adalet Bakanlığı’nın memurları, bürokratları
8 senedir kanun çiğniyorlar ve duruşma salonlarına hala ses ve
görüntü kaydedici teknik cihazları alamıyorlar. Belki de hazinede
para kalmamıştır. Henüz bize açıklayan yok. Tutanağa geçecek
sözlerimizin düzgün geçmesini istememiz bile yargıç tarafından
sıkıntıyla karşılanmış olup, ona rağmen tutanağa cümlelerimizin bir
kısmını yazdırabildik. Konuşulanlar daha fazladır. Bundan emin
olabilirsiniz” dedi.
“YALMAN, JİTEM’İ İTİRAF ETTİ”
Avukat Kavali, Yalman’ın JİTEM’i itiraf ettiğini söyleyerek,
“Sadece bu cezaevi operasyonlarıyla, cezaevi katliamlarıyla ilgili
değil. JİTEM adlı örgüt kamuoyunda tartışılırken satır aralarında
JİTEM’in başını ifşa etmiştir. JİTEM’in varlığını itiraf etmiştir.
Ben geldiğimde kalmamıştı diyerek daha önceden var olduğunu tevilli
ikrar etmiştir. JİTEM’in varlığı en üst düzeyde itiraf ve ikrar
edilmiştir. Ancak kendi aldığı tedbirlerden söz etti Hacettepe
Üniversitesi Profesörü İoanna Kuçuradi’nin daveti üzerine gelip
eğitim verdiğini ve ek işlemler yaptığını, jandarma okullarındaki
müfredata insan hakları felsefe derslerini müfredata koydurttuğunu,
bu şekilde tedbir aldığını söyledi. Fakat cezaevi operasyonlarında
en üst düzeyde komutan olmasına rağmen Ulucanlar Cezaevi’nde 10
kişinin öldüğünü bildiğini ve fakat o insanların kafataslarına
inşaat çivisi çakılmış kalaslarla kafatasları parçalanarak
öldürüldüklerini ilk kez duyduğunu söyledi” diye konuştu.
MAHKEMEDEKİ GERGİNLİĞİN NEDENİ YUMRUK
Avukat Kavali, mahkemedeki gerginliğin Yalman’ın masaya yumruk
vurması sonucu oluştuğunu ifade ederek, “Şimdilik tanık, ancak
sonunda sanık olması kuvvetle muhtemel olan tanık, duruşmanın
sonuna doğru kendi evrakını sormamıza bile masaya yumruk vurdu.
Bağırıp çağırmaya başladı. ‘Sen kimsin?’ diye hitap etti. Masaya
vurmaya devam ederken kendisini uyardık. Sakin olun, bir avukatla
böyle konuşamazsınız, bir avukatla muhatapsınız dememize rağmen
saygıda karşılıklılık esastır deyip masaya bir kere bende vurdum.
Kendisinin vurduğunun zapta geçmesini söylediğimizde de
hatırlamıyorum diye inkar yoluna gitti. Bunlar tanığın stres
altında olduğunu gösteriyor. Yani tanık bildiği çok daha şeyler
var. Tanık bu suçun bizim iddiamıza, beyanımıza, bizim
değerlendirmemize göre suçun azmettirenidir” dedi.
(İHA)