JİTEM devletin resmi kayıtlarına girdi
Abone ol10 yıl sonra ortaya bir bir ortaya çıkan cinayetler gözleri yeniden JİTEM'e çevirdi. Resmi makamların kabul etmediği JİTEM, mahkeme iddianamelerinde yerini aldı.
10 yıl sonra ortaya çıkan cinayet gözleri yeniden JİTEM’e
çevirdi Türkiye, yıllardır JİTEM’in (Jandarma İstihbarat ve Terörle
Mücadele Teşkilatı) varlığını tartışıyor. Resmi makamların kabul
etmediği JİTEM, Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6 PKK itirafçısı
hakkında açılan davanın iddianamesinde yer aldı. İddia, bazı faili
meçhul cinayetlerin JİTEM ile o dönemde görev yapan bazı
komutanların bilgisi dahilinde işlendiği yönündeydi. Teşkilatın adı
bu kez de faili meçhul bir cinayete karıştı. Diyarbakır’ın
Yenişehir semtinde 10 yıl önce iki arkadaşıyla birlikte sokakta
yürürken beyaz renkli Renault marka sivil bir otomobile zorla
bindirilerek kaçırılan Murat Aslan, Silopi’de dağlık alanda
kafasına kurşun sıkılmış ve yakılmış bir şekilde toprağın 15
santimetre altında bulundu. Babası İzzettin Aslan, oğlunun
kaçırılması üzerine başvurduğu mercilerden 10 yıl boyunca hiçbir
bilgiye ulaşamadığını belirterek, “11 Mart 2004 tarihli Yeniden
Özgür Gündem gazetesinde itirafçı Abdulkadir Aygan’ın beyanlarının
yayınlanmasıyla birlikte harekete geçtim.” dedi. Gazetenin haberine
göre, Aslan, aralarında Jandarma İstihbarat Tim Komutanı Abdülkerim
Kırca’nın da bulunduğu JİTEM elemanlarınca kaçırılmış,
Diyarbakır’da sorgulanmış. Buradan da Silopi JİTEM Komutanlığı’na
götürülerek işkence ile sorgulanıp Körtük köyü yakınlarında benzin
dökülerek yakılmış. Bu haber üzerine gittiği Körtük köyünde
araştırma yapan İzzettin Aslan, vatandaşların 10 yıl önce böyle bir
olayın yaşandığını doğruladığını söyledi. “Bir çoban infaz olayını
uzaktan görmüş. Cesedi gömüp mezar yeri kaybolmasın diye etrafını
beyaz taşlarla çevirmiş.” dedi. Elde ettiği bilgilerle İnsan
Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’ne başvuran İzzettin Aslan,
Silopi’de incelemelerin yapılmasını istedi. İHD ve Diyarbakır
Barosu ile birlikte oluşturulan bir heyetle, Silopi savcısı, doktor
ve jandarma yetkilileri eşliğinde söz konusu mezarın bulunduğu
yerde yapılan kazı çalışması sonucunda bir insan iskeletine
ulaşıldı. Baba Aslan, ağız ve diş yapısından iskeletin oğlu Murat
Aslan’a ait olduğunu teşhis etti. Kemikler İstanbul Adli Tıp
Kurumu’na gönderilerek anne ve babadan alınan DNA örnekleri ile
karşılaştırıldı. Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre kemiklerin Murat
Aslan’a ait olduğu ortaya çıktı. İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı
Selahattin Demirtaş, “Bu vakanın, binlerce kayıp ve faili meçhul
cinayet olayının aydınlanmasına katkı sunması için elimizden gelen
gayreti göstereceğiz.” dedi. Demokrasinin işlerlik kazanabilmesi
için geçmişte bu şekilde suç işleyen devlet içi ve dışı bütün çete
ve bireylerin ortaya çıkarılarak yargılanmalarını talep eden
Demirtaş, “Adalet Bakanlığı kalemi bizi arayarak bilgi istedi.
İnceleme başlatacaklarını düşünüyorum.” şeklinde konuştu. Demirtaş,
Aygan’ın ifadelerinde adı geçen resmi ve gayri resmi görevli 24
zanlı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, “Bu
konularla ilgili soruşturmalarda BM Ekonomik ve Sosyal Konsey’in
1989 tarihli Hukuk Dışı, Keyfi ve Kısa yoldan İnfazların Etkili
Biçimde Önlenmesi ve Soruşturulmasına Dair Prensipler’in
uygulanmasını talep edeceğiz.” dedi. Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin
Tanrıkulu ise, “Aygan’ın söylediklerinde kuşkular olabilirdi; ama
bu mezar söylediklerinin doğru olduğunun açık bir ifadesidir.”
İtirafçı olup Diyarbakır Jandarma İstihbarat Gruplar
Komutanlığı’nda görev alan daha sonra da istifa ederek yurtdışına
giden Aygan, Aslan’ın JİTEM tarafından kaçırıldığını söylemişti.
Haber: Mithat Nebi - Osman Şengöz Kaynak: Zaman