Jandarmadan vekillere tavır
Abone olŞemdinli iddianamesi nedeniyle başlayan gerginlik Van'da da devam etti. Vekillere kışla kapısı açılmadı.
Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı, TBMM Şemdinli Araştırma
Komisyonu'na "kışla" kapısını açmadı. Komisyon, Şemdinli
olaylarının odak isimleri astsubaylar Ali Kaya ile Özcan İldeniz'i
Van Adliyesi'nde dinlemek zorunda kaldı. Kaya, Umut Kitabevi'ne
bombayı attığı öne sürülen PKK itirafçısı Veysel Ateş ile olay
sonrasında telefonla görüştüğünün ispat edilmesi halinde suçu
üstleneceğini söyledi.
Van'a gelen Komisyon üyeleri için, havaalanı çevresinde ve konvoy
sırasında havadan helikopterlerle, yerden de özel harekat timleri
tarafından sıkı güvenlik önlemleri alındı.
Komisyon Başkanı Musa Sıvacıoğlu, eski Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun "komisyon Anayasa'ya aykırı"
açıklamasının anımsatılması üzerine, "Anayasa'ya aykırı
çalışmıyoruz" dedi.
Komisyonun, Kaya ve İldeniz'in tutuklu bulundukları askeri
cezaevinde ifade alması talebini, askerin "yer uygun değil" diyerek
nazikçe geri çevirdiği, talebi "milletvekili, avukat ve uzmanlardan
oluşan 20 kişiye yakın heyeti ağırlayacak mekan bulunmadığı"
gerekçesiyle reddettiği bildirildi.
Adliyede görüştüler
Bunun üzerine Kaya ve İldeniz, milletvekilleri yemekteyken gizlice
Van Adliye Sarayı'na getirildi. Komisyon üyeleri, Kaya ve
İldeniz'in ifadesini önce Adliye Sarayı 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi
Salonu'nda almak istedi. Milletvekillerinin hakim ve savcı
koltuklarında, Kaya ve İldeniz'in de sanık sandalyesine
oturtulacağının ortaya çıkması üzerine, komisyonun CHP'li üyeleri,
"Burası sorgulama yerine dönüşür. Bu kişileri sanık durumuna
düşürürüz, şık olmaz" diye itiraz etti. Kısa bir arayıştan sonra
Kaya ve İldeniz'in 4.5 saat süren ifadeleri, Adliye'deki baro
toplantı salonunda alındı.
Telefon kayıtlarını okudu
Komisyonda ilk olarak Kaya dinlendi. PKK'nın Şemdinli sorumlusu
Sabri kod adlı kişi ile bombalanan Umut Kitabevi'nin sahibi Hacı
kod adlı Seferi Yılmaz'ın 22 Ağustos 2005'ten itibaren dinlenen
telefon kayıtlarını okuyan Kaya, Almanya'dan Yılmaz'a paket
geleceği istihbaratı aldıklarını belirterek, bu paketi almak için
savcılık ve emniyet ile görüşmek amacıyla bölgeye gittiklerini
ancak bir anda olayların patlak verdiğini söyledi.
Sabri kod adlı kişinin diğer örgüt mensuplarıyla yaptıkları
konuşmadan da örnek veren Kaya, "9 Kasım'daki patlama sonrasında
telefonda '100 kilogram bomba patladı niye kimse ölmedi' diye
diyaloglar var" dedi. Umut Kitabevi'nin bombalanmasından önce 5
Ağustos ve 1 Kasım'daki patlamaların sorulması üzerine Kaya, "Bu
patlamalar nedeniyle halktan örgüte tepki doğdu. Örgüt bunun üstünü
örtmek için bu olayı hazırladı. Tepkiyi devlete yöneltmek
istediler. Bu işi PKK yaptı" diye konuştu.
"İspatlayın üstleneyim"
Kaya, PKK itirafçısı Veysel Ateş'in Umut Kitabevi'ne bombayı
attıktan sonra kendisiyle telefonla görüştüğü iddiasına ilişkin
soru üzerine de, "Patlamadan sonra Ateş ile benim aramda telefon
görüşmesi tespit edilirse suçu üstlenirim. Böyle birşey yok"
dedi.
"Davamızın derdindeyiz"
AKP'li bir milletvekilinin, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt'ın Şemdinli iddianamesinde suçlanmasına da neden
olan "Tanırım, iyi çocuktur" sözlerini hatırlatarak, "Bu sözlerin
size faydası mı oldu, zararı mı oldu" sorusuna Kaya, şöyle yanıt
verdi:
"Biz bu olayı yapsaydık, başımıza bunların geleceğini tahmin
ederdik. Öldürmek isteseydik bunun bin bir türlü yolu var. Örgüt
militanı eline kolunu sallaya sallaya geziyor. Biz ise tutuklu
kalıyoruz. Şu anda kendi davamızın derdine düştük. 4 Mayıs için
gerekli olan savunmamızı hazırlıyoruz. Kamuoyundaki, Büyükanıt
komutanımızla ilgili tartışmalar şu anda bizi ilgilendirmiyor.
Komutanımın sözlerinin bize faydası mı oldu, zararı mı oldu siz
takdir edin."
"PKK'lıyken daha rahattım"
Bitlis kaldığı cezaevinde iki komisyon üyesi tarafından ifadesi
alınan itirafçı Veysel Ateş ise cezaevi şartlarından şikayetçi
oldu. Ateş, "Ben PKK tutuklusuyken cezaevinde daha rahattım.
Gizlilik kararı varken ailemle bile görüştürülmedim. Olaylarla
ilgim yok. Patlama olduğunda aracın içindeydim, canımızı zor
kurtardık" dedi.