Jamie Foxx oscara çok yakın

Soul müziğin efsanesi Ray Charles’ı canlandırdığı ‘Ray’ filmindeki performansıyla Jamie Foxx, En İyi Erkek oyuncu için rakipsiz aday. Yakın zamanda adaylar arasında böyle bir sivrilme yaşanmamıştı. O yüzden diğer adaylar zahmet edip de ‘kabul konuşması’ yazmakla uğraşmasın ... Kendisi de eğitimli bir piyanist olan Foxx, Ray Charles’ın ruhunu yakaladı. Bir işadamı kararlılığıyla, Charles’ın tutkulu bir rhythm and blues şarkıcısı, bir sevgili, bir arkadaş, bir müzisyen, bir yıldız ve bir baba katmanlarını biraraya getirdi. Aslında bu, bir yandan da kötü. Tabii ki Foxx’un oyunculuğu esrarengiz ve unutulmaz. Ama diğer yandan bu kategori muhteşem performanslarla dolu. Clint Eastwood ‘Million Dollar Baby’deki boks antrenörü rolüyle hayatının en iyi kritiklerini alıyor. ‘The Aviator’ filminin baş kahramanı Howard Hughes için doğru bir seçim olup olmadığı tartışılan Leonardo DiCaprio, bu rolüyle birlikte gerçek başarıyla tanıştı. Johnny Depp, ‘Finding Neverland’da yazar J.M Barrie rolünü müthiş bir zekayla canlandırdı. Don Cheadle da ‘Hotel Rwanda’daki otel müdürü rolünde gerçekten olağanüstüydü. Yine de Foxx, bu yarışta açık ara önde olmayı hak ediyor. Onunki yapma bir tavrı veya konuşma kalıplarını sürekli tekrarlayarak kazanılmış bir başarı değil. Kendisi de eğitimli bir piyanist olan Foxx, Ray Charles’ın ruhunu yakaladı. Bir işadamı kararlılığıyla, Charles’ın tutkulu bir rhythm and blues şarkıcısı, bir sevgili, bir arkadaş, bir müzisyen, bir yıldız ve bir baba katmanlarını biraraya getirdi. ‘SÜRPRİZ ÇIKIŞLAR OLABİLİR’ Foxx dışındaki adaylara pek şans vermesem de sürpriz çıkışlar yapabilecek diğer adayları da hesaba katalım. 5 aday arasında en göze çarpan isim ‘Hotel Rwanda’daki oyunculuğuyla Don Cheadle. Ancak burada Chaedle’ın performansının kalitesi değil Hollywood’un algılamasıyla birleşen değişken faktörler önem kazanıyor. Film, Ruanda Katliamı’nda binlerce mülteci Tutsi’nin hayatını kurtaran bir kahramanın yaşadıklarını anlatan bir gerçek yaşam hikayesi. Ama bazı oy verenler bunu gözardı ederek, filmi dokunaklı ve ilham verici olmaktan öte, fazla gerçekçi ve rahatsız edici bulabilir. Johnny Depp ‘Finding Neverland’deki rolüyle fazlasıyla övgüye değerdi ama özellikle ‘Million Dollar Baby’ ve ‘The Aviator’ gibi hareketli filmler nedeniyle gölgede kaldı. Johnny Depp hiç kuşkusuz Akademi’nin gözbebeği; geçen yıl da ‘Pirates of the Caribbean’daki Jack Sparrow rolüyle Oscar adayıydı. ‘Finding Neverland’daki gösterişten uzak oyunculuğu da ona adaylığı getirdi ama gözde aday olmasına yetmedi. ‘CAPRIO’NUN KARAKTERİ İZLEYİCİYE UZAK’ Leonardo DiCaprio, bu yıl Oscarlar’a ikinci kez aday oluyor. İlk adaylığı 1993 yılında “What’s Eating Gilbert Grape”teki rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisindeydi. ‘The Aviator’daki performansı derin ve dürüst. Gelebilecek tek eleştiriyse, Martin Scorsese’nin çoğu filminden kaynaklanan bir eleştiri olabilir. O da izleyicinin ana karakterle duygusal bir bağlantı kurmasında yaşadığı zorluk. Filmde, Howard Hughes’un özü çok iyi yakalanmış ama karakter gene de izleyiciye uzak kalıyor. Bu da aktörün oyuncuğundan etkilenilse bile onun tarafından sürüklenmeme sonucunu doğuruyor. SAF YETENEĞİN KABULÜ Geriye bir tek Clint Eastwood kaldı. Akademi’nin oy verenleri 74 yaşındaki oyuncuyu, çalışmasını kutlamak için ödüllendirebilir ve Eastwood’un silahlı maço adam rollerinden öte, yetenekli bir aktör olduğunu kabul edebilir. Zarafet ve keskinliğin duygusal bir darbe yarattığı bir performansı onaylayabilir. Daha olası bir senaryoysa Eastwood’a tekrar En İyi Yönetmen Oscarı’nın verilmesi olabilir, ancak bu kategoride daha önce hiç Oscar almamış Martin Scorsese’nin adı daha çok öne çıkıyor. Görünen o ki, En İyi Erkek Oyuncu Oscarı Jamie Foxx’a gidecek. Bu nedenle diğer adaylar teşekkür konuşması hazırlayacaklarına kendi önemli yeteneklerini biraraya getirerek Foxx’a yardımcı olmayı düşünebilirler. İngilizceden çeviren ve derleyen: Dilge Timoçin Michael Ventre / Los Angeles MSNBC INTERACTIVE