James Bond filmi değil gerçek
Abone olAsıl adı Eli Cohen, Mossad ajanı. İsrail sayesinde Suriye'yi yendi. Peki Cohen neler biliyordu? Suriye'ye nasıl sızdı?
Mısır'da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Eli
Cohen, 4 yıl boyunca Suriye'den İsrail'e çok önemli bilgiler
sızdırdı. İsrail'in 1967 savaşını kazanmasını sağladığına inanılan
MOSSAD ajanı Cohen, Suriye'de suçüstü yakalandı ve idam edildi.
1965'te Suriye'de yakalanıp idam edilen Eli Cohen'in eşi Başbakan
Erdoğan'a mesaj gönderdi: "Kemikleri barış için ilk adım olabilir.
Suriye'nin ikna edilmesi için yardımınızı bekliyoruz...".
İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in Türkiye ziyareti öncesinde dün
önüne, 1965 yılında Şam'da yakalanarak idam edilen ünlü MOSSAD
ajanı Eli Cohen'in eşi Nadia Cohen ve 61 yaşındaki kardeşi Abraham
Cohen'den "acil randevu talebi" ulaştı.
Mısır'da başlayan öykü
Cohen, Suriye'nin Halep şehrinden göç eden Yahudi bir ailenin
çocuğu olarak Mısır'ın İskenderiye şehrinde dünyaya geldi. Yahudi
geleneklerine göre eğitim alan Cohen ve ailesi bu ülkedeki Yahudi
cemaati içinde tanınıyor ve aktif faaliyetlerde yer alıyordu. İyi
bir eğitim alan Cohen'in ailesi 1949 yılında İsrail'e geri
döndü.
29 yaşında MOSSAD'a profesyonel ajan olmak için başvuran Cohen tam
iki defa reddedildi. Hatta Cohen düzenli hizmet için yapılan
elemelere dahi girmeye hak kazanamamıştı. Cohen için düzenlenen
MOSSAD raporunda yapılan testlerde Cohen'in "yüksek zeka ve
hafızaya sahip, sır tutmayı bilen bir kişi" olduğu ancak tehlikeyi
doğru olarak tespit etme yeteneği ve riski yüksek olan hareketler
içine girmesi konusunda şüpheler bulunduğu belirtilmişti. Cohen
MOSSAD tarafından reddedilmesinin ardından evlendi ve bir
muhasebeci olarak çalışmaya başladı.
Dosyalar raflardan inince
1960 yılında MOSSAD yetkilileri Arap ülkelerinde çalışabilecek
ajanlar bulmak için ellerindeki dosyaları bir kez daha gözden
geçirmek durumunda kaldı. Cohen'in özellikleri bir Arap ülkesinde
İsrail adına çalışması için neredeyse bire birdi. Bir Arap
ülkesinde doğan Cohen çok iyi derecede Arapça biliyor, Arap
kültürünü iyi tanıyor ve fiziksel olarak da tam bir Arapa
benziyordu. MOSSAD ajanları Cohen'i işe almaya karar
vermişlerdi.
Casusluk eğitiminde geçen Cohen'e yepyeni bir kimlik verildi. O
artık Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te Suriyeli başarılı bir
tekstilci olan Emin Taybet ve Sadia İbrahim'in zengin işadamı
oğulları Kemal Emin Taybet'ti.
Eşinin bile haberi yoktu
Baas'a yakın isimlerle Buenos Aires'te iyi ilişkiler kurdu. 1961
yılında İsrail'in daha sonra Devlet Başkanı olan dönemin Askeri
İstihbarat Şefi Chaim Herzog, Cohen'in bir ajan olarak çalışmasına
izin veren belgeyi imzaladı. Bundan kısa bir süre sonra Cohen ya da
yeni adıyla Kemal Emin Taybet kimliğini tanıtmak için Arjantin'e
uçtu. Havaalanında kendisini uğurlayan eşi dahi Cohen'in nereye ve
ne görevle gideceği ve orada ne kadar kalacağı konusunda hiçbir
bilgi sahibi değildi.
Şam stratejisi belirlendi
Kısa bir süre içerisinde Arjantin'deki Suriyeliler içerisinde
kendini kabul ettirmeyi başaran Cohen, birçok Suriyeli diplomat ve
askeri yetkiliyle yakın ilişkiler kurdu.
Cohen buradaki Suriyeli yetkililerden ülkesine dönmesi ve
yatırımlarına orada devam etmesi için sayısız teklif alıyordu. Bu
teklifler şüphesiz ki operasyonun ulaşmak istediği
doğrultudaydı.
Bilgiler İsrail'e nasıl ulaşacaktı?
1961 yılının sonlarında İsrail'e kısa bir süreliğine dönen Cohen,
burada Suriye'de bulunduğu sürede toplayacağı bilgileri nasıl Tel
Aviv'e aktaracağı ve Şam'da nasıl bir strateji izleyeceği konusunda
eğitim aldı.
Bu süreçte Suriye'de Baas Partisi giderek etkinlik kazanıyordu.
Baas'a yakın isimlerle Buenos Aires'te iyi ilişkiler kuran Cohen,
1962 yılının Şubat ayında Şam'a, kendi "anayurduna" döndü.
Burada Şam'ın yüksek sosyetesi içine karışan Cohen yeni kimliği ile
çok saygın bir kişi konumuna geldi. Baas Partisi'nin birçok
yetkilisini evinde düzenlediği partilerde ağırlayan ve iyi bir iş
sahibi olan Cohen odasında sakladığı bir radyo vericisi
aracılığıyla elde ettiği bilgileri MOSSAD'a geçiyordu.
MOSSAD'ın gözbebeği
Cohen'ın Şam'daki en yakın arkadaşlarından biri de Enformasyon
Bakanlığı'nda üst düzey bir yetkili olan George Saif'ti. Saif'in en
güvendiği isimlerden biri haline gelmeyi başaran Cohen bu yolla
İsrail için hayati olan birçok bilgiye ulaşabiliyordu.
Cohen için diğer önemli bilgi kaynağı da İsrail'e karşı askeri
planlar konusunda verdiği partilerde açıkça konuşan Baas Partisi
yetkilileriydi. 1963 yılında Baas Partisi'nin iktidara gelmesi ile
Cohen'ın şam'daki etkinliği ve bilgi kaynaklarına ulaşabilme
yeteneği oldukça gelişmişti. Eskiden tanıdığı çok sayıda kişinin
kritik hükümet görevlerine gelmesinin ardından Cohen MOSSAD'ın
gözbebeği haline geldi.
Cohen sadece Baas yetkililerinden bilgi almıyordu tabii ki. Sosyete
içerisinde çok sayıda yasak ilişki yaşayan Cohen, Baas
yetkililerinin eşlerinden de bilgi sızdırıyordu. MOSSAD bu yasak
ilişkilerin bir kriz durumunda Cohen'in Suriye'den çıkması için de
faydalı olabileceğini düşünüyordu.
Cohen'in elindeki önemli bilgi
Cohen, 1963 yılında İsrail'e önemli bir bilgi geçti. Bu bilgi
Suriye'nin İsrail için hayati önem taşıyan bir su kaynağı olan
Ürdün nehrinin yatağının değiştirilmesi planıydı.
Bu plan için kullanılacak ekipmanlarının yerlerini İsrail'e
bildiren Cohen, böylece 1964 yılında İsrail uçaklarının bir
bombardımanla tüm ekipmanı yok etmesini sağladı.
Çok önemli askeri bilgiler de
gönderiliyordu
Cohen'in Suriye'deki en büyük başarısı ise o dönemde Şam idaresinin
elinde bulunan Golan Tepeleri ve İsrail sınırında konuşlanan askeri
bölgeleri ziyaret etmesiydi. Burada yakın ilişkileri sayesinde tüm
bölgeyi gezen Cohen İsrail'e karşı yapılan tüm askeri hazırlıkları,
tank pusularını ve lojistik yollarını MOSSAD'a iletti.
Suriyeli yetkililer Cohen'e o kadar güveniyordu ki onun sınır
boyunca sayısız fotoğraf çekmesine de izin verdi. İstihbarat
çalışmalarındaki bu kolaylık biraz daha açık hareket etmesine de
neden oldu. Günde iki defa İsrail'le bağlantı kuran Cohen artık
daha açık hareket ederek uzun uzun konuşuyordu.
Moskova'dan yardım
Suriyeli yetkililerin, ülkeden İsrail'e çok ciddi istihbarat
bilgilerinin aktığını anlaması uzun süre almadı. Bilginin nereden
sızdığını ortaya çıkarmak isteyen Baas rejimi Sovyetlerden
tecrübeli güvenlik uzmanları getirtmiş ve bu uzmanlar da yüksek
hassasiyetli aletlerle başkentte araştırmalara başlamıştı.
Çok geçmeden Suriye istihbaratı İsrail'le iletişim kurulan evi
belirlemişti. Bu ev Kemal Emin Taybet'in yani Eli Cohen'in eviydi.
1965 yılının Ocak ayında İsrail ile yapılan bir görüşmenin
ortasında Suriye istihbaratı evi bastı ve Cohen'i tutukladı.
Cohen'i tutuklayan isim ise Baas yetkilileri arasında kendisi ile
yıldızı bir türlü uyuşmayan Suriye istihbaratının şefi Albay Ahmed
Südani'ydi.
'Casusların tanrısı'
İsrail ordusu 1967 savaşında stratejik öneme sahip olan ve
Suriyeliler tarafından "ele geçirilmesi imkansız" olarak
nitelendirilen Golan Tepeleri'ni Cohen'in verdiği istihbaratlar
sayesinde 2 gün gibi kısa bir sürede ele geçirdi.
İsrail ordusunun yine tüm cephelerde Suriye ordusuna sağladığı
üstünlük yine İsrailli askeri uzmanlar tarafından hep Cohen'in
sağladığı istihbarat bilgilerine bağlandı. 4 sene gibi kısa bir
süre içerisinde büyük başarı sağlayan ve "Casusların Tanrısı"
olarak nitelendirilen Cohen'in hikayesi Bond filmleri kadar
görkemli olmasa da "Şam'daki Adamımız" adlı bir filmle beyazperdeye
de aktarıldı.
Cesedi 6 saat Şam'da asılı kaldı
Suçüstü yakalanan Cohen sorgusunda hiç konuşmadı. Mahkemesi kapalı
olarak yapıldı ve 18 Mayıs 1965 tarihinde asılarak idam edildi.
İdam görüntüleri Suriye Devlet Televizyonu'ndan canlı yayınlandı ve
Cohen'in boynuna İsrail karşıtı bir metnin asıldığı cesedi 6 saat
şam'ın en işlek meydanında asılı kaldı.
Cohen daha sonra bilinmeyen bir yere gömüldü. Birçok dünya lideri,
hatırlı kişiler ve hatta Papa dahi Cohen'in idamını önlemeye
çalışmıştı. Ancak başından beri güvendiği bir ismin İsrail casusu
çıkmasının ardından onuru ciddi anlamda zedelenen Baas Partisi geri
adım atmadı.