Jaguar’ın 480 kilometre menzile sahip ilk elektrikli otomobili I-Pace’in hem yolda, hem pistte, hem arazide gösterdiği şaşırtıcı performans, dünya basını tarafından, “100 yıldır fosil yakıtlarla kandırılmışız” esprisinin yapılmasına sebep oldu. İngiltere tahtının varisi Prens Charles’ın da tercih ettiği araçtan Türkiye’de şimdiden 106 adet satıldı. 41 TL’ye dolan pilleriyle 480 kilometre giden araçın Türkiye fiyatı ise 88 bin Euro. KÜRESEL otomotiv endüstrisi son 10 yıldır yeni bir eşiğin ucunda. 100 yılı aşkın süredir kullanılan fosil yakıtlar, yani benzin ve dizelle çalışan otomobiller yerini tamamen elektrikle giden araçlara bırakmaya hazırlanıyor. Bir çok otomobil devi 7 yıl içinde tüm modellerinin elektrikli olacağını açıklarken, şimdiden bir çok marka bu sınıftaki otomobillerini piyasaya sunmaya başladı. Bugün Tesla’dan, Renault’a, Nissan’dan BMW’ye kadar bir çok marka geliştirdikleri elektrikli otomobilleri satışa sunarken, 2 yıl içinde toplam model sayısı 20’ye yaklaşacak. İngiliz Jaguar’ın bu yaz satışa sunmaya hazırlandığı ilk elektrikli otomobili I-Pace de bu sınıfta bugüne kadar geliştirilen en iddialı araçlardan biri durumunda. İngiltere tahtının varisi Prens Charles’ın da tercih ettiği yüzde 100 elektrikli Jaguar I-Pace modelini dünyada ilk test eden gazetecilerden biri oldum. Portekiz’in Faro şehrinde gerçekleşen test sürüşünde elektrikli aracı şehir içinde, otoyollarda, sık ve keskin virajlı asfalt dağ yollarında, yarış pistinde ve off-road parkurunda tam 400 kilometre denedik. Ve açıkçası bu yoğun testin ardından bir çok uluslararası gazeteci gibi, “100 yılı aşkın bir süredir petrole bağımlı araçlarla bizi uyutmuşlar, kandırmışlar” diye düşünmeden edemedim. Bunun sebebine geçmeden önce aracın özellikleri hakkında bilgi vermem gerek. Ama bunu markadan bağımsız elektrikli bir otomobil olarak düşünün çünkü yeni nesil tüm elektrikli otomobillerde bu özellikler olacak. 90 kWh lityum iyon batarya ile 480 kilometre menzil sunan I-Pace’te tahrik millerinin içinden geçtiği iki elektrikli motor (önde ve arkada) yer alıyor. Her bir aksa yerleştirilen bu ikiz motorlar 400 beygir güç ve 696 Nm tork değerinde performansla birlikte dört çeker sürüş ve tüm yüzeylerde çekiş sunuyor. Motorların yüksek tork yoğunluğu ve yüksek enerji verimliliği araca tam bir spor otomobil performansı sunarak 0’dan 100 kilometre hıza 4.8 saniyede ulaşmasını sağlıyor. Aracın bataryaları iki aksın ortasına, gövde ile zemin altı arasında bir eşik ile mümkün olduğunca alçak olarak yerleştirilmiş. Bu konum yüzde 50:50 ağırlık dağılımı ve alçak bir ağırlık merkezi sağlamış. Bu da aracın yol tutuşunu adeta kusursuz seviyeye getirmiş. * İşte böyle bir araçla yaptığımız testin offroad kısmı gerçekten elektrikli araçların geldiği noktayı göstermesi açısından önemliydi. Binlerce voltluk elektrik yüklü I-Pace ile yarı beline kadar suyun (50 cm) içinden geçip, ayakta durmakta bile zorlanacağınız eğimleri, değim yerindeyse bir dağ keçisi kıvraklığıyla ne gaza ne de frene dokunmadan aştık. Yani geliştirilmiş ‘cruise control’ sistemi sayesinde araç kendi kendine yüksek eğimleri aşarak, dik yamaçlardan aşağıya indi. * Şehir içi ve otoyollarda ise hem sahip olduğu güç hem motor sesinin olmaması aracın sizi farkına bile varmadan 150 kilometrelik hızlara ulaştırabiliyor. Virajlı yollarda fren yapmaya gerek bile duymuyorsunuz çünkü ayağınızı gaz pedalından kaldırdığınız anda devreye giren fren sistemi sayesinde araç yavaşlıyor. Yani I-Pace modelinde tek pedal size yetiyor, fren pedalı neredeyse hiç kullanılmıyor. Aracın fren lambaları da fren pedalına basmadan, ayağınızı gazdan çekince otomatik olarak yanıyor. Ayrıca hem frena bastığınızda hem de ayağınızı gazden çektiğinizde bataryalar şarj ediliyor. Pistte ise araç markanın en sporcu modeli F-Type’dan hiç de aşağı kalmadığını gösterdi. Pistte 200 kilometrenin üzerine çıktığımız aracın açıkçası yol tutuşu ağırlık dağılımından dolayı F-Type’dan bile iyiydi. Yani sonuç olarak belki satış fiyatları pil maliyetlerinden dolayı şu an için biraz pahalı gelebilir (hızla düşecek) ama elektrikli otomobillerin, güç, performans, yol tutuşu, 4 çeker özellikleri, tüketim maliyetleri ve çevreci olmasıyla mevcut konvansiyonel araçlardan çok üstün olduğuna tam anlamıyla şahit olduk. Kaynak: Hürriyet / Emre Özpeynirci