İzzetleriyle değil, alınlarındaki lekeyle yenilecekler
Abone olBaşbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin, "Göreceksiniz 10 Ağustos’ta bir kez daha yenilecekler ama izzetleriyle değil, alınl...
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin,
"Göreceksiniz 10 Ağustos’ta bir kez daha yenilecekler ama
izzetleriyle değil, alınlarındaki lekeyle yenilecekler. Benim
milletim bu ülkede omurgalı siyaset istiyor" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde
gerçekleştirilen Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları
Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, çok farklı bir ramazan ayına
girildiğini belirterek, "Yaklaşık yüzyıldır içinde bulunduğumuz
coğrafyada her Ramazan buruk geçti. Filistin’de hemen her Ramazan
buruk yaşandı. Mısır onyıllar boyunca baskı ve zulümle yönetildi.
Her Ramazan buruk geçti bu bölgelerde. Suriye aynı şeklide
onyıllarca Ramazan dikta rejimlerin gölgesinde buruk geçti. Son 4
yıldır bir de buna kan eklendi. Kitlesel katliamlar eklendi. Irak
deseniz aynı rejimde. Her Ramazan hüzünlü idrak edildi. Afganistan
onlarca yıl Ramazanı acıyla idrak etti. Myanmar’dan başlayarak
Afrika’nın batısına kadar yeni çatışmalarla, baskı ve zulümler ya
da yoksullukla idrak edeceği bir Ramazana yaklaşıyor. Bütün mazlum,
mağdur ve yoksul kardeşlerimiz iç in bu Ramazan’da inşallah çokça
dua edeceğiz. Coğrafyamızın içinde bulunduğu durumu her zamankinden
daha çok tefekkür edeceğiz" dedi.
“BİZ SADECE HAKKIN, BARIŞIN YANINDAYIZ”
Mezhep çatışmalarına asla prim vermediklerini anlatan Erdoğan, "Her
zaman birleştirici, bütünleştirici ve yapıcı bir görev üstlendi. Şu
anda Ortadoğu’da devam eden bütün anlaşmazlıklarda, Kuzey Afrika’da
devam eden gerilimde biz sadece hakkın, barışın yanındayız. Allahın
izniyle hiç kimse bizi bu kardeş kavgalarının içine çekemeyecek.
Biz farklı bir ülkeyiz, bu coğrafyada en köklü devlet geleneğine
sahip olan bir ülkeyiz. Yüzyıllar boyunca idaremiz altında olan
topraklarda barışı, kardeşliği dayanışmayı hakim kıldı. Huzur ve
barışı tesis ettik. Ortadoğu’daki yangının ülkemize sirayet
etmesine biz asla izin vermeyiz. Bizim kendi gündemimiz var.
Yanıbaşımızda devam eden çatışmalara rağmen biz Türkiye’yi barış ve
istikrar içinde geleceğe taşımayı sürdüreceğiz. Türkiye kendisine
gıpta ile bakılan bir ülke olmaya devam edecek. Kendi ülkemizi
topraklarımızı korumak adına huzuru muhafaza etmek adına
bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmelere, haksızlıklar karşısında
susanlardan olmayacağız. Ortadoğu’da oluk oluk kan akarken biz
seyirci kalamayız. Mısır’da insanlık dramı yaşanırken görmezden
gelemeyiz. Suriye’de insanlık ölürken hiçbirşey yokmuş gibi
davranamayız. Ya elimizde, ya dilimizde müdahale ederiz"
ifadelerini kullandı.
Suriye’de, Irak’ta Türkmenler tehdit edilirken bana ne deyip
oralardaki tehdide sırtımızı dönemeyeceklerini söyleyen Erdoğan,
"Türkiye, Musul’da alıkonulan vatandaşlarımızla ilgili olarak ne
gerekiyorsa yapıyor bunu bilmenizi isterim. Irak’ta Türkmen
kardeşlerimizin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde sivil halka bir
an önce yardım eli uzatmak için ilgili kurumlarımızı harekete
geçirdik" diye konuştu.
Her türlü senaryoya karşı hazırlıklı durumda olduklarına dikkati
çeken Erdoğan, "Ancak en başta gerek orada alıkonulan 80
vatandaşımızın, Türkmen kardeşlerimizin can güvenliğini tehdit
edecek şeyden hassasiyetle kaçınıyoruz. CHP ve MHP bölgedeki durumu
zorlaştırmak için alıkonulan vatandaşlarımız için ellerinden geleni
yapıyorlar. İnsanların can güvenliğini hiçbir zaman kendilerine
mesele edinmediler. Şu anda iç siyaset uğruna alıkonulan
vatandaşlarımızı, Türkmenleri zora sokacak tavır içindeler"
ifadelerine yer verdi.
"MHP DE CHP DE KİMLİKSİZ, FIRSATÇI PARTİLERE DÖNÜŞTÜ"
"77 milyonun vicdanına sesleniyorum" diyen Başbakan Erdoğan, "CHP,
MHP onların yandaş medyası bize bu konuda konuşmamız için neden
baskı yapıyorlar. Bizim 80 vatandaşımız bir örgütün elinde
alıkonulmuş vaziyetteler. Bizim bu örgütle kışkırtıcı açıklama
yapmamızı, yangının üstüne körükle gitmemizi bekliyorlar. Bu
alçakça bir siyasettir. CHP de MHP de son derce çaresiz bir
haldeler. İkisinin de kafası çok karışık. Ne CHP de ne MHP’de ilke
kalmadı. CHP’nin Genel Müdürü o koltuğa oturdu. Hep söylüyor ya
Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu partiyi 4 yıl içinde paçavraya
çevirdi. Bu iki Genel Başkanın yönetiminde CHP de MHP de kimliksiz,
fırsatçı partilere dönüştü. CHP Genel Başkanı dün çıkmış Anayasa
Mahkemesi’ni övüyor" şeklinde konuştu.
"Gerçi CHP Genel Müdürü oy vereceği sandığı bulup da hayır
diyemedi" diyen Erdoğan, "Günlerce halka hayır çağrısı yaptı. Şimdi
karşı çıktıkları Anayasa değişikliğinin neticelerini alıyorlar.
Balyoz, Ergenekon davasıyla ilgili Pensilvanya’ya söylemediklerini
bırakmadılar, şimdi idare etmeye çalışıyorlar. Bir yerde ayakları
dolaşacak ve göreceksiniz kafa üstü çakılacaklar. 30 Mart’ta hem
CHP hem MHP seçmeni bu genel başkanlara artık yeter gidin dedi ama
ikisinde de yüz yok. Milletin mesajını alacak seviye yok. Bahçeli
her hafta grup kürsüsüne çıkıyor, bir saat boyunca edep ve ahlaka
sığmayacak açıklamalar yapıyor" diye konuştu.
"YILLARIN MHP’SİNİ ALDIN CHP’NİN OYUNCAĞI HALİNE GETİRDİN"
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye seslenerek, "Yılların
MHP’sini aldın CHP’nin oyuncağı, marjinal sol örgütlerin kuklası,
Pensilvanya şantaj çetesinin mahkumu haline getirdin. MHP7nin
ilkelerini götürdün atın tepsiler içinde şantaj çetelerine teslim
ettin. Pınarhisar’daki günlerin güzle günlerdi o günleri
arayacaksın diyor.Bizi kendin gibi şantaja, tehdide boyun eğecek mi
sandın" diye sordu.
"MESELE ÖLÜMDEN KORKMAK DEĞİL, MESELE ŞAİRİN İFADESİYLE ÖLÜMÜ
KORKUTMAKTIR"
"Siz, Bolu, Sakarya depreminde bunları altında kaldınız" diyen
Erdoğan, "Siz, o depremlerde vatandaşımızı ve şehirlerimizi ayağa
kaldıramadınız. Bankalarımız iflasa gidiyordu. Yoksulluk başını
almış gidiyordu, artık biz ihtiyacımız olan ürünleri bulamaz hale
gelmiştik. Petrolü alamaz hale gelmiştik, siz bize böyle bir
Türkiye teslim ettiniz. Ziraat ve Halkbankası’nı birleştirmek
durumunda kaldınız. Vakıfbank tamamen batıp gidiyordu, siz busunuz
ya. Biz sizlerden böyle bir Türkiye’yi aldık. Yurtdışında olan
vatandaşlarımızın artık biz alnımız dik yürüyoruz Başbakanım bize
bunu siz sağlıyorsunuz’ der hale getirdik. Eğer bugün Avrupa’da
gittiğimiz son ziyaretlerde onbinlerle kucaklaşabiliyorsak bunu bir
nedeni var. Bunlar durup dururken olmuyor. Biz burada millet için
bayrak için ölmeye çıktık. Değil hapis ey bahçeli biz senin ölüm
tehditlerine boyun eğmeyiz, pabuç bırakmayız. Biz senin hapis
tehdidinden de ölüm tehdidinden de korkmayız. Ölüm er ya da geç
olacaktır. Her şeyden önce bizim için ölüm mukadderdir. Her nefis
er veya geç ölümü tadacaktır. Mesele ölümden korkmak değil, mesele
yine şairin ifadesiyle ölümü korkutmaktır. Biz bunun için
buradayız. 2000 yılında MHP devletin ortağıydı, Bahçeli Başbakan
Yardımcısıydı. Bir Cumhurbaşkanı adayını dayattılar, MHP’ye bu
adayı seçtirdiler. Bir MHP milletvekili adaylığını açıkladı. Kendi
arkadaşlarını dövdüler. MHP o gün DSP ve ANAP’ın oyuncağıydı. O
günlerde MHP’ye Cumhurbaşkanı adayı dayattılar, bugün de aynı
şekilde aday dayattılar" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Göreceksiniz 10 Ağustos’ta bir kez daha yenilecekler ama
izzetleriyle değil alınlarındaki lekeyle yenilecekler. Benim
milletim bu ülkede omurgalı siyaset istiyor. CHP ve MHP’nin
düştükleri çukura baktıkça sorumluluğumuzun bir kez daha büyük
olduğunu idrak ediyoruz. Biz muhalefetin bu acizliğine, bu zavallı
haline bakacak, rehavete kapılmayacak tam tersine saflarımızı daha
da sıklaştıracağız" dedi.
"ÇETELER İŞ BAŞINDA"
“Bu ülkede yıllar boyunca siyaseti bir rant kapısı olarak görenler,
ikbal kapısı, makam kapısı görenler oldu. Milletin oyuyla iş başına
geldiler, her seferinde ülkeye millete ağır faturalar yükleyerek
gittiler” diyen Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz gelene kadar Türkiye’de toplam böldüğümüz zaman ortalama
iktidarların dönemi 16 ay. 16 ayın iktidar süreci olarak olduğu bir
ülke güven ülkesi olabilir mi, tabii ki olmaz. Küresel ve ulusal
yatırımcı böyle bir ülkede gelip yatırım yapmaz. Yatırımcı önünü
görecek. Yarın ne olacak, bunu bilmiyor. Böyle bir ülkeye gelip
yatırım yaparlar mı, yapmazlar. Bunlar sadece kendilerini,
çevrelerini düşündüler. Çevrelerine hortumla kaynak aktardılar.
Mafya iş başında. Çeteler iş başında. Onlar kabine kurdular,
hükümetleri indirdiler hükümetler kurdular. Biz bu kısır döngüye
son vermek gayesiyle AK Parti’yi kurduk. Yoksulluk, yolsuzluk ve
yasaklarla mücadele etmek için yola çıktık. Mevki, makam rütbe
peşinde olmadık. Genel Başkanlık, Başbakanlık koltuğu, Bakanlık
koltuğu bizler için 12 yıl boyunca ateşten gömlek olmuştur. Ne
şahsım ne de çalışma arkadaşlarım o makamların keyfini sürme
gayretine düşmedik. Biz, 780 bin kilometrekareye mahkum olmadık,
tüm dünyayı fellik fellik dolaştık. Övünerek söylüyorum, bugün
bizim ihracatçımızın dünyada gitmediği ülke kalmamıştır. Dünyada
ürünlerimizin girmediği ülke kalmamıştır. Biz böyle bir ülke olduk.
En zor zamanlarda bile bir yer tıkanırken Rabbim bize kapılar
açtı."
Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, ben, Bakanlarımız hep beraber yanlarına
aldılar iş adamlarımız gittikleri ülkelere taşıdılar. Oralarda
kendimize ürünlerimizi satabileceğimiz, ikili yatırımlar
yapabileceğimiz ortaklar aradık. Bundan sonra da böyle devam
edecek. Milletimiz içinde dert dinleyerek günlerimizi geçirdik.
Yüzde yüz bunları hallettik mi şüphesiz hayır. Niye hayat her gün
güncelleniyor, buna yetişmek kolay değil. Birçoğumuz evlerinin
yollarını unuttular, bırakınız eşlerimizi, çocuklarımız kendi
canımızdan dahi geçtik. Şu anda hasta yatağında olan arkadaşlarımız
var. Bunlar durup dururken olmuyor. Bu gayret içerisinde olanlar.
Biz ne dedik, bu can bu millete, vatana feda olsun. 12 yıl boyunca
millet, bayrak, ülke için çalıştık. Hastalığımızdan kendilerine
nema çıkarmak isteyenler oldu. Millet her şeyin farkındaydı.
İnşallah bundan sonra da bizler aynı kararlılıkla, azimle
çalışacağız, CHP’nin Genel müdürü hata yaptığında sadece kendisine
partisine zarar verir. Aynı şekilde MHP’nin başında ki zat. Diğer
Partilerin Genel Başkanları da. Biz yanlış yaparsak sadece partimiz
değil bundan dava, Türkiye zarar görür. Biz bir dava partisiyiz.
Biz Selçukludan gelen Osmanlı’yla zirveye ulaşan Cumhuriyet ile
devam eden köklü bir davanın sorumluluğundaki partiyiz. Biz yanlış
yaparsak sadece Türkiye değil, Irak’ın kardeşlik davası, Mısır’ın
davası zarar görür."
"ŞU ANDA AKBABALAR PUSUYA YATTILAR"
Erdoğan, "Bir sandık müşahidimiz, belde ilçe il başkanımız sadece
görev yaptığı bölgede değil, insanlığın mesuliyetini üzerinde
taşıyor. Sorumluluğumuz, sorumluğumuz o kadar büyük ki yapılan
yanlış bu büyük medeniyetin gönlünü yaralayacak kadar büyük olur.
Nasıl ki suya düşen taş dalga dalga ufuklara ulaşıyorsa, sizin
yapacağınız her yanlış ufuklara ulaşır insanlığın kalbini kırar. Şu
anda akbabalar pusuya yattılar. AK Parti içinde bir nifak çıksın
diye bekliyorlar. 12 yıl boyunca pusuda beklediler. Bugün de yarın
da Allahın izniyle istediklerini alamayacaklar. Biz dost ve
kardeşlerimiz için umut, düşmanlarımız için azap olmaya devam
edeceğiz. Asırlardır isimleri değil, hep davayı konuştuk. Bugün de
isimleri değil davayı konuşacağız. İsimler fani, ama bu dava
bakidir. Alparslan, Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet Han geldiler
göçüp gittiler Gazi Mustafa Kemal, Turgut Özal, geldiler mücadele
ettiler ve göçüp gittiler. Göçüp gitmeyen davadır. Baki kalan
Türkiye Cumhuriyeti, ayyıldızlı bayrağımız ve milletimiz oldu. Daha
nice isimler göçüp gidecek. Allahın izniyle bu ülke var olmaya
şanlı bayrak dalgalanmaya devam edecek. Yine hatırlatmak isterim ki
aranızdan birini ölüme değil Cumhurbaşkanlığı makamına
uğurlayacağız Görev değişecek ama dava şuuru değişmeyecek. Böyle
bir süreçte kim ki isimleri tartışarak inanın sadece partimize
değil en başta bu kadim davaya haksızlık eder" şeklinde
konuştu.
"İSİMLER, RÜTBELER, MAKAMLAR, MEVKİLER BU HAREKET İÇİNDE EHEMMİYETİ
EN DÜŞÜK UNSURLARDIR"
"İsimler, rütbeler, makamlar, mevkiler de bu hareket içinde
ehemmiyeti en düşük unsurlardır" diyen Başbakan Erdoğan,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sadece şu salondaki her bir kardeşim gerektiğinde vazife
verildiğinde, o vazifeyi hakkıyla yapacak birikime, güce ve kudrete
sahiptir. Son derce hassas bir imtihandan geçiyoruz. Sanıyorum ki
bu imtihanda teşkilatımdaki her bir arkadaşım dava şuuruyla hareket
edecektir. Cumhurbaşkanı adayımız kim olursa olsun, AK Partinin
emanetindeki büyük Türkiye sancağının en güçlü şekilde
dalgalanacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Önümüzdeki süreç
bizim için bir imtihandır Son bir senedir de büyük bir imtihandan
geçiyoruz. Gezi olayları, 17 ve 25 Aralık’ta son derece büyük bir
imtihana maruz kaldık. Bu alçakça saldırılara göğüs gerdik. Son 1
yıllık süreçte bizler de gerçek ile sahteyi birbirinden ayırt etme
fırsatı bulduk. Kimlerin tuzluk olduğunu, kimlerin tarafsız kalarak
susarak ihaneti onayladığını gördük. Mesele, vatan topraklarına
saldırıldığında tepki verebilmektir. Mesele budur. Üzülerek
söylemeliyim ki bize ve vatanımıza saldırıldığında seyretmekle
yetinenler oldu. Ama bilsinler ki millet de teşkilatımızda bu
suskunluğu not etmiştir. Arkadaşlar biz safları sık tutacağız. Şu
anda elimize gelen belge ve bulguları gördükçe aman yarabbi bu
devletin mekanizmaları içine bunlar nasıl sızdılar. Bu ülkeye nasıl
ihanet ettiler. bu ihanet şebekesini bizim sadece ülkemizde değil
tüm dünyada tanıtmak görevimizdir. Bunu dün Avrupa Birliği
Büyükelçileriyle yaptığım toplantıda da söyledim. Tüm bunlara
rağmen biz aramazdaki muhabbeti muhafaza edeceğiz, gece gündüz
ilerlemeye devam edeceğiz. Dost, zor zamanda belli olur. Dostumuzu
ve hasmımızı daha iyi öğrenerek usanmadan Türkiye’yi
büyüteceğiz."
Salı günü Cumhurbaşkanlığı için adayını ATO’nun kongre merkezinde
açıklayacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Adayımızın
açıklanmasının ardından adayımız için milletimizden yetki
isteyeceğiz. Bir kez daha çok çalışacak kapı kapı dolaşacağız. Bu
seçim 2015 genel seçimlerini işaret fişeğidir. Bir kez daha şerefli
mücadele vereceğiz. Pazar günü Türkiye genelinde 9 kişilik yönetim
kurul üyeleri kendi aralarında toplantı yaptılar. Nerelere takviye
yapacağımız ortaya çıktı. İlk Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye ve
dünyanın sandıklara en iyi çıkan partisi olacağız. 10 Ağustos
seçimlerinin ardından çok farklı bir Türkiye’nin kapıları
aralanacak. Salı günü büyük bir salonda bir kez daha birlikte
olacak, sizlerle hasbıhal edeceğiz. Allah yar ve yardımcımız olsun
diyorum" dedi.
(İHA)