İZODER'den temiz çevre için yalıtım
Abone olSera gazlarının azaltılması amacıyla yürürlüğe giren Kyoto Sözleşmesi’ne ilişkin İZODER gerekli önlemleri ve yönetmelik konusunda oldukça hassas.
Çevreyi kirleten gazların sınırlandırılmasına ilişkin Kyoto
Protokolü’nün yürürlüğe girmesiyle, alınacak önlemler tüm dünyanın
en önemli gündem maddeleri arasında yerini aldı. Türkiye henüz
imzalamadığı için bu anlaşmada taraf olmasa da çevre koruma
konusunda adımlar atmak zorunda. Isı Su Ses Yangın Yalıtımcıları
Derneği’nin (İZODER), Çevre Bakanlığı için hazırladığı rapora göre
Türkiye’de ısınma kaynaklı karbondioksit 20 yılda yüzde 300 artış
gösterdi. Henüz tehlike sınırlarında olmasa da artış endişe verici.
Çözüm ise enerjinin verimli kullanılması ve buna bağlı olarak ısı
yalıtımı… Isı yalıtımı ile hem ortalama yüzde 50 enerji tasarrufu
sağlanırken hem de çevre kirliliği de aynı oranda azalıyor. Sera
gazlarının azaltılması amacıyla yürürlüğe giren Kyoto Sözleşmesi’ne
ilişkin değerlendirme yapan İZODER Başkanı Arif Nuri Bulut, sera
gazlarının büyük ölçüde fosil yakıtların kullanılmasından
kaynaklandığını vurguladı. Fosil yakıtların önemli bölümünün
konutların ısıtılması amacıyla kullanıldığına işaret eden Bulut,
ısı yalıtımının daha az yakıt kullanımıyla konutların ısınması ve
soğutulmasını sağladığını belirtti. Türkiye’nin, Kyoto
Sözleşmesi’ne henüz taraf olmamasına rağmen, İklim Değişikliği
Sözleşmesi’ni imzalayarak ilk adımı attığını ve yakın bir gelecekte
protokole taraf olunacağının beklendiğini belirten Arif Nuri Bulut,
bu protokol ve sözleşmelerin hayata geçmesi ile ülkemizde mevcut
binalara yönelik ısı yalıtımı ile ilgili çeşitli düzenlemelerin
yapılmasının gerekeceğini de belirtti. Bulut ayrıca, İZODER’in ısı
yalıtımının çevreye yönelik etkisi konusunda Çevre Bakanlığı’na
rapor gönderdiğini dile getirdi. Yalıtım ve iklim değişikliğinin
bağlantısının ele alındığı İZODER raporunda, enerjinin büyük bir
bölümünün ısınma amacıyla kullanıldığı, bu kalemde yapılacak
tasarrufun açığa çıkan sera gazlarının azalması sonucunu da
doğuracağı vurgulanıyor. Rapora göre, binalara yalıtım uygulanarak
ortalama yüzde 50 enerji tasarrufu sağlanabiliyor ve daha az enerji
tüketilerek yapılan ısınma, sera gazlarını da yüzde 50 oranında
azaltıyor. Raporda, Türkiye’de konut kaynaklı karbondioksitin 1980
yılında 18 milyon ton/yıl iken 2000 yılında 55 milyon ton/yıl
rakamına ulaştığı ve Uluslararası Enerji Ajansı’nın tehlike
rakamlarına kıyasla düşük olmasına rağmen artışın çok hızlı olduğu
vurgulanıyor. Raporun “Enerjinin Verimli Kullanılması” başlığını
taşıyan sonuç bölümünde, binalarda enerjinin verimli kullanılması
için ısı yalıtımı yapılması, bina kabuğunda yalıtımlı doğrama ve
camların kullanılması öneriliyor.