İzmir'i meğer bizden biri yakmış!
Abone olİzmir yangınını Ermeniler mi çıkardı? Atatürk'ün en yakın arkadaşının itirafları bilinenleri ters yüz edecek.
Eylül 1922'deki İzmir yangınına dair bomba gelişme.
Yunan ordusu İzmir'den çekilirken yangını Ermeniler'in
çıkardığına ilişkin tezi çürüten itiraflar, Atatürk'ün en yakın
arkadaşlarından gazeteci Falih Rıfkı Atay'dan geldi..
Sabah yazarı Emre Aköz, Atay'ın 'Çankaya' adlı kitabının
sansürlendiğini farketti. Orjinalini Sahaflar'da bulan yazar,
konunun çarpıcı bölümünü bugünkü köşesinde yazdı.
(...)"İzmir'i niçin yakıyorduk? Kordon konakları, oteller ve
kazinolar kalırsa, azlıklardan kurtulamıyacağımızdan mı
korkuyorduk. Birinci Dünya Harbinde Ermeniler tehcir olunduğu
vakit, Anadolu şehir ve kasabalarının oturulabilir ne kadar mahalle
ve semtleri varsa, yine bu korku ile yakmıştık. Bu kuru kuruya
tahripçilik hissinden gelen bir şey değildir. Bunda bir aşağılık
duygusunun da tesiri var. Bir Avrupa parçasına benzeyen her köşe,
sanki hıristiyan veya yabancı olmak, mutlaka bizim olmamak
kaderinde idi. Bir harb daha olsa da yenilmiş olsak, İzmir'i
arsalar halinde bırakmış olmak, şehrin Türklüğünü korumaya kâfi mi
gelecekti? Koyu bir mutaassıp, öfkelendirici bir demagog olarak
tanımış olduğum Nureddin Paşa, ta Afyon'dan beri Yunan'lıların
yakıp kül ettiği Türk kasabalarının enkazını ve ağlayıp çırpınan
halkını görerek gelen subayların ve neferlerin affetmez hınç ve
intikam hislerinden de şüphesiz kuvvet almakta idi." (Çankaya,
1958 baskısı, Dünya Yayınları, s. 212-213)
BÜYÜK KURTARICI NEREDEYDİ?
Yazar Falih Rıfkı Atay'ın bu itirafından sonra yangınla ilgili
yüzde yüz olan gerçeği açıklıyor. Dahası ve belki de en önemlisi
"Bütün bunlar olurken "Büyük Kurtarıcı"
neredeydi?" şeklinde soru yöneltiyor.
Yazarı dinliyoruz:
(...) Falih Rıfkı'nın anlatımından çıkan temel noktalar
şunlar:
İzmir'i, kente giren ilk birliklere kumanda eden
"Sakallı" lakaplı Nureddin Paşa
yakmıştır.
Bu tercihte, çeşitli toplumsal kompleksler kadar, "aman
azınlıklar ileride hak iddia etmesin" kaygısı da
vardır.
Benzeri bir yakma faaliyeti 1915 tehcirinde Ermeni malları için de
uygulanmıştır.
(Not: Soykırım mı, bilemem ama "etnik
temizlik" olduğuna eminim.)
Ben olaya şöyle bakıyorum:
Nureddin Paşa'nın adamlarının ellerinde gaz tenekeleriyle oradan
oraya koşuşturduğunu biliyoruz ama... Farz edelim ki İzmir'i,
Rumlar (veya Ermeniler) tutuşturmuş olsun...
Şu kesin gerçek değişmez:
İzmir yangınını söndürmedik!
Kentin harap olmasına izin verdik...
O İzmir ki 1922'de en ileri, en
modern, en Batılılaşmış kentlerimizden biriydi. Hatta belki de
birinciydi.
Ancak yanmasına izin verildi.
Peki yangını kim çıkardı?
Şöyle söyleyeyim: Yüzde 90 biliyoruz ama oran
yüzde 100 olmadığı için, arada kalan yüzde
10'luk cücükten hareket eden sansürcülerle
uğraşmak zorunda kalıyoruz.
İzmir yangınını kimin söndürmediğini ise yüzde 100
biliyoruz.
Peki, bir soru daha: Bütün bunlar olurken "Büyük
Kurtarıcı" neredeydi?
Artık ona da ben değil, liberalizmden ulusalcılığa savrulan
arkadaşlar cevap versin.