İzmir'de torunu 'bakıcı kaçırdı' demişti! Gerçek bambaşka çıktı: Meğer 12 yıl önce...
Abone olİZMİR'de Bige Altıparmak'ın (36), özel bir bakımevinde kalan anneannesi Tülin Enbiyaoğlu’nu (86) kaçırdığını öne sürdüğü eski bakıcısı Mehmet Nabi Akaydın (62), suçlamalara yanıt verdi. Akaydın, "Tülin Enbiyaoğlu, 40 yıllık aile dostum. 12 sene evvel sokağa attılar, ben sahip çıktım" dedi.
İzmir'de özel bir bakımevinde kalan gayrimenkul zengini Tülin
Enbiyaoğlu, 19 Kasım'da ortadan kayboldu. İsviçreliler ve Türkler
arasında sosyal, kültürel, ekonomik, bilimsel ilişkileri
geliştirmek amacıyla kurulan dostluk derneği Assocıatıon Suısse-
Turquıe'nin kurucuları arasında yer alan ve bir süre önce hayatını
kaybeden Nezih Enbiyağoğlu'nun eşi olan Tülin Enbiyaoğlu'ndan haber
alamayan Muğla'nın Bodrum ilçesinde yaşayan kızı Hanzade Altıparmak
(59) ve torunu mimar Bige Altıparmak, kayıp başvurusunda
bulundu.
Bige Altıparmak, anneannesinin varlıklı bir kadın olduğu için eski
bakıcısı Mehmet Nabi Akaydın tarafından kaçırıldığını ileri sürdü.
Tülin Enbiyaoğlu, 4 gün sonra Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü
ekipleri tarafından Mehmet Nabi Akaydın'ın yanında bulundu. Olayın
ardından konuşan Tülin Enbiyaoğlu, torunu ve kızının kendisinin
paralarını alabilmek için huzurevine attığını ileri sürerken,
torunu ise iddiaların asılsız olduğunu belirterek dava sürecinin
başlattığını açıkladı.
"Mahkemeye gitsem yanımda 30- 40 kadar şahit
olur"
Eski bakıcı Mehmet Nabi Akaydın, Tülin Enbiyaoğlu'nun 40 yıllık
aile dostu olduğunu ve kendisine yöneltilen tüm iddiaların asılsız
olduğunu söyledi. Bugüne kadar sessizliğini koruyup, hakkındaki
iddiaları yanıtlamaya değer bulmadığını belirten Akaydın, "Tülin
Enbiyaoğlu, 40 yıllık aile dostum. 12 sene evvel sokağa attılar,
ben sahip çıktım. 'Bakıcı' dediler, 'kahya' dediler. Bunu diyen
kişi, bana, 'Babam keşke sen olsaydın' diyen insan. Hanzade Hanım,
'Nabi abi, annem seni nüfusuna alsın, benim abi ol' dedi. Yalan
denizinde yüzüyoruz. Akıl var, mantık var 80'li yaşlardaki bir
hanıma, 60 yaş üzeri bir adamı mı bakıcı olarak tutuyorlar. 30
yıldır Bodrum'da yaşıyorum, bütün bu olanların yalan olduğunu
çevremdeki herkes biliyor. Mahkemeye gitsem yanımda 30- 40 kadar
şahit olur. Ben de dava açacağım" dedi.
"100 bin lirayı ödüyor ve icrayı kaldırıyor"
Bige Altıparmak'ın teyzesini de dolandırdığını ileri süren Akaydın,
"Teyzesi bir dönem buraya geldi, Bitez'de bir ev tuttu. Ancak
karıştığı bir dolandırıcılık olayı yüzünden İsviçre'ye kaçtı. Bige
Hanım da teyzesinin kaçmasının ardından 7 dönümlük arsası üzerine
bir proje çizmiş. Bu projenin faturasını teyzesinin Bitez'deki
adresine gönderiyor. Fatura evde kimse olmadığı için muhtara
gidiyor. Buna karşılık Bige Hanım, Gümüşlük'teki arsayı icra
yoluyla satışa çıkarıyor. Teyzesi bunu öğrendiği zaman hemen bir
avukata başvuruyor. Avukatla tesadüfen adliyede karşılaştık,
teyzesi 100 bin lirayı ödüyor ve icrayı kaldırıyor. Şimdi
teyzesiyle de mahkemelik. Avukatın rızasıyla 2 davayı birleştirme
kararı aldık" dedi.
"Artık, tüm bu iddialarla uğraşmaktan
yorulduk"
Müşterek yaşamda Tülin Enbiyaoğlu'nun zaman zaman kredi kartlarını
kullandığının doğru olduğuna ifade eden Akaydın, "Artık, tüm
bu iddialarla uğraşmaktan yorulduk. Alışkın olmadığımız olaylarla
karşı karşıya kaldık. Artık, bir an önce, dava mı açılacak ne
olacaksa her şeyin sonuçlanması istiyorum" diye konuştu.
"Tehdit eder gibi konuştu"
Bige Altıparmak'ın 'Anneannem kaçırıldı' şikayetinden sonra, aynı
günün gecesi evine bir telefon geldiğini aktaran Akaydın,
"Telefondaki kişi, 'Anneanneyi Bige kardeşimize teslim edelim.
Sizle de bir masada oturup konuşmak istiyorum' dedi. Bu numarayı
hemen polise bildirdim. Polisler bu kişiyi buldu. Bir kurumda
çalışan güvenlik görevlisi kendisi. Tehdit eder gibi konuştu, o
kişiden şikayetçi oldum" dedi.
"Aklım başımda ise istediğim gibi paramı
harcarım"
Tülin Enbiyaoğlu da torunu Bige Altıparmak'ın iddialarının gerçeği
yansıtmadığını söyleyip, 'Torunum, rüyasında görüyor galiba. Bir
daha ailemle görüşmeyeceğim. Bundan sonra Bige ve Hanzade diye
birini tanımıyorum. Onlarla asla görüşmeyeceğim. Nabi Bey'le
eski hayatıma devam edeceğim. İşin diğer hukuki boyutlarıyla
avukatlarım ilgileniyor, onlar gerekeni yapacaktır" dedi. Torununun
kendisinden para almadığını iddia ettiğini belirten Enbiyaoğlu,
"Ancak bankalar öyle demiyor. Bankalar, ATM'den para çekilen kamera
görüntülerini, mahkeme istediği zaman vermek mecburiyetinde. Ayrıca
kredi kartımı Nabi Bey'in kullandığını söylüyorlar. Aklım başımda
ise istediğim gibi paramı harcarım, kredi kartımı veririm. Nabi Bey
ile aynı evde yaşıyoruz. Bana yemeği Nabi Bey alıyor, alışverişimi
yapıyor. Tabii ki benim kredi kartımı kullanacak. Bundan daha doğal
ne var. Down sendromlu bir oğlum var, 3 sene önce vefat etti. Toplu
paraya ihtiyacım oldu, Nabi Bey'den 200 bin lira borç aldım.
Karşılığında senet verdim. Yaşım var, ölürsem mirasçılarımdan
parasını alabilsin, borçlu gitmeyeyim diye. 9 aydır bir kuruşsuz,
telefonsuz ve kimliksiz yaşıyorum. Hepsini kızım ve torunum elimden
aldı. Bankadan paralarımı çekiyorlar" dedi. Öte yandan, Tülin
Enbiyaoğlu'nun avukatı aracılığıyla zorla huzurevine
yerleştirildiği gerekçesiyle torunu ve kızından davacı olacağı
belirtildi.