İzmir'de doktor sekretere kabusu yaşattı: Kafanıza sıkarım
Abone olİZMİR'de 31 yaşındaki tıbbı sekreter Cansu Demircan, hastaya holter takmadığı gerekçesiyle kendisine hakaret edip, tehditler savurduğunu öne sürdüğü Doktor İ.K.'yi savcılığa şikayet etti.
Karşıyaka'daki özel bir hastanede meydana gelen olay iddiaya
göre şöyle yaşandı; Geçen 13 Mart günü, dahiliye servisinde çalışan
doktor İ.K., 7 yıldır hastanede tıbbi sekreter olarak görev yapan
Cansu Demircan'dan hastasına holter cihazı takmasını istedi.
Demircan da hastaya holter takıp, bir reçeteyi teslim almak için
kardiyoloji bölümüne gitti. 1 çocuk annesi Demircan'ın iddiasına
göre doktor, holterin takılmadığını zannedip, genç
kadına "Neden holter cihazını takmıyorsunuz, sizin iyice g…nüz
kalktı. Bir daha takmazsanız kafanıza sıkarım" diye bağırdı. Hızla
odadan çıkan Demircan, işten ayrılıp, doktor hakkında savcılığa
tehdit ve hakaret suçlarından suç duyurusunda bulundu.
Cansu Demircan, "Olay günü, bana söylenen işi, asli görevim
olmamasına rağmen yaptım. Buna rağmen doktor İ.K.'nin neden bu
şekilde bana bağırdığını anlamıyorum. Olay anında yalnız değildim.
Bütün arkadaşlarım duydu. Çok üzüldüm, kendimi çok kötü hissettim.
Herkesin ortasında gelip bana bağırdı. Herkes gelip, 'Ne oldu,
neden bağırdı' diye sordu. Daha önce holter cihazının tıbbi
sekreterler tarafından takılmasına itiraz ettim. Ancak hastane
bize, 'İşe girdiğinizde size bir sözleşme imzalattık. İstediğimiz
her şey yapacaksınız' dedi. Bu cihazı takmak benim görevim değil.
Ben hemşire veya sağlık teknisyeni değilim. Tıbbi sekreter olarak
çalışıyorum" dedi.
"Biz ne istiyorsak yapacaksınız, yoksa kafanıza
sıkarım"
Cansu Demircan'ın avukatı Eren Selanik ise, müvekkilinin bilgisayar
programcılığı mezunu olduğunu vurgulayarak, "Tıbbi sekreter olarak
çalışan müvekkilime, iş sözleşmesinde yer alan tanım dışında,
sağlık teknisyenlerinin yapması gereken birtakım işler
yaptırılıyor. Bu sırada da kendisini hastalara sağlık teknisyeni
olarak tanıtması isteniyor. Müvekkilim, alanı dışındaki işleri
yapmak istemediğini bildirmesine rağmen, hastane son 2.5 aydır,
açık veya zımni olarak kapının önüne kovmakla tehdit ederek,
müvekkilimi buna zorluyor. Bu konuda birtakım tartışmalar
yürütüldüğü için, hastanede mesul müdür olarak çalışan bir doktor,
herhalde yöneticiliğin verdiği vasıftan ötürü ve düzeni sağlamak
için, 'Biz ne istiyorsak yapacaksınız, yoksa kafanıza sıkarım'
diyor. Müvekkilimin kıdem tazminatını hak ettiğimizi, haklı sebeple
işten ayrıldığını bildirdik. Ancak önce bize haklarımızı
ödeyeceklerini bildiren şirket, son anda telefonla bizi arayıp,
ödemeyi yapmayacaklarını söyledi. Bize haklarımızı verirlerse,
diğer çalışanlar için de örnek oluşturacağını söylediler. Öncelikle
bir çalışana, kendi iş tanımı dışında başka bir iş yaptırılması
hukuken yasak. Diğer yandan halk sağlığını da tehlikeye atan bir
şey. Çünkü tıbbi sekreterlerden kendilerini sağlık teknisyeni
olarak tanıtmaları isteniyor. Biz de tüm bunlar göz önüne alarak
gerekli suç duyurularımızı yaptık." diye konuştu.
"Doktorun söylediği iddia edilen sözleri ben
duymadım"
Hastanenin işletme müdürü Seçil Fındık ise “Kendisi doktorun
yardımcı personelidir. Bir hastaneye gittiğinizde, doktorun yanında
bir yardımcı personel vardır, bu kişi doktoru asiste eden ve
doktorun gözetiminde çalışan bir personeldir. Biz kendisine
enjeksiyon işlemi, damar yolu açmak gibi tıbbi işlemlerde
bulundurmuyoruz, bunlar hemşirenin görevidir. Ancak bu kişi
doktorun asistanıdır, yardımcı personeldir. Doktorla birlikte aynı
odada çalışırlar, tıbbi ilkeler doğrultusunda işlemlerini
gerçekleştirirler. Holter cihazı denilen cihaz, tansiyonu düzenli
olarak ölçmek için hastaların koluna takılır ve basit bir işlemdir.
Bunu takmak herhangi bir ekstra sağlık bilgisi gerektirmez. Cansu
hanım, bu basit işlemi, doktorlarımızın gözetimi altında, yine
hastanemizin kurumsal kimliğine ve tıbbi ilkelere sadık şekilde
takıyor. Doktorun söylediği iddia edilen sözleri ben duymadım.
Velev ki böyle bir şey oldu. Cansu hanımın bunu yönetime, yazılı
bir dilekçeyle bildirmesi gerekir. Ancak kendisi tarafımıza
herhangi bir şikayet veya bildirimde bulunmadı. Eşi ve eşinin
ailesi, doktorumuzu arayıp canıyla tehdit etmişlerdir. Aynı zamanda
bizim satın alma müdürümüzü de arayarak, söz konusu doktorumuza
zarar vereceklerini belirten ifadelerde bulunmuşlardır. Doktorumuz
da bununla birlikte, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Cansu
hanım, zaten tazminatını alarak ayrılmanın planlarını yapıyordu. O
nedenle bu şekilde bir olay ile karşımıza çıktı" dedi.