İYİ Parti’de iyi haller yaşanmıyor. İstifalar, tehditler,
şantajlar rahatsızlık boyutunu aşarken, cadı kazanının altına
sürekli odun atılıyor.
Hatta Genel Başkan Meral Akşener’in cesurca meydan okuması
“İspat etsinler politikayı bırakacağım”… sözü
İYİ Parti son seçimlerden bu yana politik düzlemde sürükleniyor,
rotası belli değil, dengeyi tutturamıyor. Meral
Akşener artık partiyi toparlayamıyor.
Kurultayda Meral Akşener partililere yönelik hesaplaşma
sürecinin de fitilini ateşledi. Bunun yanı sıra seçimin
kaybettireni olarak faturanın kendisine kesilmesiyle CHP’ni de bu
hesaplaşmaya dahil etti.
Ayar vermek isterken tüm ayarlar bozuldu.
İYİ Parti’nin kuruluş sürecinde CHP’den 15 milletvekilinin
istemesini büyük pişmanlık olarak ifade etti. Birde “Herkes haddini
bilecek. Parti içinde şımarıklığı bitireceğim” demişti. Ama
hal böyle olmadı, olamadı. Kriz büyüyerek devam etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP kurultayında, ”Sırtımdaki hançerle
seçime girmek zorunda kaldım” deyince, Akşener’de ”Ben hiç
kimsenin arkasından hançer vurmadım. Ya göğsünden ya kalbinden
saplarım” deyince istifaların yolu açıldı, milat oldu.
İYİ Parti’den istifa eden, büyük maddi kaynak aldığı iddia
edilen Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun AK Partiye
katılması,
Ankara Milletvekili Adnan Beker’in istifası,
Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ile ilgili kaotik
durum,
İstanbul Milletvekili Cihan Paçacının Parti içindeki
durumdan duyduğu rahatsızlık, Genel Başkan ile iki aydır
görüşmemesi,
İstanbul Milletvekili M. Salim Ensarioğlu’nun İYİ
Partinin merkez sağa oturamaması sürecinden duyduğu rahatsızlık,
şimdilik istifayı düşünmemesi ama partisini
sorgulaması,
İstanbul Milletvekili Siyaset Bilimci, Delta Holding
Kurucusu Seyithan İzsiz’in istifa için sırada
beklediği,
Bütün bunlar yaşanırken; Meral Akşener Parti Grubunda “İsterse
en yakınım olsun vallahi değiştireceğim”
demişti. Değiştireceği Sakarya Milletvekili Ümit
Dikbayır’dı. Akşener, Dikbayır’ın halası.
Hala yiğen arasındaki siyasi sorun nedir?
Var olduğu iddia edilen bu sorun neden kapalı kapılar
ardında çözülmek yerine, medya ya servis edildi?
Böyle bir süreç İYİ Partiye yıpratmaktan başka ne
kazandırır?
Dikbayır, İYİ Parti’nin kasasından 132 milyon TL’nin
yurtdışına transfer edildiğini, Meral Akşener’in eşinin, oğlu
Fatih Bey’in ve eşinin, özel kalem müdürü Esma Hanım ve eşinin
hesaplarının inceletildiği iddialarla gündem olmuştu. Ümit
Dikbayır bu iddiaların araştırılması için parti yönetimine
verdiği dilekçede, ispat edilirse milletvekilliğinden istifa
edeceğini açıklamıştı.
Akşener, “Benim değil, oğlumun ve eşinin hesaplarının
kontrol edildiği gayri resmi bildirildi. Bu doğru bilgi. İlgili
bankaya müracaat ettik. Şimdi o gayri resmi bilgi, resmi hale
gelecek. Benim, oğlumun, gelinimin, yeğenlerimin, çocukluk
arkadaşlarımızın, hiçbirinin hiçbir belediyeyle bir irtibatı, işi,
gücü yoktur. Bunu ispat edemeyen şerefsiz oğlu şerefsizdir. İspat
edildiği takdirde de ben bu politikayı tümden bırakacağım”
dedi.
Ve ihraç süreci başladı…
Genel Başkan, Ümit Dikbayır’ı ihraç talebiyle disipline
sevk etti.
Bunun üzerine Akşener, “Hele gariban kız çocuklarına,
delikanlılara, onları üzenleri, onları istismar edenleri silmezsem
adiyim” demişti. Bu ifadeler, iddialar oldukça ağır.
Bahse konu olan gariban kız çocukları kim ya da kimler?
Bahse konu olan delikanlılar kim?
O kız çocuklarını ve delikanlıları kim istismar etti ya da
üzdü?
Söz konusu istismarın mağduru ve faili kimdir?
Hangi milletvekili istifa eder, hangi milletvekili partisine
sonuna kadar sahip çıkar ya da Akşener bir tasfiye mi yapar? Bunu
süreç gösterecek.
Bu kriz daha da büyürse İYİ Parti bu yerel seçimlerde büyük
kayıplar yaşayabilir. Parti içinde ki güç dengeleri
değişebilir.