"İyilik yapmak için para vermeyin"
Abone olSokakta çalışan çocukların ''para kazanıyorum'' güvencesiyle hareket etmesinin bu durumunu sürdürmeye yönlendirdiği ve ailelerinden tamamen kopmalarına yol açıyor.
Adana Sokak Çocukları Derneği Başkanı Fazilet Aksu, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, sokakta yaşayan ya da çalışan
çocukları topluma kazandırmak için TBMM'den, valiliklere ve sivil
toplum kuruluşlarına kadar çeşitli kesimlerin sayısız projeler
gerçekleştirdiğini bildirdi. Aksu, derneklerine yapılan
başvurularda en çok sorulan sorunun, ''Sokakta para isteyen ya da
bir şeyler satmaya çalışan çocuklara nasıl davranılması gerektiği''
yönünde olduğunu belirterek, şunları söyledi: ''Sizler para vermeye
devam ettikçe onlar da istemeye devam edecekler. Bu kısır döngüyü
kırmak sizin de elinizde. Onların iyiliği için para vermeyelim,
acıma duygusu ile yaklaşmayalım. Unutmayalım ki ellerinize
verdiğimiz para, geleceklerinden çaldığımız güzel günleridir. Çünkü
para vermek, onları sokağa mahkum etmektir. Para kazandığı
düşüncesine kavuşan ve bu güvenceyi hisseden çocuk, ekonomik
özgürlüğe kavuştuğu düşüncesiyle ailesinden tamamen kopabiliyor.''
Çocukları kırmadan, üzmeden ve neden para verilmediğinin
açıklanmasını isteyen Aksu, şunları söyledi: ''Size yalvaran
gözlerle bakan, aç olduğunu söyleyerek ekmek parası isteyen bir
çocuğa (hayır) demek çok zor, ancak, bunu yapmak zorundayız.
Önceleri ben de para verirdim. Ancak bu çocuklarla iç içe yaşadıkça
ve onların büyükler tarafından ne kadar acımasızca sömürüldüklerini
gördükçe ben kendimi tutmayı, duygularıma hakim olabilmeyi
öğrendim. Hiçbir çocuk, kendi isteğiyle sokakta satıcılık,
dilencilik, çöp toplayıcılığı yapmaz. Bu çocuklar ya ana-babaları
ya da onların sırtından para kazanan insanlar tarafından
çalıştırılıyor.'' SOKAĞIN BEDELİ Aksu, çocukların bu durumunun
sürdürülmesinin eğitimlerini ve geleceklerini de engellediğini
ifade ederek, şunları kaydetti: ''Gündüz çalışan çocuğun elinden
parayı alan yetişkin, ertesi gün ondan daha fazlasını istiyor. Bu
da çoğunlukla baba oluyor. Eğer çocuk az para getirirse dayak
yiyor, azar işitiyor. Bu böyle sürdükçe çocuk (hem para
getiriyorum, hem dayak yiyorum, öyleyse niye eve gideyim ki, zaten
param da var) diyerek evden kaçıyor. Evden kaçan çocuk sokakta
yaşamaya başlıyor, eğer okula gidiyorsa okulu da terk ediyor.
Çocuk, sokakta barınabilmek, tehlikelerden korunabilmek için daha
önceden bu yaşama alışmış olanlarla arkadaşlık etmeye başlıyor,
sokak çetelerinden birine katılıyor. Bu sefer de çetenin
liderlerinin boyunduruğu altına giriyor. Kimileri kağıt işine
başlıyor, depocuya borçlanarak sokaklardaki yaşamanı sürdürmeye
mahkum ediliyor.'' Süreç içinde yaşam koşullarının daha da
kötüleştiğini, madde kullanımı, tecavüz ve suça karışma olaylarının
artığını belirten Aksu, yapılması gereken en doğru yaklaşımın
onlarla ilgilenmek, çözümü için yetkili ve gönüllü kuruluşlarla
koordinasyon içinde hareket etmek olduğunu söyledi.