İyi ki geldin eyyy Şehr-i Ramazan…
Gelişinle nice zamandır daralan gönüllerimize inşirah
bahşettin.
Gelişinle uzun zamandır kararan sinelerimize aydınlık oldun.
Gelişinle azalan umutlarımıza yeni filizler ektin.
İyi ki geldin eyy Şehr-i Ramazan…
Davası ve çıkarı dünya olan, maddiyata esir olmuş, insanlığı
sömürdükçe sömüren, süfli emellerinin peşinde koşup insanlığa korku
dolu anlar yaşatan şeytanın hizmetçileri uzun zamandır geleceğimizi
karartmakla meşguldüler.
Her gün yeni bir felaket haberi vermeyi kendine görev
edinmiş insanlık düşmanı zalimler, insanlığın elindeki umut
parçalarını tarumar etmekle meşguldüler.
Ve biz onların elinde adeta bir oyuncağa dönmüş, kısıtlama ve
zorlamaların etkisi altında bunaldıkça bunalmıştık.
Adeta her gün bir önceki günden “yevmil beter” olup
çıkmıştı.
Gelişinle ümidini kaybetmiş sinelerimize yepyeni heyecanlar,
yeni başlangıçlar getirdin.
Bize bizi asla terk etmeyen ve terk etmeyecek olan
Rabbimizi hatırlattın. Bize ruhumuza dönmemiz için yeni
bir başlangıç getirdin.
İftarınla, sahurunla, teravihinle, Kuran-ı Kerim’le,
salavatlarla, hatimlerle ve açlıkla bizi düşmüş olduğumuz
umutsuzluk kuyusundan çekip çıkardın.
Bize, yeniden kendimiz olabilmemiz, yeniden bir dirilişe
uyanabilmemiz adına yeni bir fırsat daha getirdin.
Keşke hiç gitmesen, hep bizimle kalsan.
Ne kadar aciz olduğumuzu, dünya nimetlerinin ne kadar geçici
olduğunu bize hep hatırlatsan.
Hatırlatsan ve bilsek dünya nimetlerinin geçici olduğunu. Az bir
miktar yiyecekle de yaşanabileceğini idrak edebilsek ve
karınlarımızı tıka basa doldurmanın ne kadar gereksiz olduğunu
anlayabilsek.
Anlayabilsek, açın ve fakirin halini.
Açlığın ne yaman bir imtihan olduğunu bilebilsek. Bilip idrak
edebilsek ve fakirin her daim yanında olmamız gerektiğini
anlayabilsek.
Sahip olmak için büyük kavgalar verdiğimiz bu dünyanın bir gün
gelip son bulacağını, gideceğimiz nihai noktanın Rabbin huzuru
olduğunu idrak edebilsek keşke…
Gelmene, bize yeni bir nefes olmana, yeni ümitler
edinmemize o kadar çok muhtaçmışız ki…
Henüz üç gün oldun geleli ama daha şimdiden bizi kendimize
getirdin. Silkeledin, dünya kirlerimizi akıttın üzerimizden. Bizi
biz olmaktan uzaklaştıran bütün süfli emellerimizi öldürdün. Bizi
daha iyi bir insan ve mümin olma noktasında itekledin.
Keşke seninle bütün insanlık tanışabilseydi. O zaman eminim her
şey çok daha güzel olurdu.
Eğer seninle tanışsaydı Çinliler hiç Uygur
kardeşlerimize zulmedebilirler miydi?
Eğer seninle tanışabilseydi Amerikalılar, obezite ve
israfın beşiği olabilirler miydi?
Eğer seninle tanışabilseydi Avrupa, sömürgeci olabilir
miydi?
Eğer seninle tanışabilseydi Latin Amerika, fuhşun
merkezi olabilir miydi?
İyi ki geldin eyy Şehr-i Ramazan…
Gelişinle nice zamandır daralan gönüllerimize inşirah
bahşettin.
Gelişinle uzun zamandır kararan sinelerimize aydınlık oldun.
Gelişinle azalan umutlarımıza yeni filizler ektin.
İyi ki geldin eyy Şehr-i Ramazan…