İyi ki cumhurbaşkanı var!
Abone olBaşbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Sezer arasındaki gerilim sürerken Oktay Ekşi'den, Sezer'e destek geldi. Ekşi, Sezer'i "laik cumhuriyetin savunucusu" ilan etmiş.
Hürriyet gazetesi yazarı ve Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi
Devlet nasıl bozulabilir? başlıklı yazısında Sezer'e destek
çıkıyor.
Yazar: Oktay Ekşi
Kaynak:
"DAHA önce de böyle bir şey oldu da anımsayamadık mı diye tereddüt
ediyoruz. Ama itiraf edelim ki Cumhurbaşkanlığı’nın, normal olarak
kamuoyuna açıklamaması gereken bir yazışmayı basına verdiğine
ilişkin başka bir örneği anımsayamadık.
Bu aslında Cumhurbaşkanı’nın Başbakan’ı kamuoyuna şikáyet ettiği
anlamına gelen bir uygulama...
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer -bizim anlayışımıza göre
özetlersek- diyor ki:
‘Ben bu hükümete söz geçiremiyorum... Başbakan’a, yüksek düzeyli
devlet memurlarını atayabilmem için bana, yasaların istediği
niteliklere sahip bürokratları önerin. Aksi halde getireceğiniz
tayin kararnamelerini imzalamam, dedim.’
Ama hükümetin bu uyarıyı dinlemediği, ‘devletin koyduğu kurallara
değil, bizim beklentilerimize uygun adamları tayin ederiz’ demekte
ısrar ettiği anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı bu durumun sürüp gitmesi üzerine, Başbakan’a 7 Mart
2005 tarihinde gönderdiği uyarı mektubunu dün açıkladı.
Mektupta verilen bilgiye göre Başbakanlık 28 Şubat 2005 tarihine
kadar Cumhurbaşkanı’na 2340 atama kararnamesi sunmuş. Bunlardan
306’sını Cumhurbaşkanı imzalamayarak geri göndermiş.
Elbet Cumhurbaşkanı bazı konularda hükümetten farklı düşünebilir ve
yetkilerini kullanıp ‘Bunu imzalamıyorum’ diyebilir.
Ama Cumhurbaşkanı imzalamayışının nedenlerini açıklarken, özetle
‘Bunlardan 58’inin tayin edilecekleri görev alanıyla ilgili bilgi
ve deneyimleri yoktu; 13’ünün tayini yargı kararlarına aykırıydı;
17’si yasaların istediği koşullara bile sahip değildi’ diyor,
163’ünü geri çevirme sebebini söylemeyi dahi uygun bulmuyorsa,
orada çok önemli bir arıza var demektir.
‘Orada’ derken hükümette yani bu kararnameleri yasaların istediği
koşulları dikkate almadan Cumhurbaşkanı’na sunan kafalarda demek
istiyoruz.
Biliyorsunuz Cumhurbaşkanı atamayınca hükümet de bir başka yola
başvuruyor... Aynı kişiyi bu defa ‘vekáleten’ o göreve
getiriyor.
Ve... Kamu yönetimini hantallıktan kurtarmayı, çağdaş bir yönetim
kurmayı vaat eden bugünkü iktidar, sonuç olarak kamu yönetiminin
işleyişini tümden bozmayı hedeflemiş gibi olmaktadır.
Nitekim CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in ‘vekil atamalar’la
ilgili soru önergelerine 23 bakandan 14’ünün verdiği yanıtlar,
fotoğrafın tamamını görmemize yetiyor. Buna göre 4’ü devlet 10’u
icracı olan bu bakanlıklarda 1960 kişi, görevini vekáleten
yürütüyormuş. Bu bakanlıklardan sadece Milli Savunma Bakanlığı’nda
vekáleten görev yapan bir tek bürokrat bulunmuyormuş.
O 1960 kişinin ayrıntılarına girmeyelim. Ama birçoğunun ‘laik
Cumhuriyet’e sadakatle hizmet vermeye yemin etmek istemeyecek’
kişiler olduğundan eminiz. Çünkü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer’in önüne gelen kararnameleri özellikle bu açıdan incelediği
biliniyor.
O nedenle ‘Neyse ki laik Cumhuriyet’in sahibi bir Cumhurbaşkanı
var’ diyoruz."