İyi bir kavurmanın püf noktaları
Abone olKurban etiyle pişirilecek lezzetli bir kavurmanın nasıl olacağını ve püf noktalarını sizin için derledik...
Türkiye Aşçılar Federasyonu ve Sheraton Ankara Oteli
Başaşçısı Zeki Açıköz, asistanlarıyla birlikte kurban etiyle
pişirilecek lezzetli bir kavurmanın nasıl olacağını ve püf
noktalarını anlattı.
Türk geleneklerinde çok özel ve farklı bir öneme sahip olan bayram
sofraları, ailelerin, dostların ve komşuların bir arada bulunduğu,
uzun bayram sohbetlerinin yapıldığı ve özellikle aile büyüklerinin
kendi çocukluklarında yaşadıkları bayram anılarını anlattıkları
özel anların ve farklı bir atmosferin yaşandığı mekanlar olma
özelliğini hala koruyor.
Günler öncesinde başlayan hazırlığın ardından peçetelerin,
bardakların, masa örtülerinin, çatal-bıçak ve kaşıkların özenle
seçilerek yerleştirildiği bayram sofraları, ev hanımlarının da
bütün maharetlerini gösterdikleri bir mekan ayrıca.
Bayram sofralarının en ince ayrıntılarının düşünüldüğü özel bir
sofra hazırlayan Sheraton Ankara Otel'i, mutfağının kapılarını
AA'ya açtı.
Otel'in Baş Aşçısı Açıköz, asistanları Koray Türk ve Murat Hayran
ile birlikte, Kurban Bayramı sofralarının ana yemeğini oluşturan
"kavurma"nın tarifini anlattı. Açıköz, Kurban Bayramı'nın ilk
gününde, kurban kesilen her evde geleneksel olarak kavurma ve
çeşitli et yemeklerinin pişirildiğini anımsattı.
Açıköz, birçok kişinin, kurban etinin hangi bölümlerinin nasıl
tüketilmesi gerektiğini bilmediğini dile getirerek, "Biz
etin bölümlerini bilmiyoruz. Vatandaş kurbanını kesiyor, bonfilesi
neresidir, antrekotu neresidir, kontrafilesi neresidir bu bilinç
olmadığı için bonfile, but, ön kol, boşluk neyse hepsi bir
tencerede kavurma olur. Bu nedenle etler yemeğin içinde ya parça
parça olur ya da bazıları pişmemiş olur" dedi.
Kavurmanın, gövdedeki aynı bölgeden kesilmiş etlerle yapılması
gerektiğini vurgulayan Açıköz, "Kurban Bayramı'nda geleneksel
yemeklerden olan kavurmanın lezzetli olması için etin
dinlendirilmesi gerekir. Ancak, bayramda böyle bir imkan olmadığı
için etin, hayvanın aynı bölgesinden kesilip, hiç yağ eklemeden
kendi yağında pişirilmesi lezzetini artıracaktır" diye konuştu.
İYİ KAVURMA NASIL YAPILIR
Açıköz, kuzu kavurma ve dana kavurmanın ayrı ayrı püf noktalarını
ve tarifini şöyle açıkladı:
"Kuzu eti kavurması: Tencereye kuzu etlerini atıp, 1
adet soğanı hiç doğramadan bütün olarak etlerin arasına koyuyoruz.
Etlerin pişme süresi uzun olduğu için soğanları küçük küçük
doğramak yerine büyük soğan koyuyoruz. Çünkü soğanlar küçük küçük
doğrandığı takdirde dağılır.
Bayram kavurmalarının içine çok malzeme girmez o nedenle
soğan lezzet verir. Daha sonra kuzunun kuyruk yağı veya iç yağından
biraz ilave edilir. Bir iki dakika harlı ateşte kavurduktan sonra
ocağı kısık ateşe alıp, yaklaşık 45 dakika pişirdikten sonra, son
aşamada tuz, karabiber ve kekik ilave ederek, bir iki dakika daha
kavrulduktan sonra pilavla servis yapılır.
Dana eti kavurması: Dana etiyle kavurmayı yaparken, önce tencereye
yağ konulur ve yağ eridikten sonra etler ilave edilir. Hiç bir
şekilde etin kendi yağının dışında yağ ilave etmiyoruz. Yine dana
kavurmanın içerisine bir adet bütün soğanı koyup, yüksek ateşte bir
kaç dakika kavurduktan sonra, kuzu kavurmadan farklı olarak bir
bardak su ilave edip, kısık ateşte bir saat pişiriyoruz. Kavurma
piştikten sonra tuz, karabiber ve kekikle karıştırarak, pilavla
servis yapılır.
Etlerin, ilk aşamada kızgın ateşte kavrulmasının nedeni, kızgın
ateşte kenarından kabuk bağlarsa et suyunu dışarı ve böylece sert
olmaz, daha yumuşak ve daha lezzetli olur. Baharat olarak sadece
tuz, karabiber ve dağ kekiği kullanılır. Et yemeklerinde tuzun
servise yakın atılmasının nedeni ise etin sertleşmemesidir."
İKRAMLAR TADIMLIK YAPILMALI
Kavurmanın yanısıra bayramda kurban etlerinden çeşitli et yemekleri
yapıldığını, bunun dışında sakatatların da tüketildiğini dile
getiren Açıköz, ancak, yemek, tatlı ve içecek ikramlarında dikkat
edilmesi gereken noktalar olduğunu dile getirdi.
Açıköz, ikramların küçük tabaklar içinde tadımlık şeklinde
hazırlanması gerektiğini, çünkü bir çok ziyaret gerçekleştiren
misafirlerin, gittikleri her yerde sunulan yemekleri yemek zorunda
kaldıklarını vurgulayarak şöyle konuştu:
"Bayram ziyareti için gidilen evlerde tatlı, kavurma, pilav
ve içecek ikramları yapılır. Her gittiğiniz yerde birer lokma
yediğiniz zaman toplamda bir öğün yapar. Eve gelen misafirlere çok
ısrar etmeden, servislerin küçük parçalar halinde sunulması
gerekir. Hatta iki kişiye bir tabakta yiyecek ikramı
yapılabilir.
Bir insanın sofrada yeme kapasitesi 450 gram ile 600 gramdır. Bir
insanın bayramda 10 evi ziyaret ettiğini düşünürsek, 650 gramın
üzerinde yemek yemiş oluyor. Bu da çok rahatsızlık verir ve sağlık
sorunlarına yol açar. O nedenle porsiyonlar ve ikramlıklar küçük
yapılmalı."
USTA AŞÇIDAN OSMANLI ŞERBETİ TARİFİ
Açıköz, son zamanlarda bayramlarda sıkça gazlı içeceklerin ikram
edildiğini, bunun yerine tüm dünyada bilinen ve zevkle tüketilen
Osmanlı şerbetinin çok güzel bir ikram olacağını bildirdi.
Osmanlı şerbetinin, Anadolu'nun her tarafında yetişen çeşitli
meyvelerden hazırlanabileceğini anlatan Açıköz, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Osmanlı şerbeti dünyada çok ünlüdür. Bu şerbetler
Osmanlı döneminde masalardan eksik olmazdı.
Osmanlı şerbeti portakal, limon, çilek, vişne, kiraz ve elma gibi
bir çok farklı meyveden hazırlanabilir.
Arzuya göre alınan meyveler, ayıklanıp yıkandıktan sonra saatlerce
kaynatılır, elde edilen meyve özü, içine fesleğen, nane, karanfil
gibi aromatik otlar atılarak ikram edilebilir. Gazlı içecekler
yerine, bu tip içeceklerin yapılması ve ikram edilmesi daha güzel
ve sağlıklı olur."