İTÜ Rektör adayı O.Yücel, TMDK ( 2016-20) için ne düşünüyor…(1)

Makamların gelip geçici olduğu yazıyoruz/yazıyorlar…Ama, bir şey değişmiyor!…Makama oturan başkalaşıyor/değişiyor, sonra da toplum içine çıkılamaz duruma düşenler çoğunlukta oluyor…

Göktan AY goktanay57@gmail.com

Makamların gelip geçici olduğu yazıyoruz/yazıyorlar…Ama, bir şey değişmiyor!…Makama oturan başkalaşıyor/değişiyor, sonra da toplum içine çıkılamaz duruma düşenler çoğunlukta oluyor…

Sn. Hadi Özışık, siyasetten örneklerle, “Gerçek lidere kafa tutmak kazandırmaz yok eder!” başlıklı çok güzel bir yazı yazmış, okumakta yarar var… (http://www.inter/gercek-lidere-kafa- tutmak-kazandirmaz-yok-eder-1584855y.htm)

Bu yazımızla İTÜ rektör adaylarımızın görüşlerine yer vermeye başlıyoruz.

İTÜ Rektör adayı Prof. Dr. Onuralp Yücel’ in*, TMDK (2016-20 dönemi ) görüş, öneri ve projeleri;

1976 yılından beri, Türk müziğine hem öğretim hem de akademik alanda hizmet veren konservatuarımız ve ilgili kuruluşlar, yetiştirdiği öğrenciler ve faaliyetleri ile kültür ve sanat alanında, toplumumuza önemli hizmetler sunmaktadır.

Öğretim üyeleri; bilgi birikimi ve ders sunuş kabiliyeti yanı sıra kullandığı enstrümanlar ve vücut dili ile sınıfını bir orkestra şefi gibi sevk ve idare eden, öğrencilerini en az sürede en çok bilgi ile donatmaya çalışan teatral kabiliyetleri olan kişilerdir. Ders donanımları arasında kendi araştırma sonuçlarının da bulunması, hem öğretim üyesinin repertuvarını güçlendirerek öz güvenini arttırmakta, hem de evrensel bilgi denizinde dolaştırdığı öğrencilerinin, konulara daha kuvvetli odaklanmasını sağlayabilmektedir.

Sanat faaliyetlerine aktif ve ya pasif olarak katılan öğrencilerimizin; titizlik, disiplin, konsantrasyon, çalma, söyleme ve dinleme konularında ince detaylara vakıf olmalarının olgunlaşma süreçleri üzerinde olumlu etkileri olacağı açıktır.

Mustafa Kemal Atatürk ün “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözü, kültür ve sanat odaklı kalkınma tercihiyle, mühendislik ve mimarlık uygulamalarını kolayca kavrayan insan gücü biriktirilmesinin yegâne yolu olarak algılanmalıdır.

TMDK için 2016-2020 Projeleri:

Sanat ve sanatçının layıkıyla temsil edilmesine olanak sağlayacak, sanatçı ruhunu ve egosunu yükseltecek, yeteneğini geliştirecek uygun mekânların hazırlanması ve devreye alınması en öncelikli konumuz olacaktır. Bu amaçla uzun zamandır hayali kurulan ve planlanan İTÜ Maçka yerleşkesindeki YDYO kullanımındaki tarihi bina en kısa sürede TMDK’nın öncülüğünde tüm ilgili sanat, kültür birimlerinin, MİAM’ın yer bulacağı, Kültür ve Sanat Merkezi haline getirilecektir. Müzik Müzesi’nin de bulunacağı bu yapı ülkemizin ve İTÜ’nün ulusal ve uluslar arası arenada temsil yüzü haline getirilecektir. Böylece,Türk Müziği alanında bir ilk olan İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı için,40 yılı aşkın sürede harcanan emek ve emeği geçenler taçlandırılacaktır.

Mevcut akademik sorunların çözümü için, tüm akademik kurulların demokratik temayüllere uygun olarak çalıştırılması teşvik edilecek, en başta kadro sorunlarının çözülmesine öncülük edilecektir.İlgili birimlerin akademik yükseltmelerinde uygulanacak kriterler, sanatın yerel-evrensel gerekliliklerine göre düzenlenecek ve gerekli kurullardan geçirilerek resmileştirilmesine çalışılacaktır.

Sanatsal çalışmalar desteklenecek; İTÜ BAP birimi yanı sıra, diğer mevcut kaynaklardan proje desteği alınması sağlanacaktır. Başta TRT olmak üzere, müzik programı yapan ulusal kanallar ile işbirlikleri yapılacaktır. TMDK’nın ulusal ve uluslar arası festivallerde ülkemizi temsil etmesi için girişimlerde bulunulacaktır.

TMDK bünyesinde,“Türk Tiyatrosu Bölümü” kurulmasına destek verilecek, öğrenci kulüpleri ile organik bağların kurulması,ortak projelerin yapılması sağlanacaktır.

Maçka dışındaki yerleşkelerde irtibat büroları oluşturulacak, tanıtım ve uygulama faaliyetlerinin koordine edilmesi sağlanacaktır.

Her makamın gelip geçici olduğu bilinciyle, öğretim üyeliği mesleğinin sürekli gelişim karakterine uygun olarak müzik ve sanat faaliyetlerinde, her gün üstüne koyan geliştirici politikalar benimsenecektir.” (15.04.2016)

*İTÜ Kimya-Metalurji Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi

KÜLTÜR PAKET AÇIKLANDI, AMA!..

Başbakan beklenen “kültür paketini” açıkladı. Geniş bilgi basında var. “Emekliliği gelmiş sanatçılar geriye dönük borçlandırılarak emekli olmaları kolaylaştırılacak. Sosyal güvenliği olmayan sanatçıların emekli olmalarına yönelik çalışma başlatılacak. Telif hakları yasası mayısta Meclis'e sevk edilecek. Davutoğlu, sanatçılara emekliliğe ilişkin, "Yıllarını sanata adamış sanatçılarımızın evsiz, barksız bir şekilde bin bir zorlukla hayata tutunmaya çalışması hepimizi derinden üzüyor. Yadigar Ejder, Yüksel Gözen, Sami Hazinses, Kazancı Bedih gibi sanatçılarımızın yaşadığı mağduriyetleri hepimiz biliyoruz. Sami Hazinses'in hazin vedası da yüreğimizde bir acı" dedi. Kültür ve Turizm

Bakanlığında istihdam edilmek üzere 600 kişilik yeni kadro açılacağının müjdesini veren Davutoğlu, bunların 200'ünün kütüphaneci, 100'ünün sanat tarihçisi, 100'ünün arkeolog olacağını bildirdi.

Davutoğlu, kültür varlıklarının restorasyonu ile şehirlerin yeniden ihyası için görevlendirilmek üzere mimar, mühendis, şehir plancısı ve kağıt restoratöründen oluşan 200 kişinin de bu kapsamda istihdam edileceğini kaydetti.”

Ancak, Sn. Başbakan’dan; devlet korolarında / topluluklarında / orkestralarında  / tiyatrolarında  /konservatuarlarında çalışan sanatçıların/sanatçı öğretim elemanlarının özlük hakları ile ilgili hiçbir açıklama gelmedi. Oysa; sanatçılar; gösterge rakamlarının 6100 veya TRT gibi 6400 olmasını ve ikramiyelerin maaşlara katılmasını yıllardır bekliyorlar/ istiyorlardı. Bu şekilde hem ikramiyeleri hem de emekli maaşları artacak, sosyal yaşamda diğer sanatçılarla eşit olarak, biraz rahat edeceklerdi. Bir çok sanatçı bunlar gerçekleştiğinde hemen emekli olmayı istiyor…Bu şekilde kadrolara gençlerin istihdamı da mümkün olabilecek.Bu istekleri Sn. Başbakan’a ve Sn. Bakan’a iletmiştik. Ama, Sn. Başbakan hiç bahsetmedi, şimdi gözler Sn. Bakan’ın yapacağı açıklamalarda..İnşallah dağ, fare doğurmaz….Demek istiyoruz ki; yeni tiyatrolar açarsınız, kültür merkezleri kurarsınız ama, çalışacak sanatçıların “özlük haklarını” yok sayarsanız, yaptıklarınız “nicelik” olur “gölgede” kalır, ama, “nitelik” ve “üretim” bulamaz, sürekli aynı sorunlarla karşı karşıya kalırsınız…TRT, sanatçılarının beklentilerine cevap verdi, rahat etti…Bakanlığın ve devlet sanatçılarının neyi eksik…Belirtmek istedik…

ÖZEL HAYATIN GIZLILIĞI NEDIR?!…

Türk Ceza Kanunu maddeleri:

Madde 134 - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./81.md.) bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./81.md.) verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) (Değişik fıkra: 02/07/2012-6352 S.K./81.md.) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Şantaj

TCK: 107-(1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) (Ek: 29/6/2005 – 5377/14 md.) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.

TEBRİKLER ADANA BELEDİYESİ’NE…

“Adana Seyhan Belediyesi ve İnsan Kütüphanesi tarafından 2’nci defa organize edilecek festival diğer festivallere oranla biraz daha farklı olacak. 19 Mayıs'ta Adana Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilecek festivale katılmak isteyenler “Dünyayı Verelim Çocuklara” teması ile girişte para yerine kitap ya da oyuncak getirmek zorunda. Adana'nın köy okullarında eğitim gören çocuklara kitap ve oyuncak sağlamak amacıyla düzenlenen festivale şehir dışından katılmak isteyenlerin ise oyuncak ve kitapları 'Adana Seyhan Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü'ne ulaştırmaları gerekiyor. Amacı farklılık yaratmak olan Festivalde bu yıl Azeri grup “No Land” Son dönemdeki yurt içi ve yurt dışı çalışmaları ile dikkat çeken “Sena Şener” ve “Emre Akbay” müzikseverlerle buluşacak. Ayrıca festivalde “Minyatür kale futbol turnuvası, alternatif alışveriş stantları da yer alacak.”

GÜNÜN SÖZÜ

“Yaptığınla müsterih olacaksın, şakalarının sınırını bileceksin. Biz de 'profesyonel komiklere alternatif olalım' diye yola çıkmıştık. Benim 20 senedir duyduğum bir laf var; Cem Yılmaz hiç komik değil, Cem Yılmaz bitti artık. Belki de biletlerdir biten. Komiklik değişken bir iştir. Herhangi bir görüşe, herhangi bir tarafa angaje olmayan bir bakış açısını izleyicilerle paylaşmaktır. Dolayısıyla bu işin bayrağının devredilmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Bu bakışa sahip olan herkeste kendimin devamını görebilirim. Her zaman sizden daha komik insanlar olmuştur, olacaktır" (Cem Yılmaz)

ACI BİR KAYIP…

Bir süredir kanserle mücadele eden, ülkemiz müziğine önemli hizmetleri ve eserleri olan besteci, müzisyen Attila Özdemiroğlu, (73 yaşında) hayatını kaybetti. Özdemiroğlu; çeşitli müzik aletlerini çocuk yaştayken çalmayı öğrendi ve Ankara Atatürk Lisesi'nde öğrenciyken müzik etkinliklerine katıldı. 1966 yılında “Durul Gence 5 Orkestrası”na girdi, çeşitli orkestralarda görev aldı.

Besteci ve aranjör olarak bir çok esere imza attı. Film müzikleri yaptı, 7 Altın Portakal Ödülü'nün sahibi oldu. Evli ve dört çocuk babasıydı. Özdemiroğlu’na Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz…