İTO göreve çağırdı
Abone olİTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, toplumun tüm kesimlerini göreve çağırdı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat
Yalçıntaş, orta ve uzun vadede Türkiye'nin, yabancı sermaye
açısından hala cazip bir yatırım ülkesi olma özelliğini
sürdürdüğünü söyledi.
Yalçıntaş, piyasadaki gelişmelere ilişkin sorularını
yanıtlarken, bugün Türk piyasasında olan dalgalanmanın ana
nedeninin dış kaynaklı olduğunu ifade etti. Türkiye olarak yaşanan
sıkıntının, dış kaynaklı dalgalanmanın yurt içinde daha güçlü bir
şekilde hissedilmesi olduğu görüşünü aktaran Yalçıntaş, bazı
çevrelerin bunu bir kriz habercisi olarak gördüğünü anımsattı.
Yalçıntaş, şunları kaydetti:
''Özellikle yabancı sermayenin Türkiye için cazip olmaktan
çıktığını düşünüyorlar. Bu son derece yanlış. Veriler, bunun tam
tersini söylüyor. Takasbank verilerine bakarsak, bu dalgalanmadan
evvel Türkiye'deki yabancı sermayenin Borsa'daki payı yüzde 67,1
idi. Şu anda yüzde 64,1. Yani sadece 3 puanlık bir azalma oldu.
Dolayısıyla orta ve uzun vadede Türkiye, yabancı sermaye açısından
hala cazip bir yatırım ülkesi olma özelliğini sürdürüyor.''
Açık pozisyon riskine de değinen Yalçıntaş, açık pozisyon riski
bulunmadığının altını çizdi. Yalçıntaş, ''Çünkü bankacılık
sektörünün şu anki açık pozisyon riski yaklaşık 1 ile 3 milyar
dolar arasında. Bu bir problem değil. Özel sektörün açık pozisyon
riski yaklaşık 20-25 milyar dolar civarında. Ama bugün özel
sektörün gücünü ve ticaret hacmini düşündüğünüz zaman, bu rakamın
da herhangi bir risk ortaya çıkarmadığı son derece açık'' diye
konuştu.
''TÜRKİYE'NİN İMAJINA ZARA VERMEMEK LAZIM''
Murat Yalçıntaş, FED, Japon ve Avrupa Merkez Bankası'nın piyasaya
verdiği sinyallerin, faiz artırımının devam edeceği yönünde
olduğunu belirterek, şu görüşleri aktardı: ''Dolayısıyla
Türkiye'nin bu faiz artırımından minimum derecede etkilenmesi için,
hem hükümetin hem özel sektörün hem de toplumdaki kanaat
önderlerinin üzerine düşen görevler var. Hükümetin üzerine düşen
görev; başta enerji fiyatları olmak üzere hiçbir KİT ürününe zam
yapmamak ve de uygun para politikalarına devam etmek. Özel sektörün
üzerine düşen görev; mümkün olduğu kadar bu fiyat artışlarını kendi
bünyelerinde emmek ve nihai tüketiciye minimumda yansıtmak.
Toplumdaki kanaat önderlerine düşen de; ekonominin akılcı olduğu
kadar da duygusal ve beklentiler üzerine inşa edildiğini
unutmamaları.'' Türkiye'nin ekonomik anlamda 2001 yılından bu yana
ciddi anlamda yol kat ettiğini ifade eden Yalçıntaş, elde edilen
kazanımları kaybetmemenin önemini vurguladı. Yalçıntaş,
''Türkiye'nin güvenli, istikrarlı bir şekilde büyüyen bir ülke
olduğu imajına zarar vermemek lazım. Bu bakımdan da toplumun tüm
kesimlerine görev düşüyor'' dedi.