İtirafçı İlker Başbuğ bombasını patlattı! Meğer Fethullah Gülen...
Abone olGENELKURMAY eski başkanı İlker Başbsuğ'ın Erdoğan'ın uyarısına rağmen tutuklanmasının perde arkası ortaya çıktı. FETÖ'nün ihraç edilen emniyet müdürü yaptığı itiraflarlarla bombayı patlattı.
Ergenekon, Balyoz operasyonları döneminde İstanbul
Emniyet Müdürlüğü’nde Güvenlik Şube Müdürü olarak görev yapan
FETÖ'cü emniyet müdürü Yunus Dolar, İlker Başbuğ bombasını
patlattı.
Ergenekon döneminde şahit olduğu kumpasları en ince ayrıntısına kadar anlatan Yunus Dolar, o ifadelerde, dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasını Fetullah Gülen’in istediğini söyledi.
Hürriyet'ten Toygun Atilla, eski emniyet müdürünün bomba ifadesine ulaştı. İddiaya göre, Yunus Dolar’ı, 1980’li yıllarda FETÖ Terör Örgütü ile henüz askeri lise öğrencisi olan dayısının oğlu Yurdakul Akkuş tanıştırdı. Bursa İl Jandarma İl Alay Komutanı Yurdakul Akkuş, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra sıkıyönetim görevlendirme listeleri ile yakalanıp tutuklandı. Yunus Dolar, FETÖ soruşturmasına yön veren ifadelerinde, yıllar önce kurulan kumpasları anlattı:
FETHULLAH GÜLEN'İN İLKER BAŞBUĞ İSTEĞİ: Ankara’dayken Erzurum Lisesinde beraber cemaat evlerine gittiğimiz ve cemaatin yönlendirmesi ile GATA’yı kazanan ve halen GATA üroloji bölümünde Tabip Albay olan Emin Aydur bana, “Hocaefendiyi neden kızdırdınız, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u emniyet olarak neden tutuklatmadınız?” şeklinde bir şey söyledi. Ben de, “Nasıl yani?” dedim. O da Fetullah Gülen’in emniyet hizmetine bu yönde bir talep ilettiğini, aradan geçen belli bir sürede gerçekleşmeyince bu sefer sitemkar bir mesaj daha gönderdiğini söyledi. Ben de, “Haberim yok” dedim. Aradan belli bir süre geçtikten sonra Genekurmay Başkanımız tutuklanınca kastedilen konunun bu olduğunu ve talimatın Fetullah Gülen kaynaklı olduğunu anladım. Gecikme süresi olarak kastedilen zaman dilimi içerisinde hem delillerin üretildiği hem de cemaate yakın basın yayın organları aracılığı ile kamuoyunun hazırlandığını değerlendirdim.
İLHAN CİHANER KUMPASI NASIL YAPILDI? : “2005’te
Erzincan Polis Okulu’na şark tayini için gittim. Erzincan’da
Erzincan Ergenekonu diye bir operasyon oldu. Erzincan’a atanan
İlhan Cihaner göreve başladıktan sonra Terör, İstihbarat ve
Güvenlik Müdürlerini yanına çağırarak, irticai oluşumlar hakkında
ellerinde ne kadar bilgi olduğunu sordu. O görüşmeye giden
3 emniyetçi de cemaatçiydi. Bu görüşmeyi cemaate
aktardılar. Daha sonra, Başsavcı İlhan Cihaner, emniyetten
özellikle Fetullah Gülen grubuna yönelik operasyon konusunda olumlu
yaklaşım alamayınca İl Jandarma Komutanlığı’nı bu konuda
görevlendirdi. Cemaatin bu durumu öğrenmesi üzerine İstihbarat
Dairesi ve Erzurum DGM’den yardım alınarak Erzincan Cumhuriyet
Başsavcısı İlhan Cihaner ve diğer kamu görevlilerine operasyon
yapıldı.
FENERBAHÇE ŞİKE OPERASYONU : İstanbul Güvenlik Şube Müdürü olduğum dönemde, Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç ile Fenerbahçe operasyonu ile ilgili sohbet yaptık. Kendisine Fenerbahçeli bir Başbakanı, Fenerbahçe’ye operasyon konusunda nasıl ikna ettiniz diye sordum. O da bana gülerek ‘Mutlu Ekizoğlu’nun (Dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı. Şu anda firar) ikna edemeyeceği kimse yok’ dedi. O görüşmeden ve zaman içindeki edindiğim izlenim Fenerbahçe Kulübüne operasyonun, Genelkurmay Başkanları’nın belirlenmesindeki rolünü kırmak için tasarlandığını değerlendirdim.
FETÖ'CÜ MÜDÜRÜN BİLE VİCDANI EL
VERMEYİNCE...
Diyarbakır Terörle Mücadele Müdürü olan
cemaat mensubu Sedat Selim Ay, Diyarbakır’da KCK
Türkiye meclisine operasyon yapmaya başladığında, Diyarbakır
İstihbarat Şubesi’nin bu operasyona sıcak bakmadığını kendisinin de
Diyarbakır Kaçakçılık Şubesi’nden destek alarak KCK Türkiye
meclisine ilk operasyon çalışmasını yaptı. Operasyonu başlatacağı
esnada Diyarbakır İstihbarat Şubesi’ndeki cemaatçi müdürlerin
kendisine, “Madem operasyonu yapıyorsun, İstihbarat Daire
Başkanlığı’nın Ergenekonla PKK’yı iritbatlandıracak bir silah bir
kroki ve bombanın hedef adreslere konularak daha sonra aramalarda
bulunup tutanaklara geçirilmesini böylece Ergenekon yapılanması ile
PKK’nın birlikte hareket ettiği ve krokinin de Başbakanımıza (O
dönem Recep Tayyip Erdoğan) suikast içerikli olacağı fikrinin
kamuoyuna lanse edileceği” şeklinde bir telkinde bulunulduğunu
fakat kendisinin bunu red ettiğini söyledi. Daha sonra İstihbarat
Dairesi’ne çağrılarak aynı telkini Daire Başkan Yardımcısı Recep
Güven’in de aralarında bulunduğu cemaatçiler tarafından ısrar
edilince kabul etmiş. Krokiyi, silah ve bombayı alarak karayolu ile
Diyarbakır’a gittiğini, operasyon günü uygun adreslere bu
materyallerin konulup tutanaklara da orada bulunmuş gibi
geçirildiğini, fakat vicdani muhasebesinin aşamayarak ilgili adres
ve adreslerde arama yapıp o materyalleri tutanağa geçiren ekiplerle
toplantı yapmış. Bu 3 materyalin bu operasyonun ana mantığı ile
uyuşmadığından yeni bir tutanak tutularak bu 3 materyalin
çıkartılmasını istemiş. Riskli bir durum olduğundan kendisine
güvenip güvenmediklerini sorduğunda cemaate mensup alt rütbeliler
odayı terk etmiş, sadece 2 polis memuru kalmış ve “Biz size
güveniyoruz nasıl isterseniz o şekilde tutanak tutarız” demiş.
Bunun ardından 3 materyali çıkartarak yeni bir tutanak tutup
çalışmalarına vicdani ölçüsünde devam etmiş. Bu olaydan sonra ise
cemaat tarafından hedefe koyulmuş. İstanbul Emniyetine ataması
yapıldığında, Ergenekon vb operasyonların yapıldığı birimlerde
çalışmaması için gayret gösterilmiş. Hüseyin Çapkın’ın kendisini
Terörden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı atamasından sonra
cemaatçilerin bundan çok rahatsız olduğunu, bu esnada Taraf
Gazetesi’nin kendisi hakkında tecavüzcü ve işkenceci müdür olarak
Türkiye’de az rastlanır bir tavırla 20 gün boyunca haber yaptığını
kendisi bana söyledi.”