İtalya'da Türkiye fenomeni konuşuldu
Abone olTürk ekonomisinin son yıllarda gösterdiği performans dünyanın dilinde. İtalya'da düzenlenen toplantıda Türkiye konuşuldu.
İtalyan Ortadoğu'da Barış Merkezi'nin (CIPMO) düzenlediği
''Türkiye fenomeni'' toplantılarının ikincisi ''Türkiye'nin
Avrupa ve Akdeniz'e ekonomik entegrasyonu'' konulu toplantısında,
Türk ekonomisi konuşuldu.
İtalyan Ortadoğu'da Barış Merkezi'nin geçen yıl Ekim ayında
''Türkiye Fenomeni: Toplumun Gelişimi'' isminde düzenlediği ilk
toplantının ardından ikincisi; ''Türkiye'nin Avrupa ve Akdeniz'e
ekonomik entegrasyonu'' başlığı altında, Milano'da Unicredit
Bankası'nın ev sahipliğinde yapıldı.
CIPMO'nun toplantısında ilk sözü alan Türkiye'nin Roma Büyükelçisi
Hakkı Akil, Türkiye'nin 2001 yılında yaşadığı ekonomik krizi güçlü
bir siyasi iktidar ile atlattığını belirtti. AB'nin Türkiye'nin dış
ticaretteki payının yüzde 46 seviyelerinde olmasında, Türkiye'nin
yeni pazarlara yaptığı açılımın etkili olduğunu dile getiren Akil,
''Türkiye'nin, AB ile stratejik partnerliği devam etmektedir. Diğer
bölgelerle ilgilenmemiz, başka anlamlara gelmemeli, bu AB için de
avantajdır'' dedi.
İtalya'nın Ankara eski büyükelçisi Carlo Marsili de Türkiye'nin AB
üyesi olmasını arzuladıklarını ancak AB'nin içinde bulunduğu krizin
genişlemenin önündeki engel olduğunu söyledi. Marsili,
''Türkiye'nin ekonomik büyümesi yaklaşık 10 yıldır devam etmekte.
Türkiye geçmiştekinden daha güçlü bir hale geldi. AB'nin kaybedecek
zamanı yok. Kapısında ekonomik açıdan bu kadar güçlenmiş bir aday
var'' ifadelerini kullandı.
Toplantının ev sahibi konumundaki İtalyan Unicredit Bankası'nın
genel direktörü Roberto Nicastro, ''Türkiye'de bankacılık sektörü
çok sağlam. Büyüme ve olumlu bakış, Türkiye'de var ama Avrupa'da
yok. Bu çok önemli. Krize karşı çok başarılı bir adaptasyon var.
Çok müthiş bir esneklik var. Unicredit'in Türkiye'de 10 milyon
müşterisi var ki, bu sayı İtalya'dakinden çok. Türkiye'de olmaktan
gurur duyuyorum'' diye konuştu.
Indesit firmasının Türkiye Başkanı Neriman Ülsever de Türk işçisini
överken, İtalyan Eldor firmasının yöneticilerinden Pasquale Forte
de Türkiye'de hizmetteki hızdan etkilendiğini kaydetti.
Türk Kökenli Avrupalı Girişimciler Konfederasyonu Başkanı Adem
Kumcu ise Avrupa'da yaşayan ve entegre olmuş 5 buçuk milyon Türk
göçmenin Avrupa ekonomisine katkılarına işaret etti ve bunun hakir
görülmemesi gerektiğini dile getirdi.
''Yeniden büyük oyuncu olmaya talibiz''
CIPMO'nun düzenlediği ''Türkiye Fenomeni: Türkiye'nin Avrupa ve
Akdeniz'e ekonomik entegrasyonu'' toplantısının ikinci kısmında,
Türkiye'nin Akdeniz coğrafyasındaki durumu da ele alındı.
Konuşmacılardan AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Zeynep Karahan
Uslu, yeniden büyük oyuncu olmaya talip olduklarını vurgulayarak,
''Bu bakış açısıyla dış politikayı, ekonomiyi ve bu toplantının ana
çerçevesi olan Akdeniz havzasına yaklaşımımızı biçimlendiriyoruz.
Biz bunu felsefi ve siyasi ön kabullerimizle çelişmemesi şartıyla
dünyadaki ve ülkedeki değişimi okuyarak yapıyoruz. Türkiye dış
politikada ve ekonomide gelişmelere entegre olma dönemini kapattı''
dedi.
Türkiye'nin öncelikler politikasını bıraktığını anlatan AK Parti
milletvekili, buna örnek olarak artık ''AB bizim önceliğimizdir''
demediklerini söyledi.
Zeynep Karahan Uslu, bugün ayrışmış bir Akdeniz fotoğrafının ortada
olduğunu ortak değerler ve çıkarlar adına bunun rahatsız edici
olduğunu dile getirerek, ''2010 sonunda başlayan Arap Baharı'nı
bütün gücümüzle destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz''
dedi.
Türkiye'nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinden pek çoğuyla vize
muafiyeti anlaşmaları olduğunu kaydeden Uslu, ''Kişilerin ve
malların serbest dolaşımı için bu tür anlaşmaları geliştirerek,
serbest ticareti ve vizesiz bölge yaklaşımını, AB'ye de tavsiye
ediyoruz'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin AB üyelik müzakere sürecinde yaşanan tıkanmanın kendi
taraflarından kaynaklanmadığını ifade eden Uslu, ''Destekçimiz
İtalya'ya teşekkürümüzü ifade etmek isterim. Vizelerin kalkması
için Türkiye ile AB arasındaki adımların hızla atılması gerekir. Bu
bir talep değil Türkiye adına bu bir haktır. Akdeniz'i yeniden
'Mare nostrum' yani 'Bizim deniz' yapmalıyız'' sözleriyle
konuşmasını tamamladı.
Gazetecilerin görüşleri
Gazeteci Alberto Negri de Türkiye'nin dış politikasının önemli
küresel sonuçları olduğuna işaret ederek, ''Türkiye bölgesel bir
güç ama attığı adımların küresel sonuçları olan bir bölgesel güç
olarak görüyorum'' dedi.
Gazeteci Murat Yetkin ise Türkiye'nin AB üyeliğini bir dönem çok
istediklerini ancak şu an konuya ''olsa da olur olmasa da olur''
şeklinde yaklaştığını ve Avrupa'nın Türkiye'nin yetişmiş işgücüne
ihtiyacı olduğunu belirtti.
Final bölümü
Panelin son bölümünde, ''Avrupa'dan ne bekliyorum'' sorusuna cevap
veren TUSİAD Onursal Başkanı Aldo Kaslowski, ''1996 yılında Gümrük
Birliği'ne girerken bu kadar fazla süreceğini düşünmedik. Bazı
devletlerle kesinlikle serbest ticaret anlaşması yapmamız gerekir.
Aksi halde bizim işimizi engellemektedir'' diye konuştu.
Avrupa'da zaman zaman Türkiye ile ilgili eksen kayması
tartışmalarının yaşandığını anımsatan Kaslowski, ''Kalbimiz
şüphesiz ki; Avrupa için atıyor. Ancak, ekonomi açısından doğuya
bakmamız şart. Bilhassa Avrasya'ya. Türkiye bu ülkelerde ilk
yatırımcı ülkedir. Bu bölgede 1,5 milyar insan var. Türkiye dahil
400 milyon insan Türkçe konuşuyor dolayısıyla eksen kayması diye
endişe eden Avrupa için de bu durum önemli bir kapıdır'' dedi.
Kaslowski konuşmasını, ''Provokatif korkulardan vazgeçilmeli,
Türkiye'de yatırım yapılmalı'' diyerek tamamladı.
İtalyan Sanayiciler Birliği Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı
Paolo Zegna da Türkiye'den ne talep ettikleri yönündeki kapanış
bölümü sorusuna, ''Türkiye ve İtalya olarak daha fazla ne
yapabiliriz. Ekonomik ve ticari ilişkilerimizi daha yapıcı hale
nasıl getirebiliriz. Bugün krizdeyiz ama ihracata önem vermemiz
gerekiyor. Türkiye'de 1000'e yakın şirketimiz var. Uzak bir ülke
değil. Bariyerler barındıran bir ülke değil'' dedi.
Türkiye'nin ekonomik büyümesine dikkati çeken Zegna, ''Türkiye
hiçbir AB ülkesinin gerçekleştiremediği bir ekonomik büyümeyi
gerçekleştiriyor. İşgücü maliyeti çok az. Türkiye'nin etki alanı
çok geniş. Geliştirebileceğimiz alanlara odaklanmamız gerekiyor.
Zorlukları birlikte aşabiliriz'' şeklinde konuştu.