İtalya meclisi Malatyayı tartıştı
Abone olMalatya'da Zirve Yayınevi'ne yönelik saldırı İtalya Meclisi'nde geniş kapsamlı tartışmalara yol açtı!
Malatya'da Zirve Yayınevi'ne yönelik saldırı İtalya Meclisi'nde
tartışılırken, bazı parlamenterler Türkiye'nin AB'ye girişinin
engellenmesini istedi.
İtalya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Pasquale Ferrara, bugün haftalık
brifing toplantısında, Malatya'daki olaya da değinerek, “Kaygıların
ve de Türk hükümetine eliştirilerin dile getirildiği tüm
beyanatları not etmiş bulunuyoruz. Ankara, Hıristiyanlar'a
hoşgörüyü sağlamalıdır. Din özgürlüğü konusu başta olmak üzere
temel insan hakları ve hoşgörünün güvence altına alınması hususunda
Türkiye'deki yetkilileri yüreklendirmek istediğimizi belirtmek
isteriz” dedi.
MECLİSTEKİ TARTIŞMALAR
Bu arada İtalya Meclisi'ndeki kimi parlamenterler, bugünkü oturumda
söz alarak, Malatya'daki olayla ilgili olarak düşüncelerini dile
getirdiler. Parlamenterler, Romano Prodi liderliğindeki merkez sol
hükümeti, Malatya'daki olayla ilgili olarak meclise bilgi vermeye
çağırırken, kimi parlamenterler de Türkiye'nin AB'ye girişinin
engellenmesi gerektiğini ileri sürdüler.
İtalya'daki merkez sağ muhalefetten Hıristiyan Demokratlar ve
Merkez Demokratlar Birliği (HDMDB) Meclis Grup Başkanvekili Luca
Volonte, İtalya Dışişleri Bakanlığı adına yapılan açıklamayı
yeterli bulmadıklarını belirterek, ”Prodi hükümeti, Türkiye'de
Hıristiyanlar'ın barbarca öldürülmeleri karşısında ne yapacağını
açıkça dile getirmelidir. Recep Tayyip Erdoğan hükümetine karşı hem
İtalya'da hem AB nezdinde neler yapılabileceğini ele almak üzere,
konunun salı gününe dek mecliste ele alınmasını bekliyoruz” diye
konuştu.
İtalyan faşizminin lideri Benito Mussolini'nin torunu Alessandra
Mussolini ise Sosyal Eylem Partisi adına yaptığı konuşmada, İtalyan
kamuoyunu Türkiye'nin AB'ye girişini engellemek için harekete
geçmeye çağırdı.
Mussolini, “Bu şiddet olayının ardından Türkiye'nin AB'ye girişi,
bürokrasinin vereceği bir karar olarak değerlendirilemez. İtalyan
vatandaşlarını Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişini reddetmek
için harekete geçmeye çağırıyorum” dedi.
Kuzey Birliği Partisi'nin Grup Başkanvekili Andrea Gibelli de,
“Türkiye'de devletin yalnızca sözde laik olduğunu” savunarak,
Ankara'nın AB üyeliğine İtalya tarafından destek verilmesini
anlayamadığını söyledi. Gibelli, “Meclis başkanı (Fausto)
Bertinotti'den, Türkiye ile müzakereleri durdurmaya çağıran bir
önergeyi mayıs ayı içinde gündeme almasını istedim. Bu İslamcı
dalganın Avrupa'yı işgal etmesine seyirci kalamayız” diye
konuştu.
EVANGELISTI'NİN AÇIKLAMALARI
Değerler İtalyası Partisi Meclis Grup Başkanvekili Fabio
Evangelisti ise, ”Türkiye'deki cinayeti, özgürlük ve demokrasi
ilkelerine, insan haklarına ve çağdaşlaşmaya ciddi bir darbe olarak
yorumluyoruz. Avrupa Birliği, bu tür kriz ve istikrarsızlık
durumlarında şiddet ve hoşgörüsüzlüğe karşı sesini daha fazla
yükseltmelidir” dedi.
Ancak Evangelisti, AB'nin, Türkiye'de çağdaş ve laik bir devletten
yana olan kesimleri bu dramatik ortamda desteklemesi gerektiğine de
işaret ederek, “İtalya ve Avrupa'daki meslektaşlarımın böyle bir
anda Türkiye'ye sırt çevirmemelerini diliyorum” diye konuştu.
Özerklik Hareketi Grup Başkanı Enzo Oliva da polemiklerle gerilimin
daha da tırmandırılmaması gerektiğine değinerek, “Bu tür trajik
olaylar, gerilimi yükseltme riski taşıdığı gibi büyük bir uygarlığa
beşiklik etmiş bir ülkenin aleyhine işlemektedir. Böyle bir anda
polemikleri körükleyerek, cinayeti işleyen kesimlerin laik
geleneklere sahip Türkiye'yi köktendinci bir ülke durumuna getirme
girişimlerine hizmet etmemek gerekir” dedi.
AVRUPA PARLAMENTOSU MİLLETVEKİLİ ÖZDEMİR
Öte yandan Alman Birlik 90/Yeşiller Partili Avrupa Parlamentosu
Milletvekili Cem Özdemir, Malatya'da yayınevindeki cinayeti sert
bir dille kınadı. Özdemir, bu konuda yaptığı yazılı açıklamada,
“Türkiye, bu tür olaylara ve uluslararası alanda imajına zarar
vermek isteyen radikallere karşı kararlı şekilde mücadele etmeli”
biçiminde bir ifadeye yer verdi. Türk makamlarının, bir an önce
cinayetleri aydınlatmasını umut ettiğini belirten Özdemir, “Bu
vahşi olay, Türkiye'deki milliyetçi kışkırtmaların bir sonucudur ve
Türk milliyetçilerin Hıristiyan azınlığa paranoid şekilde bakışının
bir ifadesidir” diye görüş bildirdi.