İTAAT ET, RAHAT ET
Abone olTuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı’nın her platformda evli erkeklere söylediği “itaat et, rahat et” sloganının sebebini eşi Dr. Fatma Yazıcı ile yaptığımız söyleşide anladık.
Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı’nın her platformda evli
erkeklere söylediği “itaat et, rahat et” sloganının sebebini eşi
Dr. Fatma Yazıcı ile yaptığımız söyleşide anladık.
Tuzla Belediye Başkanı AK Parti Tuzla Belediye Başkan Adayı Dr.
Şadi Yazıcı’nın eşi Dr. Fatma Yazıcı ile çok özel bir röportaj
gerçekleştirdik.
Bu özel röportajda Dr. Şadi Yazıcı’nın en büyük destekcisi Fatma
Yazıcı’yı daha yakından tanıdık.
Dr.Şadi Yazıcı’nın siyasete katılımı, çocukları ile olan ilişkisi,
Yazıcı ile tanışma hikayesine varıncaya kadar merak edilen birçok
konuyu konuştuk.
İşte O Röportaj;
Kendinizden biraz bahseder misiniz?
1973
yılında Samsun’da doğdum, ortaokulu liseyi Samsun’da okudum.
Karadenizli bir ailenin kızıyım. Erzurum Atatürk Üniversitesi’ni
kazandım ve Erzurum’a gittim. İlk defa Karadeniz’in dışına
Erzurum’la çıktım. Erzurum’da 6 yıl tıp fakültesini okudum. Eşimle
de orada tanıştım. Fakülteyi bitirince Şadi Bey’le evlendim. Şadi
Bey benden 1 yıl önce gelip Tuzla’ya yerleşti.1998 yılında evlenip
Tuzla’ya yerleştik. Tuzla’da ki maceramız böyle başladı. Bir
poliklinik açtık o zaman. 3 -4 yıl birlikte çalıştık. Bir oğlumuz
oldu. Oğlum 4 yaşındayken Haydarpaşa Numune Kadın Doğumu kazandım.
Kadın doğumu çok istiyordum. Sonra ben oraya geçiş yaptım ve 5
buçuk yıl oraya gidip geldim. 2 yıl mecburi hizmetimi Yavuz Selim
Devlet Hastanesinde yaptım. Sonra tekrar Tuzla’ya hizmet vermek
adına geri döndüm. İki oğlumuz var Tuzla’da yaşıyoruz 15 yıldır ve
Tuzla’da yaşamaktan mutluyuz.
Eşiniz siyasete atıldıktan sonra hayatınızda ve aile
yaşamınızda neler değişti?
Çok şey değişti aslında. Biz
kendi için kavrulan bir aileydik. Akşamları birlikte vakit
geçirirdik, birlikte çalışıyorduk eşimle. Çok şey paylaşıyorduk hem
ev hem iş konusunda. Siyasetle birlikte birbirimize daha az zaman
ayırmak durumunda kaldık. Tabi çevremizde genişledi aynı zaman bu
da güzel tarafı. Hem iyi yanları oldu hem kötü yanları oldu.
Eşiniz için keşke hiç siyasete girmeseydi diyor
musunuz?
Demiyorum çünkü yapılan hizmetleri görüyorum.
Siyasetin mutlaka ehil ellerde olması gerektiğini düşünecek kadar
siyasetçiyim aslında. Çünkü ben de bir siyasetçinin kızıyım. Babam
aktif bir görev almamış olsa bile hep siyasetin içinde büyüdüm.
Millî Gençlik Vakfı’nın evlerinde kaldım ben, bunun ne demek
olduğunu biliyorum. İnsanlara hizmet, değişik bir haz veriyor,
mutluluk veriyor, bunun için keşke siyasete girmeseydi
demiyorum.
Eşinizin halk tarafından sevilen bir başkan olması size
nasıl bir duygu yaşatıyor?
Mutlu ediyor insanı mesela
insanlarla karşılaşıyoruz, onların sevgi gösterisi sevgi ile
bakışları bana da şunu yapmıştınız, bunu yapmıştınız gerek
doktorken gerek siyasetçiyken bu tür sözleri duyup, insanlara
faydalı olmak mutlu hissettiriyor. İlçenin değişimini görüyorsunuz
yapılan hizmetleri görüyorsunuz bunlar mutlu ediyor. Eşimin
seviliyor olması da çok büyük bir mutluluk veriyor.
EN ÇOK ELEŞTİRENLERDENİM
Eşinizi hiç
eleştirir misiniz?
Övgülerimden ziyade eleştirilerimi
daha açık belli ederim. Hatta en çok eleştirenlerden biriyim belki
de.(Gülüyor) Eleştirilerimi de önemser. Birlikte çok fikir
alışverişin de bulunuruz. Bu şöyle olmalıydı bu daha hızlı
olmalıydı, neden yavaş gibi eleştirilerim oluyor. O da zaman zaman
kızıyor, zaman zaman evet haklısın diyor bana açıklamasını yapıyor.
Bu şekilde karşılıklı her akşam konuşuyoruz.
İLGİLİ BİR BABA
Şadi Yazıcı nasıl bir
baba?
İlgili bir baba, kesinlikle zamanı çok dar
olmasına rağmen çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmeyi bilen bir
baba. Mutlaka çocuklarının nabzını hep tutar. Ne düşündüklerini
önemser. Hafta sonu mutlaka onlara, bize vakit ayırır.
Birlikte bir şeyler yaparız. Onların seveceği şeyleri çok yorgun
olmasına rağmen yapmaya çalışır, fedakârdır.(Eşinden bahsederken
gözlerinde ki sevgiyi ışığı görmemek mümkün değil)
EN ÇOK SİNEMAYA GİTMEYİ
SEVİYORUZ
Birlikte yapmaktan en keyif aldığınız
şey nedir?
En çok sinemayı seviyoruz. Gerek evde gerek
sinemada. Çocuklarda çok seviyorlar. Bütün animasyonları izledik
diyebilirim(Gülüyor) Birlikte alışveriş merkezlerine çok gidiyoruz.
Hatta bizi orada görenler çok şaşırıyor. Başkanım burada ne
yapıyorsunuz diye soruyorlar. Birlikte yemek yemeye gitmeyi çok
seviyoruz. Market veya pazar alışverişlerine birlikte gidiyoruz.
Bizi görenler olağanüstü bir durummuş gibi karşılıyorlar. Aa başkan
pazara gelmiş gibi. Aslında bu insanların hoşuna gidiyor ama
şaşırıyorlar da. Hâlbuki öyle değil her işimiz
kendimiz yapıyoruz.
Çocuklarınız huy olarak babalarına mı yoksa size mi
benziyor?
Biri bana bir tanesi de babaya benziyor. Yüz
olarak da, huy olarak da, kan grubu olarak da. Küçük babasına
benziyor, onun ilgi alanları babasının ilgi alanları ile aynı.
Büyük oğlum bana benziyor.
Çocuklarınızın da siyasetçi olmasını ister
misiniz?
Tabi ki isterim. Hizmet olarak çok güzel bir
alan, ama kaliteli insan olursa kendisini yetiştirirse mutlaka her
hangi bir alanda hizmet etsin isterim, aktif ve ya pasif fark
etmez.
Şadi Bey’in eşi olmasının yanı sıra başarılı bir
doktorsunuz. Doktorluğunuzun yanı sıra Şadi Bey’in her anında
yanında var olan bir eşsiniz sizin bir gününüz nasıl
geçiyor?
Büyük bir koşuşturma ile geçiyor aslında.
Sabah 9’da işe başlıyorum. O gün doğum olacaksa onları sabahtan
halletmeye çalışıyorum, takip etmeye, hastalarıma bakmaya
çalışıyorum. Aynı zamanda yöneticilik yapmaya çalışıyorum, çünkü
hastanenin başhekimiyim sorunlarıyla da ilgilenmeye çalışıyorum. Bu
işler yürürken arada faaliyetlerde oluyor onlara da gidip
geliyorum, hastane Allah’tan Tuzla’nın içerisinde. Programlara da
katılmaya çalışıyorum. İnsan isteyince hepsini yapabiliyor hepsine
vakit ayırabiliyor. Karınca kararınca bir şeyler yapmaya
çalışıyoruz.
HAYAT MÜŞTEREKTİR
“Her başarılı erkeğin
arkasında bir kadın vardır” sözünü nasıl
yorumlarsınız?
Hayat müşterektir. Benim başarılarımın
arkasında da eşim var. Onun başarılarının arkasında da ben varım.
Bu konu da biz birbirimizi hep destekledik. O benim bir noktaya
gelmem için hep gayret etti. Asla engel olmadı ki çalışmamı çok
istememesine rağmen asla çalışma demedi. Hatta kadın doğumcu olmamı
hiç istemiyordu buna da engel olmadı, ortamımı hazırladı. Bende
gücüm yettiğince ona destek olmaya çalışıyorum. Çünkü birlikten
kuvvet doğuyor gerçekten. Onun arkasında güçlü bir model olarak
durmak. Benim yapacağım işler ayrı onun yapacağı işler ayrı benim
üzerime ne vazife düşüyorsa onları yapmaya çalışmak bana mutluluk
veriyor. Bu aile saadetimize de mutluluk olarak yansıyor. Bence her
çift mutlaka hayatında denemeli ve yaşamalı diye düşünüyorum. Hem
başarı acısından, hem de aile mutluluğu açısından. Şayet ben onun
işleriyle ilgilenmeyecek olsaydım evde paylaşacağımız çok az şey
olacaktı. Çünkü farklı alanlarda çalışıyoruz. Ama şimdi
paylaşımlarımız arttı konuşacak şeylerimiz arttı. Buda mutluluk
olarak geri dönüyor.
SORUNLARINI BİZE YANSITMAZ
Şadi Yazıcı
belediye ev dengesini nasıl sağlıyor. Sorunları ev hayatına
yansıtır mı?
O asla sorunlarını bize sorun olarak
yansıtmaz. Kafası çok yoğun olsa da eve sıkıntılı bir vaziyette
gelip surat asmaz asla, bunu hiçbir zaman görmedim ben ondan. Ama
tabi sorunları konuşuyoruz, paylaşıyoruz. Benim işimle alakalı da
onun işiyle alakalı da konuşuyoruz. Ama bize sorun olarak
kesinlikle yansıtmaz. Eve geldiği zaman bizimle, çocuklarıyla
ilgilenir. Daha çok dışarda kalır sorunlar.
Şadi Yazıcı ile tanışmanız üniversite yıllarına dayanıyor.
Bu aşk nasıl başladı anlatır mısınız?
Ben 1. Sınıfa
başlayalı 4-5 ay olmuştu, tabi bende ilk defa Karadeniz’in dışına
çıkmanın verdiği ürkeklik vardı. Erzurum’a gitmiştim. Şadi Bey 4.
sınıftaydı o zaman. Tabi hem Erzurumlu olmanın verdiği güç, hem de
4 yıldır orada olmanın verdiği güvenle beni bir müddet takip etmiş.
Sonra bir gün karşıma geldi ben ilk kez görüyorum o zaman farkında
değilim olup bitenin. Geldi ve evlenme teklifi etti. “Tanışalım,
böyle bir düşüncem var” demeden direk evlenme teklifi etti. Benim
niyetim ciddi demeye getirdi aslında(gülüyor) Ben çok afalladım ne
demek kimsiniz daha ben 1.sınıftayım 6 yıl okuyacağım deyip
reddettim. Birde çok katıyım bu konuda tembihli de gittim zaten
Erzurum’a üç yıl boyunca hep reddettim, konuşmayı da reddettim. 3
yıl boyunca reddettim baktım olmayacak vazgeçiremiyorum onu bu
konudan, ben duygularıyla hareket etmeyi sevmeyen bir insanım önce
mantığıma oturmalı o yüzden hep ket vurdum kendime. 4 sınıfa
geçtiğim zaman tanımaya başladım, konuşmaya başladık. Sonra konuyu
aileme açtım. Ailem ilk etapta çok sıcak bakmadı. İki yılda aileyle
mücadele verdim. Onları ikna etmeye çalıştım. Okul bitmesine yakın
herkes ikna oldu. Ve evlendik. Gerçekten sağlam temeller üzerine
kurulmuş oldu. Zamanla hem o beni tanıdı hem ben onu tanıdım hem de
sevgisinden emin olmuş oldum. Fakülteyi bitirince evlendik.
ŞADİ BEY’İN EN ÇOK SABRINI
SEVİYORUM
Şadi Bey’in en çok hangi özelliğini
beğeniyorsunuz?
En çok sabrını seviyorum. Ben onun bize
karşı hiç öfkelendiğini görmedim. Birde ne düşündüğümüzü, sadece
benim değil çocuklarımızın da ne düşündüğünü önemsemesini
seviyorum. Duygularımızı önemsemesini seviyorum. Karşı tarafın ne
düşündüğünü önemsemek birçok sorunu aşmasına sebep oluyor.
Şadi Yazıcı’ya sizde proje sunuyor musunuz?
Ben
de Tuzla’da yaşıyorum gördüğüm eksikleri, insanlarla iç içeyim
bende geziyorum insanların aktardıklarını söylüyorum. Kendimiz
kadınlarla proje ürettiğimizde şu şöyle olsa bu böyle olsa şunu
şurada yapsak nasıl olur diye projeler sunuyorum o da bazılarını
kabul ediyor hatta uygulanmış olanlarda var.
Gönül Elleri Projesi onlardan bir tanesi
miydi?
Gönül Elleri onun projesiydi. İlçe Başkanıyken
onun projesiydi. Hep yapmak hayalindeydi ikimizde hayaliydi aslında
ama onu o kurdu ve hayalini gerçekleştirdi.
2014 projeleri arasında olan Yaşlı Bakım Evi daha önce bizim
aklımıza gelmişti arkadaşlarla sunmuştuk.
EVDE PATRON BENİM
Evde patron kim?
Benim tabi ki.
Bütün işler benim elimde. Evin her işini ben hallederim onun haberi
bile olmaz. Çocuklarla ilgili sorunlardan, veli toplantılardan,
evin eksiklikleri ile geliri gideri her şeyi ile ben ilgilenirim.
Aşamadığım sorunlar olduğu zaman onunla paylaşıyorum tabi ama genel
akışı ben halledebiliyorum. Ona yansıtmıyorum zaten çok yoğun, evin
problemleriyle kafasını bunaltmak istemem. Oğlanlarla baş
edemediğim sürede ona başvuruda bulunabiliyorum. Erkek çocuğu
olunca onun ilgi ve alakasına daha çok muhtaçlar. Ama bu durumu
akşamları ya da hafta sonları tamamlamaya çalışıyoruz.
Şadi Yazıcı AK Parti’den tekrar aday gösterildi bu süreci
değerlendirir misiniz?
Adaylığı ben bekliyordum. Çünkü
gerek Başbakan gerek ekibi mutlaka başarı odaklı karar
vereceklerine inanıyordum. Milletin teveccühünü de görüyorduk.
Yaptığımız hizmetleri biz zaten kendimiz biliyoruz. Böyle bir karar
verileceğinden emindim.
BAŞARI BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Adaylığın
açıklanması ile size birçok iş düşüyor. Gördüğümüz kadarıyla hemen
hemen her programda eşinizin yanınızdasınız bu süreci anlatır
mısınız?
Bazı ev ziyaretlerinde “Siyasete mi
atılacaksınız? Şadi Bey’e rakip mi olacaksınız?” diye sorular
geliyor, (Fatma hanım gülmeye başlıyor). Bazen bunun dozunu
kaçırıyor muyum diye ben sadece düşünüyorum, ama ben sadece üstüme
düşen vazifeyi yapmaya çalışıyorum. Belki burcumun gereği (Koç
burcu olduğunu öğreniyoruz) başarıyı çok seviyorum, bir işi
yüklenmişsem onu mutlaka tam yapmayı istiyorum. Eşimin başarısını
da kendi başarım olarak görüyorum. Bana düşen görev neyse yapmaya
çalışıyorum bu nedenle eşimin arkasında durmaya çalışıyorum. Birçok
programa katılamıyorum çalıştığım için ama mümkün olduğunca
insanlara ulaşmaya, ev toplantılarına daha ziyade kadınlara
ulaşmaya, onlarında sosyal hayatın içinde olması için uğraşlar
veriyorum. Dernek ziyaretleri yapıyoruz kadının sadece eve kapanık
yaşamasından taraf düşünmüyorum. Başarı benim için çok önemli eğer
bir işte başarı elde edemezsem gerçekten çok üzülüyorum yaptığım
işe asılmayı seviyorum. Belki de yapım gereği bu böyle bunun için
özel bir uğraş sarf etmiyorum. Hep siyaset içindeydim belki de
genlerime işledi. Eğer Şadi Bey siyasete girmesiydi bile ben
siyasetin içinde olurdum.
PROJELERDEN EN ÇOK DŞKKATİMİ ÇEKEN MEYDANLAR
PROJESİ
Şadi Yazıcı’nın 2014 Projelerinden ve
projeler içinde sizin en çok ilginizi çeken projelerden bahseder
misiniz?
Benim en favori projem tabi ki Gönül Elleri,
bence kendisi de bunu kabul ediyor, en çok bize haz veren proje
kesinlikle Gönül Elleri Projesi. Ama tabi Marina Projesi farklı
boyutta çok daha önemli belki de Tuzla’nın geleceği acısından en
büyük proje.
Yeni projeler içerisinde de en çok Monoray, Corpus ve Meydanlar
Projeleri ilgimi çekti. Her mahalleye bir meydan projesini çok
önemsiyorum insanların hava alacakları, her mahallede bir meydan
oluşturulabilirse bu insanlar Tuzla için çok keyifli olacak.
GÖNÜL ELLERİ’NDE SADECE YARDIMA MUHTAÇ KİŞİLERE YARDIM
EDİLİYOR
Gönül Elleri Projesi’nden yardım alma
şartları nelerdir?
Gönül Elleri Projesi her düşünceden
her fikirden insanların gönül verdiği bir proje. Yardımın yanlı
yapılması gibi bir durum söz konusu olamaz çünkü buna gönüllüler
karar veriyor. Gönüllülerin elde ettikleri bilgiler doğrultusunda
yardımları ulaştırıyoruz. Bizi rahatlatan da bu, böyle olması
gerekiyor. Yanlı yardım asla onaylamadığımız bir durum. Düşüncesi
fikri ne olursa olsun yardım gerçekten sadece ihtiyaç sahiplerine
ulaşmalı.. Bunu gönül rahatlığı ile Gönül Elleri için
söyleyebilirim. Arkadaşlarıma da hep bunu söylüyorum asla Gönül
Ellerinin çizgisinde bir değişiklik olmayacak. Şimdi seçime
giriyoruz yine değişiklik olmayacak. Biz kime yardım yapıyorsak
yaptığımız yardımları herkes inceleyebilir. Karşı düşünceli
kişilerde yardım yapılan kişileri inceleyebilirler nitekim elle
tutulur bir şey de söyleyemiyorlar sadece çamur at izi kalsın.
Beyaz Masa ’ya dilekçe yazan herkesin dilekçesi mutlaka
inceleniyor. En geç bir ay içerisinde mutlaka o kişiye ulaşılıyor.
Bunu denemek için dilekçede yazılabilir. Mutlaka gidilip görülüyor
yardıma ihtiyacı var mı yok mu, buna Gönüllüler karar veriyor.
Nelerin gitmesi gerektiğini onlar not düşüyorlar Gönül Ellerinde ki
komisyonda onu onaylıyor, yardımın nere gideceğine evi gezen
Gönüllüler karar veriyor.9 Bin aile bize başvuruda bulundu bir sürü
insana ulaştık bu olayın yanlı olması mümkün değil.
Gönül Elleri Projesinde çalışan kaç tane Gönüllü
var?
2500 tane kayıtlı gönüllümüz var. Onların bu işe
dört elle sarılması yılmadan bıkmadan 5 yıldır bu işi yapıyoruz.
Yeni Gönüllülerle beraber, her türlü düşünce ve fikirden
Gönüllülerle çalışmakta insanı motive ediyor.
KAYNAK: TURKUAZ GAZETESİ