İt-kopuk takımından Fazıl Say'a cevap!

Akşam CNN Türk ekranını açtım, bir de ne göreyim. Bizim Fazıl yine ekranda saydırıyor. Kül tablasına bastırılmış izmarit misali oturmuş, suratının orta yerindeki kara deliği açıp kapattıkça hükümete, inançlı kesime salladıkça sallıyor.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Akşam CNN Türk ekranını açtım, bir de ne göreyim. Bizim Fazıl yine ekranda saydırıyor. Kül tablasına bastırılmış izmarit misali oturmuş, suratının orta yerindeki kara deliği açıp kapattıkça hükümete, inançlı kesime salladıkça sallıyor.

Adam hükümetle ve inançlı kesimle kafayı o kadar bozmuş, balataları öyle bir sıyırmış ki, Enver Aysever, "En çok nelerden korkarsınız?" diye genel bir soru soruyor, verdiği cevap aynen şu:

"Kim? Ben mi? Güldürmeyin. Ben AK Parti'den korkmam, beni korkutamazlar..."

Ya kardeş; Sen bebekken havaya attılar da tutmayı mı unuttular?

Kalp diye taşıdığın o et parçası, beyin diye taşıdığın o bıngıldak nasıl işlev görüyor, essahtan merak ediyorum artık!

Sakın ha!

Sakın bana, "Adama hakaret ediyorsun" demeyin!

Fazıl Say'ın "İt-kopuk takımı" diye sınıflandırdıklarından biri olarak cevap hakkımı kullanıyorum, başka niyetim yok!

Her geçen gün daha çok belli oluyor ki, magazincilerden kaçarken tuvalet camına sıkışan Hande Ataizi'den ayrılmak bu adama yaramadı.

Hatasını, kabahatini anlattık ama anlamıyor!

Dımbırtı, zımbırtı çalmanın ayrı, adam olmanın apayrı bir beceri gerektirdiğini anlatıyoruz, anlamıyor.

Allah'a inanmadığı için değil, Allah'a inananlara hakaret ettiği için hakkında dava açıldığını anlatıyoruz, anlamıyor.

"Beni hapse atarak dindarlaştıracaklar" diyor!

"Öyle olsa Öcalan'ın, KCK'lıların, Ergenekoncuların, tecavüzcülerin, katillerin şimdiye birer ulema, birer evliya olarak dışarı çıkmaları gerekiyordu ama olmadı" diyoruz, anlamıyor.

"Arabesk'i sevmek vatan hainliğidir" diyor.

"Arkadaş! Sen kısa donla gezerken, Orhan Gencebay vardı. Onun ismini anarken, ağzının kenarını sil, haddine mi eleştirmek? Sen onun burnunun deliğindeki kıl olamazsın" diyoruz, anlamıyor!

Arabesk dinleyenler vatan haini, seni eleştiren it kopuk, hükümet üyeleri bağnaz, yobaz, şeriatçı.

Sen ise Avrupa'nın, hatta dünyanın tanıdığı, değerli gördüğü büyük sanatçı öyle mi?

Sen tek değilsin ve senin oralarda değerli olmanın nedeni de piyanonun tuşlarını iyi dımbırdatman değil Fazıl Say.

Biz; Allah'a, inançlara ve Türkiye'ye küfrettiği için, "Benim ülkem Kürtleri ve alevileri katletti" diyerek vatanına ihanet ettiği için dünyanın gözünde değerli olan nice sanatçılar, nice yazarlar, nice aydınlar gördük.

Hem, sen kendi milletinle kavgalı olduktan sonra, dünya sana kıymet verse ne, vermese ne? Dilinden çıkan sözler, elinden çıkan melodiler kadar güzel değilse, senin her tarafın sanatçı olsa ne, olmasa ne?

Sen hem bu milletin değerlerine küfredecek, hem de "Ben büyük sanatçıyım. Hükümet bana sahip çıkmıyor" diyeceksin...

Yok Fazıl Say, yok!

Böyle durumlarda seni korumak hükümetin değil, veteriner hekiminin işi olur.

Vurur iğneni, sakinleşirsin.

Seni bu konularda uyaran insanlara "it-kopuk takımı" dersen, "İtin kim olduğu belli de korkudan yaklaşıp, tasmayı takamıyoruz!" cevabını alırsın bu milletten...

Ha bu cevapları alınca, hüngürdeşip, "Bak giderim ha! Canıma tak etti, Japonya'ya giderim" diyeceksen...

Misafiri yolculamak adettendir!

Piyanonu da al git!

Ve lütfen normal gitme, defol git!