İşyerinde taciz edene bunlar yok!
Abone olYargıtay işyerindeki bir çalışana cinsel tacizde bulunduğu bir çalışanın kıdem ve ihbar tazminatı alamayacağına hükmetti
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, aynı işyerindeki bir çalışana
“Çok güzelsin, seninle bir sene önce tanışsaydım o zaman bekar
olurdum, bir ilişkiye başlardım. Karımı değil seni seviyorum”
diyerek, cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen çalışanın iş akdinin
feshinden dolayı kıdem ve ihbar tazminatı alamayacağına
hükmetti.
Yerel mahkeme, iş akdinin feshi hususunda ispatın işverene ait olduğuna işaret etti. İş müfettişi tarafından düzenlenen raporda, işverenin haksız fesih yaptığını belirten mahkeme, “davacı aleyhine herhangi bir şikayet bulunmadığı, davacının savunmasının alınmadığı, ayrıca ikaz edilmediği anlaşıldığından, davacının iş akdinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğine” hükmetti. İşveren kararı temyiz etti.
KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI REDDİ
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Bozma kararında, cinsel tacize uğradığı öne sürülen mağdurun dilekçesinin dava dosyasında bulunduğuna dikkat çekilerek, mağdurun dilekçesinde, evli olan davacının kendisine, “Çok güzelsin, seninle bir sene önce tanışmak isterdim, o zaman bekar olurdum ve seninle bir ilişkiye başlardım”, “Sana buradan ev tutarım”, “Kontörün yoksa alayım, ihtiyaçlarını karşılayayım” ve “Karımı değil seni seviyorum” dediği, kendisini ofise çağırdığı ve evine davet ettiği, zorla elini tutmaya çalıştığı, yemek yerken karşısına geçip dikkatli bir şekilde kendisine baktığı, rahatsız olduğunu söylediğinde ise kendisine “Zaten gideceksin, bırak da doya doya bakayım, senle biraz vakit geçirelim” cevabını verdiği belirtildi. Kararda, şunlar kaydedildi:
“Mağdurun anılan dilekçesi, içeriği ve bunu destekleyen
tanık ifadelerine rağmen mağdurun karakol ve savcılığa şikayet
etmemesi nedeniyle işveren feshinin haklı olmadığı şeklindeki
değerlendirme yerinde değildir. Davacının eylemlerinin 4857 Sayılı
İş Yasası’nın 25/II-c maddesine uyduğu ve işverene derhal fesih
hakkı verdiğinden kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddi
gerekirken, yazılı hüküm kurulması hatalı olup bozmayı
gerektirmiştir.”