İsveç'ten Türkiye'ye AB morali
Abone olİsveç Başbakanı Goran Person, dürüst ve yapıcı yürüyen ülkelere destek vermeye hazır olduklarını kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB'nin bir aile olduğunu belirterek, bu aile içinde İsveç'in Türkiye'ye destek verilmesi yönünde çabaları olabileceğini ifade etti. İsveç Başbakanı Goran Person ise, dürüst ve yapıcı yürüyen ülkelere destek vermeye hazır olduklarını kaydetti. İsveç'ten Türkiye'ye gerçekleştirilen Başbakan düzeyindeki ilk ziyaret olması bakımından bu ziyaretin ayrı bir önem taşıdığını belirten Erdoğan, görüşmelerde Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri, reform süreci ve insan hakları alanında Türkiye'de kaydedilen gelişmeler, ikili ilişkiler, Kıbrıs, Irak ve Ortadoğu gibi güncellik taşıyan bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunduklarını ifade etti. İsveç Başbakanı'na Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde Kopenhag Kriterleri'ne uyum yolunda son dönemde gerçekleştirdiği reformlar konusunda ayrıntılı bilgi verdiklerini anlatan Erdoğan, Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ni mevzuat yönünden gerekli uyumu sağlayacak kritik eşiği aştığını ve reformları bu yıl içinde hayata geçirme kararlılığı içinde olduğunu anlattıklarını söyledi. AB takvimi çerçevesinde önümüzdeki dönemde İsveç'le yakın ilişki ve temas içinde olmaya önem verdiklerini dile getiren Erdoğan, "Aralık 2004'teki AB zirvesinde Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlama kararı alınması Türkiye'nin temel hedefidir ve bu konuda İsveç'in de desteğini bekliyoruz. AB çerçevesi öncelikli olmak üzere İsveç ile ikili ilişkilerimizin her alanda geliştiğini tespit ettik. Bu işbirliğini somut projelerle daha da ileri götürme konusunda kararlıyız" diye konuştu. İsveç Başbakanı Person ise, Türkiye'nin bölgedeki politik önemi ve lider rolü dikkate alındığında ziyaretlerini sıklaştırmaları gerektiğini ifade etti. Görüşmede, AB'nin genişleme süreci ile ilgili değerlendirmeler yaptıklarını anlatan Person, İsveç'in, AB'nin genişleme sürecinin güçlü bir destekçisi olduğunu ifade etti. Bu desteğin, Aralık ayında Türkiye'ye müzakere tarihi verilmesi yönünde de varolduğunu vurgulayan Person, Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirmek için uyguladığı programdan çok etkilendiklerini söyledi. Kıbrıs konusunda çözüme ulaşılması yolunda Erdoğan'ın oynadığı yapıcı rolün büyük önem taşıdığını kaydeden Person, Kıbrıs konusunda siyasi bir çözüme ulaşılabilmesinin uluslararası siyasette çok yoğun bir etkisi olacağını dile getirdi. Person, Kıbrıs'ta çözüme ulaşılmasının, başka uzlaşmazlık konuları için de örnek olacağını belirtti. Person, "Bizim için en önemlisi AB tam üyeliği yolunda Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ne uyum açısından çok iyi hazırlanıyor olması ve insan hakları konusunda önemli ilerlemeler sağlamasıdır" dedi. Açıklamaların ardından iki başbakan basın mensuplarının sorularını cevapladı. İsveç'in işçileri kabul etme açısından kaygıları bulunduğunun hatırlatılması ve Türkiye'yi kaygı nedeni olarak görüp görmediği sorusu üzerine Person, bugün bütün Avrupa ülkelerinin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu dile getirdi. İşsizlik konusunun da bu zorluklardan biri olduğuna işaret eden Person, "Tek bir istisna var o da Türkiye. Türkiye ekonomik yönden daha iyi durumda" şeklinde konuştu. İşçi pazarlarının açılmasıyla ilgili geçiş döneminin ne kadar süreceğinin tartışma konusu olduğuna dikkat çeken Person, İsveç'in bu geçiş sürecini 7 yıl olarak belirlediğini anlattı. Geçen yıl İsveç'te yaşanan bazı gelişmelerden rahatsızlık duyduklarını anlatan Person, birçok işçinin düşük ücretlerle ve kötü şartlarda çalıştıklarını anlattı. Person, düşük ücretlerle işçi çalıştıranlarla rekabet etmek niyetinde olmadıklarını anlattı. Kıbrıs müzakereleri sonunda Rum tarafının masadan kalkması halinde İsveç ve AB'nin nasıl bir tavır takınacağı ve KKTC'ye uygulanan ambargonun kaldırılması konusunda ne düşündüğü sorusu üzerine Person, bu konuda yapıcı olunması gerektiğini söyledi. Person, "Tersi sürpriz olur. İki tarafın da bir çözümden çok şey kazanacağı kanısındayım. Bu görüşmelerin iyi bir şekilde sonuçlandırılması konusunda taraflara bir şans verelim. Eğer bu çabalar sonuç getirirse ortaya yeni bir durum çıkacaktır. Yeni durumu farklı şekilde yorumlamak gerekir" değerlendirmesinde bulundu. İsveçli bir gazetecinin, İsveç'in Türkiye'yi destekleme yolunda neler yapabileceği yönündeki soru üzerine Erdoğan, bunun bir süreç olduğunu, İsveç'in işin başından beri Türkiye'yi desteklediğini ve Türkiye'nin üyeliğine olumlu baktığını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu: "İnanıyorum ki bu destekleri devam edecek. Bizler artık bir aile oluyoruz. Bu aile içinde Türkiye'nin müzakere süreci alması konusunda bize destek verebilirler. Ne yapacaklarını onlar bizden çok daha iyi biliyor. Bu desteği bekliyoruz." Person ise, bir aile içinde her fertten dürüst olmasının bekleneceğini vurgulayarak, bazen aile içinde eleştirilerin de gelebileceğine dikkat çekti. Türkiye'nin bazı eksiklikleri bulunduğunun kabul ettiğini anlatan Person, bu yaklaşımın Türkiye'yi AB'ye yaklaştıracağını dile getirdi. Person, "Otomatik olarak kabul edilecek diyemeyiz. Bu kararı komisyon verecek. Ama biz Türkiye gibi yapıcı ve dürüst yürüyen ülkelere destek vermeye hazırız" ifadesini kullandı.