Kral Tv ödül töreninde İbrahim Tatlıses'i izledim az
önce...
Bir yıl önce, tüm Türkiye onun ölümüne hazırdık,
kolay mı kurşun beynine girmişti!
Ama derler ya hani; öldürmeyen Allah
öldürmemişti!
Uzun tedavi süreci sonrası ben ilk kez gördüm
kendisini.
Elinde bastonu, kimseden yardım istemedi ve yürüdü
piste…
Ağır ağır ama dimdik...
Sahneye çıktı ve bastonu fırlatıp attı!
Çok manası vardı o bastonun yerlere atılmasının, "Ben
güçlüyüm ve daha güçlü olacağım, başarabilirim, desteksiz de
yürüyeceğim…"
Tanrı bizi yaratırken içimize kendinden birer parça
koymuş ya…
Bu işte bizim gücümüz.
Biz istersek her şeyin üstesinden
gelebiliriz.
İbrahim Tatlıses de bunu hissediyor ki neredeyse
cenaze töreni için hazırlık yapıldığı sırada yeniden doğdu
hayata…
Onu izleyen herkese örnek olmalı bu durum…
Mucizelerimizi yalnızca ve yalnızca kendimiz
yaratabiliriz…
İyi düşünerek, kötü bir şeyler olabileceğine ihtimal
vermeyerek…
Ve şükrederek…
Şükretmek dünyadaki en büyük mucize…
Sahip olduklarımız ve sahip olmak istediklerimiz için
şükretmek…
Her an…
Neyi istiyorsak onu elde ettiğmiz anı
yaşamak…
Ve sonrasında edilecek şükürleri önceden
edebilmek…
Ama doğruluğuna, olacağına gerçekten inanarak...
İbrahim Tatlıses de bunu başarıyor işte…
Ne bileyim…
Kimbilir belki de şu an koşabildiği için şükretmeye
başlamıştır…
Öyle ya; beynine kurşun sıkılan adam ölüme bile
çelmeyi takmıştır!
twitter.com/nsrnylmz