İstiklal Savaşı'nı kazandıran maymun
Abone olTarihçi Mustafa Armağan İstiklal Savaşı sonrası adeta tarihin seyrini değiştiren maymunu yazdı.
İNTERNET HABER- Tarihçi - yazar Mustafa
Armağan Zaman'daki köşesinde Kurtuluş Savaşı esnasında bir maymunun
nasıl milli mücadeleye moral verdiğini yazdı. Yunanistan kralı
Aleksander sarayın bahçesinde bir maymun tarafından ısırıldı.
Isırıldıktan kısa bir süre sonra kral hayatını kaybetti. Böylelikle
tarihin akışında bir hayvanın bilinmeyen bir yönü ortaya çıktı.
Armağan başlıklı yazısında yaşanan olayları aktardı.
Tuhaf ama tarih bazen bize saçma gibi gelen olaylarla şekillenir. Aslında o sırada arkasındaki "büyük plan" okunamadığı içindir saçma görünmesi.
İSTİKLAL SAVAŞINDA MAYMUNUN
ROLÜ
1920 Ekim'inde Yunan kralını ısıran maymunun hikâyesi bunun en
çarpıcı misalidir. İstiklal Savaşı'nın henüz başlarında Yunan
işgali İzmir'den Batı Anadolu'nun içlerine doğru bütün hızıyla
genişlerken Atina'daki Tatoi Sarayı'nın bahçesinde meydana gelen
esrarlı bir 'ısırma' olayı Milli Mücadele'nin lehimize dönmesini
sağlayacak ve askerinden alimine, şairinden siyasetçisine kadar
moralimizi düzeltecektir.
İşte 1917 yılında babası Konstantin'in yerine tahta çıkarılmış
ve Anadolu'nun işgali ile Yunanistan'la birleştirilmesi fikrini
(megalo idea) en büyük dava edinmiş olan Yunan Kralı I.
Aleksander'in bir maymun tarafından ısırılması olayı ve hiç
beklenmedik sonuçları...
Milli Mücadele'nin İzmir'in işgaliyle başladığını kabul edersek, ikinci adımının 10 Ağustos 1920'de Sevr'in imzalanmasıyla atıldığını söyleyebiliriz. Gerçi İstanbul'da Sevr'den memnun olabilecek bir Allah'ın kulu yoktur, imzalayanlardan Rıza Tevfik bile onu Anadolu'ya vakit kazandırmak için imzaladıklarını söyler, Sultan Vahdettin ise "Mecelle-i mesâib" adını verir, yani "Musibetler belgesi"...
SEVR'İ PARLAMENTOSUNA GETİREN TEK
DEVLET YUNANİSTAN
Onaylanmaz, ayrı; ama imzalanmasının Anadolu'daki yankısı biraz
abartılı olur ve Mehmed Akif ve Yahya Kemal dahil şair ve yazarlar,
vaaz ve yazılarında Sevr'in, bu topraklarda din ve varlığımızın
kökünü kazımaya ahdettiğini haykırırlar. Meclis de bu görüşü yayar
etrafa.
Oysa Sevr'i parlamentosuna getiren tek devlet, Yunanistan'dır. Ne İngiltere, ne Fransa, ne diğerleri böyle bir teşebbüste bulunmuşlardır. Çünkü bir 'aptallık anıtı' olan antlaşmanın uygulanamayacağını, imzalatanların kendileri de biliyorlardı.
VENİZELOS İLE KRALIN
TARTIŞMASI
Her şey Başbakan Venizelos'un 7 Eylül 1920 günü
Sevr Antlaşması'nı parlamentoya getirmesiyle başladı. Hemen meclisi
feshederek 7 Kasım'da kendi hükümetinin gözetiminde yeni bir seçim
yapılacağını bildirdi. Sıkıyönetim ve sansür kaldırılmıştı.
Kampanya hararetli başladı ve umulmadık bir şekilde 27 yaşındaki
Kral Aleksander etrafında bir tartışmaya dönüştü.
Kral, Venizelos'un adamıydı ama soylu bir aileden gelmeyen 'Kralcı' bir Yunan kızıyla evlenmek istiyor, Venizelos buna karşı çıkıyordu. Böylece Kral ile Cumhuriyetçi Venizelos'un araları açılıyordu. Venizelos, Kral'ın kralcı, yani monarşist bir aileden gelen bir kızla evlenirse bunun aleyhine olacağını düşünüyordu. Üstelik Kral dediğin halktan biriyle evlenemezdi; Yunan bile olsa.
Ancak Kral dediğim dedik biriydi. Evlenecekti. Venizelos yalvardı acele etmemesi için. İşe yaramadı. Sessiz sedasız evleniverdi. Tam bu haber Atina'da duyuluyorken hiç beklenmedik bir olay iç politikadaki bütün kavgaların seyrini değiştirdi.
KRAL BİR MAYMUN TARAFINDAN
ISIRILINCA..
Güneşli bir 30 Eylül sabahıydı. Kral Aleksander, Fritz adlı kurt
köpeğiyle Tatoi Sarayı'nın bahçesinde mutad yürüyüşlerinden birine
çıkmıştı. Köpeğin birden bir çalılığın içine atladığı görüldü.
Havlama, hırlama ve dalaşma sesleri birbirini kovalıyordu. Kral
koştu; gördüğü manzara karşısında şaşkındı. Köpeği, evcil bir
maymunu ağzına almış, şiddetle sarsıyordu. Maymunu köpeğin ağzından
almaya çalıştığı sırada Kral darbeyi bir başka maymundan
yiyecekti.
KRAL ÜÇ HAFTA İÇİNDE
ÖLDÜ
Dişisinin saldırıya uğradığını görerek harekete geçen erkek maymun
ona bir kötülük yaptığını zannederek Kral'a saldırdı. Onu
baldırından ve vücudunun çeşitli yerlerinden kötü bir şekilde
ısırdı. Adamları yetiştiğinde Kral kan revan içindeydi. Maymunlar
öldürüldü ama iş işten geçmişti.
Yaralar alelusul temizlenip sarıldı. Kral, hadisenin sarayın dışında duyulmasını istememiş, yaralarını ciddiye almamıştı. Ancak gece ateşlenme başladı ve giderek arttı. Üç hafta süren hayatta kalma mücadelesinden sonra Kral, bir mikrobun kanda, vücut sıvılarında veya dokularda çoğalması neticesinde ölümle sonuçlanabilen bir hastalık olan sepsis'ten öldü.
VENİZELOS SEÇİMİ
KAYBETTİ
Kralın ölümü üzerine Meclis toplanıp seçimleri bir hafta erteledi.
3 yıl önce İngiliz, Fransız ve Rusların dayatmasıyla Alman
taraftarı diye tahttan indirilen babası Konstantin yeniden tahta
çıkarıldı. O da gerçek Krallık yetkilerini kullanma şartıyla kabul
etti bu teklifi. Ne var ki, dönüşte tam bir tasfiye bekliyordu
Yunan Genelkurmayı'nı.
Seçimleri kaybeden Venizelos, Başbakanlığı bıraktı ve yurdu terk etti. Yenilgisinin sebebini "Yunan halkının savaşlardan bıkkın" oluşuna bağladı. İngiltere, Cumhuriyet'ten Krallık'a dönmüş olan Yunanistan'ın kendi politikalarını yürüteceğine inancını kaybetmişti. Nitekim Savunma Bakanlığı'nı Ruslara yaklaşmakta olan Türkiye'yi kaybetme korkusu ağır basmıştı. Winston Churchill "İngiltere'nin Mustafa Kemal'le iyi bir barış yapılabileceğini" yazıyordu. (Michael Llewellyn Smith, Yunan Düşü, Ayraç: 2002.)
İTİLAF DEVLETLERİ TARAFSIZLIĞINI İLAN
ETTİ
Tarihler 23 Kasım 1920'ydi. Yani Lozan'a gidilmesine daha 2 yıl
vardı. İngilizlerle anlaşma yolu açılmıştı. Ardından başta
İngiltere olmak üzere İtilaf devletleri Türk-Yunan savaşında
tarafsız olduklarını, Yunanistan'ı tutmadıklarını
bildireceklerdi.
EN UĞURLU MAYMUN
Yunan ordusundan işgali 'başarmış' ve Bursa'ya kadar genişletmiş
olan Venizelosçu generaller hızla tasfiye edildi, yerlerine savaş
tecrübesi eksik komutanlar atandı. Hemen o günlerde Karabekir
Paşa'nın Doğu'daki zaferiyle başlayan başarılar Başkomutanlık
Savaşı'yla hedefe ulaştı. Ancak yendiğimiz Yunan ordusunun içinden
bölündüğünü ve dış yardımın büyük ölçüde kesildiği bir ordu
olduğunu da unutmamak gerekir.
SAİD NURSİ'DEN MÜCAHİD HAYVAN
MERSİYESİ
Maymun ısırığı adeta düğmeye basmış ve Yunanistan'ın talih rüzgârı
tersine dönmüştür. İşte Bediüzzaman Said Nursi bu haberi aldığı
zaman "Mücahid bir hayvan mersiyesi" başlıklı manzumeyi yazarak
"Uğurlu Maymun"a övgüler düzmüş ve en umutsuz bir anda bile
Allah'ın hangi enstrümanı devreye süreceğinin bilinemeyeceğini
şöyle vurgulamıştı:
Ey maymun-i meymûn!
Kâfirleri mahzun, Yunan'ı da mecnun eyledin.
Öyle bir tokat vurdun ki, siyaset çarkını bozdun.
Lloyd George'u kudurttun, Venizelos'u geberttin.
Mizan-ı siyasette pek ağır oturdun
Ki, küfrün ordularını, zulmün leşkerlerini bir hamlede havaya fırlattın.
Başlarındaki maskelerini düşürüp maskara ederek bütün dünyaya güldürdün.
Cennetle mübeşşer olan hayvanların isrine (safına) gittin.
Cennette saîdsin; çünkü gazi, hem şehidsin.