İsteyin köleniz olsun
Abone olEn kötü kocayı bile 8 haftada köle edebilirsiniz
Bakırköy'de bir apartmanın giriş katındaki imaj ve iletişim danışmanlığı şirketi... Dairenin apartmandan giriş yapılan kapısı iptal edilmiş, sokaktan direkt daireye giriş sağlayan bir kapı açılmış; bu kapının önü de yeşilliklerle kamufle edilmiş... Sebebi ise geldiği görülüp duyulursa Türkiye gündemini değiştirecek derecede önemli kadınların buraya gelmesi... Buraya gelen kadınların duyulmaması için sekreter bile çalıştırılmıyor, görülmesin diye hava karardıktan sonraya randevu verilen kadınlar var.
Evliliğinde problem yaşayan kadınların kocalarından gizli kapısını çaldığı İnci Yeşilyurt, evden uzaklaşan kocayı verdiği taktiklerle 8 haftada eve bağladığını öne sürüyor. Bunu ise "" kitabının ardından "Kocacığım İstersem Kölem Olursun" adlı kitabında yer verdiği gerçek olaylarla anlatıyor. Kendinden yardım alan kadınlarla yaşadıklarını ve evliliklerini kurtarma sürecini, takma isimlerle anlattığı kitabında ilginç detaylar var.
Yeşilyurt, kadınlardan birinin Türkiye'nin tanınmış holding genel müdürlerinden birinin eşi olduğunu söylüyor. Eşinden fiziksel ve sözlü şiddet gören Aynur takma adlı kadının, verdiği taktikler sayesinde 8 haftanın sonunda eşi tarafından günde en az dört kez aranan, yemeğe çıkarılan, sevgi, ilgi ve şefkat gören bir kadın haline geldiğini söylüyor. Ve kitabın ismini de Aynur'un eşine söylediği bir sözü koyuyor: ""
"EVİMİN ASLANI GELMİŞ" DEYİN
Kadınlar eşlerini köle mi etsin?
Hayır, ama bir kadın isterse bunu da yapabilir. Türk kadını çok farklı özelliklere sahip. Türk erkeklerinin istediği fazla bir şey yok. Evinde güleryüz, ilgi ve yatağının sıcak olmasını istiyor. Kadınlar 'ben erkeği eve nasıl bağlarım' diye düşünmüyor da "Güzelim, iyi ev kadınıyım, çocuklarıma bakıyorum, niye aldatılıyorum?" diyor. Ama evinde mutlu olan erkek mutluluğu başka yerde aramaz. Erkek, içindeki eksikliği dışarıda bulduğu zaman aldatmaya başlıyor.
Evdeki kadında neden bulamıyor?
Erkek yıllar içinde yükselirken kadın sadece ev işi yapıp 'öndeki ipe beyazları arkaya renklileri asacağım; güzel, kekler, börekler yapacağım; çocukları temiz giydireceğim, okula göndereceğim'in ötesine geçememişse aldatılmayı bekleyecek. Erkek bunları bekliyor ama çok fazla da arzulamıyor. Kadının asli görevi ev işi olmamalı. Eğer erkek kadınla çok mutluysa daha fazla zaman geçirmek ister; kadına dönüp "Sana bir yardımcı tutalım" bile der. Ama zaten kadınla mutlu değilse, iyi vakit geçirmiyorsa "İşlerimi yapsın" der. Çalışan kadın da evden girdiği zaman çalışan kimliğini kapıda bırakacak.
Bu tek taraflılık gibi anlaşılmaz mı?
Evlilik; aynı yolu sırt sırta verip beraber yürüme başarısıdır. Kadın ev işlerini, çocukların bakımını öne alıp erkeği geri plana atarsa o zaman erkeği dışlar. Öncelik erkeğinde olacak. Akşam eve gelince evini isterse pislik götürsün. Erkeğin gözü, karısının güzel cilveli görüntüsünü, kapıyı açar açmaz "Evimin aslanı gelmiş" sesini duyduğu zaman ne toz görür ne parkelerin cilasını... En önemlisi de kadının kültürel gelişimi. Erkeğe yetişmesi gerekiyor. Kadın televizyonda dedikodu programlarını izliyor, haberleri, bilgi veren programları izlemiyor, gündemde ne var takip etmiyor. Takip etmediği zaman erkek kadınla ne konuşacak? Bir süre sonra "Sen ne anlarsın?" demeye başlıyor. Kadın olarak ekonomiden spora akla gelebilecek her konuda biraz olsun bir şeyler bilirsek, zaten çenesi düşük varlıklarız, onu süsler püsler önüne koyarız .
KADINLARDA KÜLTÜR SORUNU VAR
Ya erkek çok bilmiş kadın istemiyorsa?
Kocanı, eşini, sevgilini tanı! Tanımak demek; "Hangi yemeği sever, kaç beden gömlek giyer?" demek değildir. Kocasının hayalinde hangi kadın var, bunu keşfetmesi lazım. Bunları öğrenip ona göre davranmalı. Kadın bu emeğinin karşılığında istediği her şeyi alır. Ve kadın bunları yaparken eğer aldatılırsa kesinlikle orada durmayacağını da ima etmeli. Ama her aldatmada terk edecek diye bir şey yok. Neden aldattığı araştırılmalı. Eğer erkekte çapkınlık hastalığı, uçana kaçana konma alışkanlığı varsa o adamla zaten durulmaz, hemen terk etmeli. Ama adam düzgünken; 5 sene, 10 sene sonra aldatıyorsa hemen terketmeye karar verilmemeli. Bu noktada kadın hır gür çıkartır, tehditler savurursa baştan kaybeder. Tam tersi kadın da kendine bir hayat kurmalı sosyal ortamlara, derneklere girmeli. Çocukları hayatının merkezinden çıkarmalı, babaya yakın tutmalı.
Kadınlar verdiğiniz taktikleri hemen kabul edebiliyorlar mı?
Bana gelenlerle ilk seansımız ağlamakla geçiyor. Kadın kendini çok mağdur, saçını süpürge etmiş ama kaybetmiş olarak görüyor. Kendi hatalarını görmüyor. Önce kadının imajına daha sonra da beyninin ne kadar dolu olduğuna, kültür birikimine bakıyorum. İşte orada bütün kadınlar sınıfta kalıyor. Bizdeki kadınların sorunu bu: Genel kültür eksikliği. Erkekle oje konuşamazsınız.
- Erkek eve geldiğinde nasıl karşılanmalı, neden?
- Evliliği mutlu sürdürmek için kadının yapması gerekenler nelerdir?
- Maddi problemler yaşandığında, erkeğe nasıl destek olunmalıdır? Bu konuda en sık yapılan yanlışlar nelerdir?
- Cinsel hayatı eşler birbirine nasıl yaşatmalı? Ne yapmamalı?
- Erkek ne söyler aslında ne anlatmak ister? Ne bekler?
- Boşanmak çözüm mü? İlk günlerdeki mutluluk nasıl sürdürülür?
- Evin gerçek reisinin kadın olduğu kansız olarak nasıl gösterilir?
- İlk günlerdeki ilgisi neden azalır? İlgisini canlı tutmanın yolları.
- Güzelsiniz ama neden aldatır? Nasıl engellenir?
- Onu eve bağlamanın yolları
- İsteyin köleniz olsun.
- Sevgi ve ilginin sürekli sizin üstünüzde olması nasıl başarılır?