Yapılan araştırmalar, düzenli yürüyüş ve jogging yapan kişilerin hastalığa daha az yakalandıklarını ve bu egzersizi ömür boyu yaptıkları takdirde 6 yıla varan daha uzun yaşam sürelerine erişebildiklerini göstermiş. Kalp: Yürüyüş tüm bu olumlu etkilerin kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskini yüzde 35'lere varan oranda azalttığı görülüyor Diyabet: Diyabet gelişimi de kalp ile beyin damar hastalıkları riskinde çok ciddi artışları beraberinde getirebiliyor. Düzenli olarak yürüyüş yapmak insülin direncini azaltarak ve fazla kilolardan kurtulmamızı sağlayarak diyabetin ortaya çıkma riskini azaltıyor. Meme ve kalınbağırsak kanseri: Araştırmalar düzenli olarak günde 30-60 dakika süreyle yapılan yürüyüşün meme ve kalınbağırsak kanseri riskinde anlamlı olarak azalma sağladığına işaret ediyor. Yürüyüşün kalınbağırsak kanseri üzerindeki bu etkisini bağırsak hareketlerini artırması, bağışıklık sistemini güçlendirmesi, insülin ve benzeri hormonların salınımını azaltması, kilo almayı önlemesi ve serbest radikal adı verilen zararlı maddeleri etkisiz hale getiren sistemleri devreye sokması sayesinde sağladığı belirtiliyor. İnme (felç): Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Burak Pamukçu dünya nüfusunun yaşlanması, hipertansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği, sigara kullanımında artış ve hareketsiz yaşam gibi nedenlere bağlı olarak inme ve inmeyle ilişkili ölümlerin yüzde 24 gibi yüksek bir oranda artış gösterdiği uyarısında bulunuyor.Araştırmalar düzenli yürüyüş yapan kişilerde inme riskinin azaldığına işaret ediyor. Osteoporoz: Çağımızın önemli bir sorunu olan hareketsizlik kemik sağlığını da olumsuz yönde etkiliyor. Osteoporoz, yani kemik erimesi fiziksel olarak hareketsiz kişilerde daha fazla görülüyor. Depresyon: Düzenli egzersiz, kendimizi iyi hissettiren hormonlar olan endorfinlerin salınımını sağlıyor. Vücudumuzda salgılanan endorfinler aracılığıyla hayattan zevk alma, dinginlik ve kendini iyi hissetmeyi kolaylaştırıyor