İşte Yurtsever ABD basını
Abone olTemelkuran ayrıca, oğlu Irak'ta asker olan ve ölmekte olan Amerikalı bir annenin dramını da anlatıyor.
Kanın gazabından kork; çünkü fena kırmızıdır:
Er Ryan'ın intikamı!
'Yurtsever' Amerikan basınında görememiştik ölen askerlerinin tabut
fotoğraflarını. Ama internetteki o fotoğraf her şeyi değiştirdi.
ABD yeni yeni anlıyor olan biteni, çünkü acı, ete değdi...
Diktatörler her zaman üniforma giymezler... Her zaman delici
bakışları olmayabilir. Misal ölü köpek bakışlı, görünüşte pek
yumuşak mizaçlı Bay Bush da eni konu iyi bir diktatör sayılabilir.
Zira kendisi tek bir kararla koskoca ABD basınının tamamını
susturmuştur bir aydır. "Bağımsız" (?) ABD basınında evlerine ölü
dönen ABD askerlerinin bayraklara sarılmış tabutlarının
görüntülerinin yayımlanmasını yasaklamıştır. Amerikan basınında da
nasıl bir yurtseverlikle paketlenmiş "memuriyet disiplini" varsa,
hiç görmedik ölmüş Amerikan askerlerini. Böylece ne oldu? Amerikan
askerleri hiç ölmedi. Acımadı, acımadı!
Oysa 30 ülkeden askerlerin "özgürleştirmek" için tepesine
çullandığı Irak'ta, The Economist'in haberine göre son bir aydır
günde ortalama (?!) 4 - 6 ABD askeri ölüyordu. Sonra bir gün ne
oldu? Aniden, internette tabii ki, bir kargo uçağının içinde o kötü
kargo görüntüleri yayımlanıverdi: Sıra sıra ölü çocuklar! Ertesi
gün bütün ABD basını birinci sayfadan, ilk haber olarak verdi
fotoğrafı. Pardon, "orduyla yatağa giren" (embedded) basının şahı,
"komutan televizyon" Fox TV hâlâ reddediyor ölü askerlerin
varlığını.
Kuzey Kore patlıcan mıdır?
Kuzey Kore'de geçtiğimiz hafta bir tren kazası oldu. Yüzlerce insan
öldü. Uluslararası toplum yardım için girişimlere başladı. O denli
dev bir kaza yani. Peki hiç fotoğrafını ya da görüntüsünü gördünüz
mü kazanın? Görmediniz. Çünkü Kuzey Kore diktatörü Kim Jong Il
fotoğraf çekilmesini, görüntü yayımlanmasını yasakladı. Çünkü onun
yönettiği bir ülkede böyle kötü şeyler olamazdı. Acı, yönetime
karşı antipati yaratır filan diye gizlendi. Bütün ABD basını çok
ayıpladı bu durumu. Aman şu Kim Jong Il ne kadar beter bir
diktatördü canım! Kim bilir belki bu ayıplama kampanyası, kendi
diktatörlerinin yasakladığı fotoğrafları yayımlamamış olmanın
utancını unutturuyordu. Basının görevi, savaşın Hollywood
filmlerine benzemediğini göstermekken, bunu yapmamanın vicdan
lekesini temizliyorlardı başkalarının diktatörlerini ayıplayarak.
Oysa söylemelilerdi: Bu bir "Er Ryan'ı Kurtarmak" fasaryası
değildi!
Er filancayı kurtarmamak
Geçtiğimiz günlerde Amerikan ve Avrupa basınında bir kadının
sözleri büyük yer buldu. ABD'li kadın, pankreas kanseriydi ve son
günlerini, şu anda Irak'ta asker olan 19 yaşındaki oğlu ile
geçirmek istiyordu. Ama ordunun kurallarına göre kalan ömrünün otuz
günden fazla olmadığını kanıtlaması gerekiyordu ki bu bilimsel
olarak imkânsızdı. Ordu, oğlunu ölüm döşeğindeki anneye geri
vermiyordu. Kadın, "Ama bize bunun böyle olacağını söylememişlerdi"
der gibiydi. Bush savaşı o kadar "duygusal" anlatmıştı ki
militarizmin buz gibi suratıyla karşılaşan anne üzülmekten çok,
şaşırmıştı. Tuhaftı, cephe öyle "Ben vergimi ödeyen bir vatandaşım"
denilip bırakılabilen bir boş zaman meşgalesi değildi. Ama, ama
kimse bunu onlara söylememişti... Bush'un yüzü o kadar sevimli,
Rumsfeld kendine o kadar güvenli ve espriliydi ki ABD toplumu,
berbat bir savaş faşizminin içine yuvarlandığını göremedi. Şimdi
işte, o tabut fotoğrafları her şeyi yerli yerine koydu. The
Independent gazetesinde bir anne fotoğrafların yayımlanmasıyla
birlikte ilk kez konuştu:
"Oğlumun tabutunu bile göstermediler. 'Sağlık nedenleriyle' deyip
çocuğumun ölüsünü bile sakladılar."
Fotoğraflar yayımlandığı gün Bush'u destekleyenlerin oranı bir
günde %51'den %44'e düştü. Bütün bu "faşizm" o yüzde 7 içindi. ABD
halkı yavaş yavaş anlıyor olup biteni. Çünkü acı, artık ete
değdi.