İşte yoksulluğun gerçek tablosu!
Abone olCansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nce yapılan bir araştırma yoksulluğu rakamlarla değil, yoksulların sözleriyle ortaya koydu
Yoksulluğun boyutu çeşitli araştırmalarda rakamlarla tarif edilirken, bu kez yoksullar içinde bulundukları durumu kendi cümleleriyle anlattı.
Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, yoksulluk, yoksullara yapılan yardımlar ve yardım kuruluşlarına ilişkin algıların hem yoksulların hem de yardım edenlerin bakış açısından ortaya konulması amacıyla Türkiye'de Yoksulluk Algısı Araştırması yaptı.
Araştırma kapsamında, 12 ilde kendisini ''yoksul'' olarak nitelendiren bin 188 kişi ile görüşüldü. Ayrıca görece daha kozmopolit bir nitelik taşıyan 7 ilde amaçlı örneklem yoluyla seçilen 21 kişiyle yapılan mülakatların dökümüyle görüşme tutanakları düzenlendi. Bu kişiler Diyarbakır, İstanbul, Erzurum, Samsun, İzmir, Ankara ve Adana'dan seçildi.
YÜZYÜZE GÖRÜŞTÜLER
Katılımcılar, kendileriyle yüz yüze görüşen görevlilere, içinde bulundukları durumu bütün çıplaklığıyla anlatıp, adeta içlerini döktü. Böylece ortaya birbirini tamamlayan bir çok insan öyküsü çıktı. Araştırmaya katılanların kiminin hayatının tamamı yoksulluk içinde geçerken kimileri ise çeşitli nedenlerle yaşadıkları ekonomik sıkıntılarla yoksullaşmış.
Yoksulların kiminin hiçbir geliri yok, kimi asgari ücretle geçim mücadelesi veriyor.
Yoksulluk sadece bireyleri değil, içinde bulundukları ailenin tüm bireylerini de mağdur ediyor. Mağduriyeti en ağır şekilde yaşayan kesim ise çocuklar. Kimi aileler, yeterli düzeyde besleyemedikleri için çocuklarında çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasından yakınıyor.
600 LİRAYLA 3 ÇOCUK BÜYÜTÜYOR
Kendini yoksul olarak görenlerin anlatımlarında ortaya çıkan çarpıcı insan öykülerinin satır başları şöyle:
-''Ben 3 tane çocuğumla ailemi 600 liraya geçindirmeye çalışıyorum. O da daha yeni girdim işe. Ben 600 lira alıyorsam, yoksulumdur''
-''Gidiyorum, çöp fıçılarından mal topluyorum, çocuklarıma bir ekmek parası getiriyorum. Bir de benim 16 yaşında kızım var. Durmadan düşüyor, ama hastalığı nedir bilmiyorum. Onu bile çarem yok ki hastaneye götüreyim.''
-''3-5 ayda yardım geliyor. 15 gün soframız bir güzel yemek görüyor. O da tüpün varsa. Paran yok ki tüp alasın. Bana tüp doldurtmazsan, yardımı ne yapayım ki ben? Elektrik ve suyum kesilince ben yardımı ne yapayım?''
-''Çadırda kaldık 6 ay. Paramız yok, kira veremiyoruz. Durumum yok, veremiyorum. Ev sahibi dışarı attı beni.''
-''53 yıldır ben böyle yoksulum. Çadırda kalıyorum. Daha 3 ay oldu, işte ben buraya geldim. Durumum yok, ev kirası ödeyemem.''
-''Ağlıyor, morarıyor, kanıyor, çırpınıyor çocuk elimizde. Üç defa boğuluyordu. Götürdüm bugün, 'anemi var' dediler. Vitamin eksikliğinden dediler. Ben durumum yok dedim. Bana diyor ki 'haftanın iki günü balık yiyecek, et yiyecek tavuk yiyecek, meyve suyu içecek' ama benim alacak durumum yok.''
-''İnsanın yaşamak istemediği zamanlar oluyor. Yaşamla mücadele edemiyorsun, öyle bir zaman geliyor ki, taşıdığın canı bile taşımak istemiyorsun.''
YİYECEK MİSİN, KOKLAYACAK MISIN?
-''Asgari ücretle nasıl geçineceksin? Yiyecek misin, koklayacak mısın, kira mı vereceksin, çocuk mu bakacaksın? İlacını mesela nasıl alacaksın?''
-''Vallahi 1 sene oldu, ben kimseyi göremedim. Kapımı çalıp da ihtiyacın var mı, yok mu diye soran yok. Bak bir belediyeye gittim, bir şey sormadılar bana. Kimse gelip de ihtiyacın var mı, yok mu diye sormadı. Ben kimseden yardım görmedim vallahi.''
-''Hiçbir yerden yardım almadım. Nasıl yardım aldım? Orada çadırda oturuyorum, o da Ramazan günüydü, o da devlet değil, market dağıtıyordu, toptan eşya getiriyordu bize. Ben devletten 5 kuruş daha bir menfaat görmedim.''
-''Yemin ederim sana, 3 aydır yağımız yok, cici bebeyle besleniyor çocuklar. Şu anda tüberküloz hastası, bakım yapılamadı ve hastalık gözlerine vurdu. Gözleri görmüyor şu anda doğru dürüst.''
-''Aslında yardımların bir etkisi yok. Mesela Ramazan'da bir Ramazan paketi veriyorlar. Bir aylık. Ondan sonrakiler zaten çok düzenli değil. Ama bu yardımlar devam ederse daha iyi olur.''
-''ODUN TOPLUYOR, KAĞIT, BEZ YAKIYORUZ''-
-''Evimde ekmeğim bulunmazsa bile, makarna haşlıyorum yiyiyorum mesela. Öyle günü atlatıyoruz. Öyle bir zaman geldi ki, ben ilk çocuğumu sırf çay içerek edindiğim süt ile besleyebildim. Yani açlıkla mücadele ettiğim çok zaman oldu benim.''
-''Odun topluyor, kağıt, bez yakıyoruz.''
-''İşsizlik olduğu sürece; yoksulluk, fakirlik, garibanlık, muhtaçlık ortadan kalkmaz.''
-''Yanlış kişilere de gidiyor. Çok yanlış giden kişiler var. Belediyemiz hak edene de veriyor, hak etmeyene de. Bu sadece belediye için değil yani, STK'lar içinde geçerlidir. Mesela ... derneği, işine gelene veriyor, işine gelmeyene vermiyor. Bu bir gerçektir yani. Mesela ben engelli olmasaydım ... derneğinden yardım alamazdım. Gerçek söylüyorum. Şimdi almıyorum mesela, biliyorsunuz bir takım şeyler çıktı. Yardımları durdurdular vesaire. Geçti gitti onlar. Ben şu anda sadece büyükşehir belediyesinden yardım alıyorum. Belediyemizde bu işleri yapıyorsa, dikkatli yapsın. Benim bunları söyleme amacım suiistimallerini engellemek.''
''YARDIMLAR DAYISI OLANA GİDİYOR''
-''Yardımlar ihtiyaç sahibine gitmiyor, dayısı olana gidiyor.''
-''Fakir fukaraya yardım gitmiyor. Zengin yiyor, evi olana gidiyor. Adamın 5 katlı evi var, yeşil kartı var adamın. Benim hiç bir şeyim yok, yeşil kartım yok. Adamın olursa var abi. Parayı bastın mı Türkiye'de dönmeyecek bir şey yok.''
-''Adam ayrılmış hanımından, ben bunlara çok şahit oldum, gidiyor sosyal hizmetlerden yardım istiyor. Ama eşiyle kendisi aynı yerde yaşıyor, esasında ayrılmamış. Ama eşi yatıyor, çalışmıyor. Bunları araştırsınlar, yani suiistimaller buradan kaynaklanıyor.''
-''Bence iyi araştırmaları lazım. Çünkü durumu iyi olan insanlar alıyor bizim hakkımızı. Bizim hakkımızı almasalar, biz bu duruma düşmeyiz. Yani evi olan insanlar bile yardım alıyorlar.''.
-''Tam araştırma yapılmıyor veya gerçekten muhtaç olan kişileri bile muhtaç değil diye geri gönderdikleri de oluyor bazen.''
-''Çok ihtiyacı olanlar varsa, onlara önce iş verilsin.''
-''Muhtarlardan fakirlik belgesi alınıyor. İsterse verir, isterse vermez.''
-''Deniyor ki 'ben sana 2 aylık kira vereyim'. Sen bana 2 aylık kira verene kadar, beni bir yere sok, çöp işine sok veya bir temizlik... Bana bir iş ver.''
BANA DEVLETTEN YARDIM GELMEDİ
-''Ben daha devletten hiçbir yardım alamadım. Kömür... Kömüre müracaat ettim alamadım. Yeşil kart çıkarttır diyorlar. Bilmem. Yeşil kart da çıkartamıyorum. Bu kış öldük biz soğuktan, bir yardım alamadık. Beş sefer kaymakama çıktım alamadım. Kaymakam 'burada ne işin var' diyor. Niye? Ben Ermeni miyim, gavur muyum?''
-''Yardıma ihtiyacı olan, ama yardım istemekten çekinen çok insan var. Onlara ulaşılması lazım.''
-''Resmi kurumlar her yere gönderiyorlar, şuraya gideceksin, buraya gideceksin, işi zorlaştırıyorlar.''
-''Yardıma ihtiyacım olduğunda ilk başvurduğum yer kaymakamlıktı, belediyeydi. İlk devlet kurumlarına başvurdum. Zaten sivile gittiğinizde, git ilkin devlet kurumlarına başvur diyor. Devlete gidiyorsunuz, devlet diyor ki, 'sen maddi olarak 600 lira maaş alıyorsun.' Ama ben anlatıyorum 450 ev kiram var, suyum var, elektriğim var, kızım, oğlum şu hastası. Ben bunlara bakmak zorundayım. Geliyor evindeki eşyan iyi diyor. Eşimin durumu iyiyken eşya almışız, eşya bana yemek yedirmiyor. Eşyan iyiydi, sana yardım yapılmaz diyor. Devlet kapısı da böyle.''
-''Vallahi ben devlet tanımıyorum, görmedim. Ben de buyum, bunu yapıyorum diyeni görmedim. Benim adıma il sosyal hizmetlerine ... derneği müracaat etti. Ben iki tane çocuğuma 260 lira para alıyorum oradan. Oraya ben müracaat ettim, benimkini kabul etmediler. Dernek benim adıma başvurunca kabul edildi.''
-''Yoksulluk her zaman olacak, her zaman vardır. Ama insanların duyarlı olması çok önemli. Yani bugün sen tokken komşun açsa ve eğer vicdanın rahatsa, hiçbir zaman adil olmayacak dünya demektir. İnşallah her şey düzelir, insanlarımız biraz daha duyarlı davranır.''
-''Vallahi insanlar daha duyarlı. Kapımı çalıyor hiç olmazsa. Karnın aç mı, tok mu diyor mesela.''