İşte Yargıtay'ın DEHAP kararı
Abone olYargıtay, DEHAP eski lideri ve 3 eski partili hakkındaki 1 yıl 11 ay 11'er günlük hapis cezasını onadı. İşte o karar metni:
Yargıtay 6. Ceza Dairesi, DEHAP eski genel başkanı Mehmet
Abbasoğlu ile 3 eski parti yöneticisinin, haklarında, partiyi 3
Kasım seçimleri öncesinde yasal örgütlenmesini tamamlamış gibi
göstererek resmi belgede sahtecilik yaptıkları gerekçesiyle verilen
1 yıl 11 ay 11'er günlük hapis cezasını onadı. Duruşmaya sanık
Veysi Aydın ile sanık avukatları Güven Özata, Mahmut Tanzi ve
İsmail Aslan katıldı. Tebliğnamenin okunduğu duruşmada, görüşü
sorulan Cumhuriyet Savcısı, tebliğnameye uyulmasını istedi. Güven
Özata, savunmasında, suçun oluş biçiminin yerel mahkemece yanlış
anlaşıldığını öne sürdü. Suça konu belgelerde, hayali kişiler
bulunmadığını belirten Özata, seçime girebilmek için ihmalde
bulunulduğundan söz edilemeyeceğini kaydetti. Özata, belgeler
düzenlenirken, sahtecilik kastının olmadığını ifade ederek, bir
ihmalden söz edilecekse, bu suçun, genel merkez yöneticilerine
değil, yerel yöneticilere ait olduğunu savundu. ''Bu ciddi hukuksal
bir hatadır. Müvekkillerimiz, sürülen lekeyi ömür boyunca taşımak
zorunda kalacaklardır'' diyen Özata, belgenin, ''resmi'' belge
niteliği taşıyıp taşımadığının tartışmalı olduğunu söyledi. Söz
konusu suçun, ''resmi belgede sahtecilik'' suçunu oluşturmadığını,
Siyasi Partiler Yasası ile ilgili bir suç olduğunu öne süren Özata,
genel merkez ile alt yönetim arasındaki iletişimsizliğin bu suça
neden olduğunu kaydetti. ''DAVA, SPEKÜLASYONLARA DAYALI SİYASETİN
ARACI'' Belgeleri denetleme yetkisinin, parti genel merkezi kadar
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na ait olduğunu belirten Özata,
yerel mahkemece, savunma haklarının kısıtlandığını iddia etti.
Tebliğnamenin eksik ve yetersiz olduğunu ifade eden Özata, davanın,
spekülasyonlara dayalı siyasetin aracı olarak kullanıldığını öne
sürdü. Kamuoyunda yapılan tartışma ve polemiğin, kendilerini
rahatsız ettiğini dile getiren Özata, ''Sanıklar, ödüllendirilsin
demiyoruz. Sanıkların kim olduğu konusunda tespit yapılmalıdır.
Aceleyle verilecek bir karar, fırsatçıların alanlarını
genişletecektir. 2 milyon seçmenin iradesi, 2-3 milletvekilliğine
feda edilmesin. DEHAP üzerinden yapay zaferler yaratılmasın'' diye
konuştu. Özata, yerel mahkemenin kararının bozulmasını istedi.
''DEHAP, 3 GÜN İÇİNDE DENETLENMİŞTİR'' Avukat İsmail Aslan da
savunmasında, davanın, medyada gereğinden fazla tartışıldığını
söyledi. Bu davanın, uzun yıllar tartışılacağını ifade eden Aslan,
''Dava, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihmali sonucu
açılmıştır'' dedi. İl, ilçe ve belde örgütlenmelerinin kuruluşuna
ilişkin bilgi veren Aslan, suça konu olan belgeler içindeki
bilgilerin, gerçeği yansıttığını savundu. Partinin, 24 Ekim 1997
yılında kurulduğunu anımsatan Aslan, ''kurulduğu günden 27 Eylül
2002'ye kadar denetlenmeyen DEHAP, 3 gün içinde denetlenmiştir''
diye konuştu. DEHAP'ın eksik örgütlendiğine ilişkin uyarının, daha
önce yapılması durumunda eksikliklerin giderilebileceğini kaydeden
Aslan, HADEP'in kapatılması sonucu seçime girememesi nedeniyle
DEHAP'ın seçimlere girdiğini anlattı. Aslan, HADEP'in seçime
gireceği, DEHAP'ın girmeyeceği göz önünde alındığı için gerekli
denetimin yapılmadığını, ancak durum değişince incelemelere
başlanıldığını belirtti. Avukat Aslan, yerel mahkemenin kararının
bozulmasını ve müvekkillerinin beraatine karar verilmesini istedi.
''ADİL YARGILAMA HAKKINI İHLAL'' Avukat Mahmut Tanzi ise
savunmasında, partinin sicilinin sağlıklı tutulmadığı konusunda
sanıkların sorumluluğunun kabulünün mümkün olmadığını kaydetti.
Partinin teşkilatlanmasında hukuka aykırılık bulunmadığını savunan
Tanzi, sanıkların gerçeğe aykırı bildirimde bulunmalarının söz
konusu olmadığını söyledi. Tanzi, suç kabul edilse bile ''resmi
belgede sahtecilik'' suçunu değil, Siyasi Partiler Yasası'na
muhalefet suçunu oluşturması gerektiğini kaydederek, dava konusu
fiil için yasalarda ceza öngörülmediğini belirtti. Emekli Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun açıklamalarının, adil
yargılama hakkını ihlal ettiğini öne süren Tanzi, yerel mahkemenin
kararının bozulmasını istedi.