İşte Türkiye'yi yakacak 'Suriye savaşı' senaryosu!
Abone olTürkiye, Suriye sınırındaki hareketlilik sonrası alarma geçti. Ankara'nın Suriye'de en çok çekindiği konu ise Tel Abyad'da bir Kürt-Arap savaşı çıkması...
Ankara kulislerinden çıkan 'Türk askeri
Suriye'ye giriyor' iddiaları gündemi salladı. Türkiye-Suriye
sınırındaki kritik noktalarda son dönemde meydana gelen sıcak
gelişmeler, TSK'nın Suriye sınırında hazırlık yapmasına
ve Ankara'nın da her türlü seçeneğe karşı bir yol haritası
hazırlamasına yol açtı.
Ankara siyasetinde söz sahibi bir üst düzey
yetkilinin verdiği kulis bilgilere göre ise, Suriye için
oluşturulan yol haritası kapsamında tüm kritik gelişmeleri ve
yaşanabilecek problemleri göz önüne alan Ankara'nın en çok
çekindiği nokta Tel Abyad'da doğacak bir 'Kürt-Arap' savaşı...
Yetkiliye göre bu savaş, Türkiye'yi de yakabilecek
büyüklükte...
"KÜRT-ARAP ÇATIŞMASININ FİTİLİ TÜRKİYE'Yİ
DE ATEŞLER"
'Suriye’ye girme' ihtimalleri üzerine çıkan tartışmalara ilişkin
Cumhuriyet'e bilgi veren üst düzey bir yetkili, IŞİD saldırısının
ilkinden de geniş ve şiddetli bir göç dalgası sonucu doğuracağını
ve daha da önemlisi, Kürt-Arap çatışmasını fitilinin, Türkiye’nin
sınırları boyunca ateşlenmesi durumunda Türkiye’yi de yakacağı'nı
ileri sürdü.
TÜRKİYE'NİN PYD VE IŞİD
KIYASLAMASI
IŞİD ile kıyaslandığında, PYD’yi bölgede “konuşulabilir, rasyonel
bir oyuncu” diye tanımlarken, “PYD ile kanalların açık olduğunu,
mesajların gelip gittiğini” kaydeden yetkili, Cumhuriyet’ten Çiğdem
Toker’e şu değerlendirmeyi yaptı:
“PYD ile Türkiye’nin ilişkisi, PYD”nin alacağı tutuma bağlı. PYD eğer burada yapıldığı söylenen ve görünen etnik temizlik, fütuhat gibi uygulamaları sadece DAEŞ ile mücadele kapsamında olduğunu, yani ‘onların bayrağını indirdiğimiz için bizimkini koyduk; Tel Abyad’ı Kürtleştirme gibi bir niyetimiz yok’ derse mesele yok. Ama Kürtleştirme gibi bir niyet varsa, mesele var. Kürt-Arap çatışmasını fitili, Türkiye’nin sınırları boyunca ateşlenirse, bu ateş Türkiye’yi de yakar.”
ANKARA'NIN IŞİD'E KARŞI YOL HARİTASI
MGK toplantısının ardından Türkiye askeri harekat
planları da dahil her türlü seçeneği içeren bir yol haritası
hazırladı. Ancak şu an için Suriye'ye tek taraflı bir müdahaleden
ziyade 'IŞİD'e karşı koalisyonun parçası olarak operasyonlara
katılma' seçeneği üzerinde ABD ile aktif müzakere yürüyor. Türkiye
açısından öncelikli mücadele alanı IŞİD'in yönelmesinden kaygı
duyulan 4.5 milyonluk nüfusu kapsayan Mare
hattı.
KRİTİK MARE
HATTI
Mare hattındaki IŞİD tehlikesinin büyümesi üzerine Türkiye ile ABD arasındaki 'operasyon' temalı görüşme ve müzakereler yoğunlaştı. Ankara'daki bilgiye göre mayıs sonundan bugüne kadar o hattaki IŞİD hedeflerine ABD yaklaşık 5-6 hava harekâtı düzenledi. Türkiye'nin IŞİD'e karşı koalisyonun operasyonlarına Türk hava unsurlarıyla ya da başka şekilde katılıp katılmayacağı ise Washington ile yürütülen güncel aktif müzakerelerin parçası. Ankara "ortak planlama olursa gereğini yaparız" noktasında ancak önşartlarını da muhafaza etmeye devam ediyor. İncirlik'in kullanımı gibi kritik konular yine bu müzakerelerin bir parçası. Türkiye'nin uzun zamandır savunduğu 'güvenli bölge' konusunda ise ABD rezervini korumaya devam ediyor. ABD ile mevcut görüş ayrılıklarına rağmen üst düzey yetkilinin anlatımından bugün için Ankara'nın Suriye'ye tek taraflı bir müdahaleden ziyade koalisyonun parçası olarak operasyonlara katılma seçeneğine ağırlık verdiği anlaşılıyor. Üst düzey yetkili öyle ifade etmese de Ankara'nın son haftalardaki gelişmelerin ardından ABD'nin "Suriye'de öncelik IŞİD'le mücadele" tezine yaklaştığı hissediliyor.
ANKARA'NIN PYD'DEN
BEKLENTİLERİ
Ankara siyasetinin kritik kulislerinden derlediği bilgileri,
Habertürk'teki köşesinde yayınlayan Ruşen Çakır'a
göre, Ankara'nın PYD'den beklentileri şu maddelerle
özetleniyor:
-Oldubittilerden vazgeçmeleri şart.
-Öncelikle nüfusun hepsi geri dönecek.
-Ayrıca o bayrak da inmeli.
-PYD’nin Telabyad’da diğer unsurlarla çalışmayı becerebilmesi
gerekiyor.
-Etnik temizlik gibi şeylere kalkışırlarsa sorun çıkar.
-Bölgede Kürt-Arap çatışması çıkmasından Türkiye büyük zarar görür.
Böylesi bir durumda Ankara, bu çatışmaya karşı çıkanların yanında
durur.
ANKARA BU MESAJLARI PYD'YE
İLETTİ
Ruşen Çakır'ın verdiği bilgilere paralel olarak, Hürriyet'te yer
alan bir başka 'kulis' habere göre ise bu talepler PYD
tarafına net bir şekilde iletildi. Üst düzey bir yetkilinin
açıklamalarının yer aldığı habere göre, Ankara, 'PYD'nin yanlışları
olduğunu ama bu yanlışların düzelebileceğine inandıklarını, PYD'nin
Suriye'nin geleceğinde rasyonel bir aktör olabileceğini ancak
pozisyonun rasyonel davranıp davranamayacaklarına bağlı
olduğunu, Tel Abyad'da süreci nasıl yönettiklerinin, PYD'yi sınamak
açısından bir test olacağı'nı düşünüyor.
İŞTE TÜRKİYE'NİN SURİYE
POLİTİKASI
Çakır'ın, dün bir grup gazeteciyle bir araya gelen üst düzey bir
hükümet yetkilisinden edindiği bilgilere göre:
1- Ankara, IŞİD’e karşı ilk kez açık pozisyon almak üzere.
2- TSK ile bir anlaşmazlık olmadığının altı çiziliyor.
3- Esad rejiminin PYD’ye ihtiyacı olduğu ancak PYD’nin Şam’a aynı oranda bağımlı olmadığı düşünülüyor.
4- Ankara’nın PYD ile temas kanalları hep açık.
5- Telabyad’dan sonra dillendirilen
“PYD, IŞİD’den tehlikeli” gibi saptamalar daha çok iç politik
kaygılarla irtibatlandırılıyor.
TÜRKİYE PYD'DEN ÇOK YPG İÇİN TEREDDÜTLÜ!
Hürriyet'te yer alan bir 'üst düzey yetkili'nin aktardığ kulis bilgilerine göre, Ankara'da tereddüt yaratan PYD'nin kendisinden ziyade silahlı gücü YPG/YPJ'nin Tel Abyad'ı ele geçirme şekli. Tel Abyad'ın IŞİD'den kurtulmasının Türkiye'nin menfaatine bir gelişme olduğu ancak PYD'nin burada bir etnik temizliğe girişmesi durumunda Türkiye sınırında çok uzun sürebilecek bir Kürt-Arap çatışmasının tetiklenebileceği kaygısı hâkim. Sınır boyundaki pek çok Türk ilinde de Kürt ve Arapların beraber yaşıyor olması korkuları katmerlendiriyor. Ankara'nın bu kaygılarını en çok besleyen gelişme ise Tel Abyad'ın düşmesinin ardından Kandil'den gelen 'iki kantonun birleşmesini kutlayan' açıklama olmuş. Üst düzey yetkiliye göre PKK'nın Tel Abyad'daki başarının sahibi gibi açıklama yapması örgütün fütuhat (fetih) mantığını kanıtlayan bir tavır. Durumu şöyle özetliyor: "PYD'nin Fırat Nehri'nin batısında işi yok. O kadar alanı kontrol edecek gücü olmamasına rağmen buna girişmesinde kan davası niyeti sezinliyoruz. PYD eğer IŞİD'le mücadeleyi istismar edecek maceraya kalkışırsa sonucuna katlanır".
PYD İLE UZLAŞMAK MÜMKÜN MÜ?
Halihazırda PYD ile Ankara arasındaki iletişim kanallarının açık olduğu vurgulanıyor ancak temasın kimler arasında olduğu noktası muğlak bırakılıyor. Üst düzey yetkili "IŞİD ile PYD arasında çok büyük fark var. Biz IŞİD'in rasyonel ya da muhatap alınacak bir aktör olduğunu düşünmüyoruz. PYD'nin ise yaptığı yanlışlar var. Tel Abyad gibi yanlışlar yaparlarsa hem Türkiye'ye, hem Suriye'ye hem de kendilerine zarar verirler. Ancak rasyonel davranırlarsa uzlaşma mümkün. PYD aynı yanlışları yapmazsa rasyonel bir aktör olabilir" diyor.
SURİYE İLE IRAK ARASINDAKİ ÖNEMLİ FARK
Ankara'ya göre Suriye ile Irak arasında temel bir fark var. Irak düzleminde bugün artık doğru sorunun 'Bölünecek mi' değil 'bütünleşebilecek mi' olduğunu belirten üst düzey yetkili Suriye'nin ise coğrafi olarak parçalanmasının her şeye rağmen o kadar kolay görünmediğini belirtiyor. Rusya'nın dahi Esad rejiminin ani bir çöküş yaşayabileceğine yönelik sinyaller almaya başladığı Ankara'nın kulağına gelen bilgiler arasında. Uluslararası camiada Esad sonrası için planlı geçiş seçeneğine yönelik yeni bir arayış başlayabileceği düşünülüyor. Ancak çeşitli ülkeler tarafından 'B Planı' olarak telaffuz edilen 'Lazkiye merkezli küçük bir homojen Nusayri devleti' seçeneği de tamamen gündemden düşmüş değil.
TÜRKİYE SINIRINDAKİ 4.5 MİLYONLUK KRİTİK POPÜLASYON
Ankara'yı Suriye konusunda alarma geçiren ana gelişme 28-31 Mayıs tarihleri arasında yaşandı. İdlib ve Cisr El Şuğur'un muhaliflerin eline geçmesinin ardından Esad rejiminin muhaberatının kilit ismi Ali Memlük ile IŞİD komutası arasında Haseke'de bir toplantı gerçekleşti. Türk tarafının edindiği bilgiye göre Esad rejimi bu görüşmede IŞİD'e "Halep'in kuzeyini size bıraktık. Biz de hava harekatıyla destek veririz" mesajı verdi. Bunun üzerine IŞİD, Kilis'in hemen karşısındaki Azez'e harekât başlattı. Bu hareketlenme Türkiye açısından dönüm noktası oldu. Zira Türkiye sınırında IŞİD'in hedefi haline gelme potansiyeli taşıyan bölgede toplamda yaklaşık 4.5 milyonluk nüfus yaşıyor. Dolayısıyla da Ankara'da IŞİD'in Mara hattında yönelik operasyonlarının Türkiye açısından altından kalkamayacağı bir göç dalgasına neden olabileceği tespiti yapılıyor. Bu göç patlaması tehlikesi karşısında askeri senaryoları da kapsayan bir yol haritası üzerinde çalışılıyor.