İşte Türkiye'nin ilk vicdani retçisi
Abone olYunan çevrecilerinden Fransız pasif eylemcilerine pek çok kişi onun serbest kalması için gösteri yapıyor. Peki Türkiye'nin ilk 'vicdani retçisi' Mehmet Tarhan ne istiyor?
Yunan ekolojistlerinden, Fransız pasifistlerine birçok kişi
serbest kalması için kampanya yürütüyor; New York, Londra,
Venedik’te onun için gösteriler düzenleniyor. Avrupa
Parlamentosu’nda da gündeme geldi. Irak’ta savaşmayı reddeden
ABD’li Stephen Funk bile işin içinde. Peki Mehmet Tarhan’ın serbest
bırakılmasını niçin istiyorlar? Altı aydır hapisteki bu adam niye
açlık grevi yapıyor? İşte Türkiye için yeni bir kavram
sayılabilecek vicdani ret ve Mehmet Tarhan’ın hikayesi.
Mehmet Tarhan 28 yaşında bir savaş karşıtı. Şu anda Sivas 2. Sınıf
Askeri Cezaevi’nde yatıyor ve açlık grevi yapıyor. Suçu, kışlada
toplu erat önünde emre itaatsizlik ve daha 20 ay yatacak. Dosyası
Askeri Yargıtay’da. Çıkacak sonuç belki de Türk hukuk sistemine
yeni bir kavramın girmesine neden olacak: Vicdani Ret.
Vicdani ret ile ilgili birçok Batı ülkesinde düzenleme var. Vicdani
retçilere askerlik hizmetlerine karşılık temizlik işçiliğinden
öğretmenliğe kadar başka yan görevler veriliyor. Türk hukuk
sisteminde ise vicdani ret düzenlemesi yok. Yani ne hak, ne de suç
olarak bir tanımı yapılmış. Tabii bu asker olmayanlar için geçerli.
Askerseniz ve ben vicdani retçiyim, askerlik yapmak istemiyorum
dediğinizde Askeri Ceza Yasası tarafından
cezalandırılıyorsunuz.
KİMDİR MEHMET TARHAN
Mehmet Tarhan veteriner, Sağlık Teknisyenliği mezunu. Editörlük
yapıyor. Bekar ve eşcinsel. Bundan dört yıl önce İnsan Hakları
Derneği’nde vicdani retçi olduğunu açıkladı. Geçen nisan ayında
İzmir’e gidene kadar da pek bir sorun çıkmadı.
Bir kitap fuarı için gittiği İzmir’de bakaya olduğu gerekçesiyle
kaldığı otelden alındı, Konak Askerlik Şubesi vasıtasıyla Tokat 48.
Piyadi Alayı’na götürüldü. Burada kendisine verilen asker
kıyafetlerini giymeyi reddetti. Hakkında tutanak tutuldu ve Sivas
Askeri Mahkemesi’nde tutuklanarak askeri cezaevine konuldu.
EŞCİNSELLİK MUAFİYETİNİ REDDETTİ
Avukatının anlattığına göre tutukluluk dönemi oldukça zor geçti.
Diğer mahkumlar, Tarhan’a içeride vatan haini gözüyle bakıyordu.
Hatta içlerinden bazılarının linç girişimine maruz kaldı, diğer
tutukluların yardımıyla kurtuldu. Uzun saçını ve sakalını kesmeyi
reddettiği için de birkaç kez hücreye konuldu. Sonunda saçı sakalı
kesildi. Protesto için açlık grevi yaptı. 28 gün boyunca da
sürdürdü.
Bu arada davası sürerken tahliye oldu. Tekrar Tokat’a getirildi.
Öğrenilene göre, Tarhan’a eşcinsel olduğu için eşcinsellik
muayenesine girmesi ve alacağı raporla askerlikten muaf kalması
önerildi. Kabul etmedi.
Kıtaya geldiğinde ise sıra yine elbise giymeye geldi, tekrar
reddetti, hakkında ikinci dava açılıp, yine hapsedildi. Hapiste
saçı tekrar zorla kesildiği için şimdi yine açlık grevinde ve bu
sefer askeri değil adli tıp muayenesi istiyor.
VENEDİK, NEW YORK VE LONDRA’DA GÖSTERİ
Tarhan cephesinde tüm bunlar yaşanırken, aradan geçen altı ayda
yurtdışında da Mehmet Tarhan ismi savaş karşıtlarının simgesi
haline geldi. Yunan ekolojistlerinden, Fransız pasifistlerine
herkes onun için kampanya düzenliyor. Düzenlenen kampanyalarda
cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, genelkurmay başkanlığı gibi
kurumların faksları veriliyor, mektup yollanması isteniyor.
Tarhan için şimdiye kadar Venedik, New York ve Londra’da sokak
gösterileri düzenlendi. Son olarak 3 Ekim’de, Avrupa
Parlamentosu’nun Dış İlişkiler Komisyonu’nun İnsan Hakları
Altkomisyonu’nda Tarhan’la ilgili bir soru önergesi verildi ve
komisyonda Tarhan’ın serbest kalması için hangi önlemleri aldığı
soruldu.
Bütün bunlara bir de Irak’ta görev yapmayı reddeden ilk Amerikan
askeri Stephen Funk’un Tarhan’ı destekleyen açık bir mektubu
eklenince mesele hepten karmaşıklaştı. Herkesin bir nedenden
karıştığı uluslararası bir meseleye döndü.
DAVA AİHM’YE GİDEBİLİR
Türkiye’de Mehmet Tarhan için yürütülen kampanyalar İnsan Hakları
Derneği (İHD), Mazlum-Der ve Savaş Karşıtları’nın öncülüğünde
sürüyor. İHD ve Mazlum-Der, Tarhan’ı destekleyen açıklamalar yaptı;
oluşturulan Mehmet Tarhan’la Dayanışma İnisiyatifi ise 23 Nisan’da
Beyoğlu’nda bir dayanışma partisi düzenledi.
Tarhan’ın davası şu anda temyiz için Askeri Yargıtay’da. Avukatı
Suna Coşkun duruşmalı temyiz istedi, cevap bekleniyor. Yargıtay’dan
istediğini alamazsa da konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne
(AİHM) götüreceğini söylüyor. Zaten şimdilik gidişat da o yönde. Ve
eğer AİHM’den Tarhan lehine bir karar çıkarsa o zaman Türkiye’nin
bu durumu yasalarında çözmesi gerekecek. En azından kavramdan
bahsedilerek hukuki bir netlik kazandırılacak.
VİCDANİ RET NE DEMEK
Vicdani retçi, dini, politik veya düşünsel nedenlerle askerlik
yapmayı ya da herhangi bir askeri hiyerarşi içinde bulunmayı
reddeden kişilere deniyor. Birçok AB ülkesi bu hakkı kabul etmiş
durumda. Türkiye’nin vicdani ret hikayesi aslında Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin bu konuyu düzenleyen 4. maddesinin
imzalandığı 1954’e kadar gidiyor. Fakat bu sorunla ilk tanışma
1990’lı yıllarda Osman Murat Ülke davası ile oldu. Gerçi ondan daha
önce ve sonra Mehmet Bal, Halil Sav gibi vakalar vardı ama Ülke
aldığı iki yıl hapis cezasıyla en çok bilineniydi. Verilen cezalar,
eski Türk Ceza Kanunu’nun halkı askerlikten soğutma suçunu
düzenleyen 155. maddesindendi. Ancak bir süredir kimse bu suçtan
ceza almıyor. Hatta vicdani reddi savunmak serbest. Tabii eğer
asker değilseniz. Eğer askerseniz, o zaman Askeri Ceza Yasası’na
tabi oluyorsunuz. Bu yasanın 87. ve 88. maddeleri emre itaatsizlik
suçunu düzenliyor. İlki sadece ittatsizliği, ikincisi ise toplu
erat önünde itaatsizliği ki, bunun cezası daha ağır. 87. madde iki
yıla kadar hüküm öngörürken, 88. madde üç aydan beş yıla kadar
hüküm getiriyor. Vicdani retçi Mehmet Tarhan da, askeri
üniformasını giymeyi diğer arkadaşlarının önünde reddettiği için bu
ikinci maddeden iki yıl hüküm giydi.
Haber: Savaş Özbey
Kaynak: