İşte Türkiye’nin ilk üniversitelileri
Abone ol1930’lu yıllarda Türkiye’ye kaçan Alman bilim adamı Prof. Dr. Otto Gerngross’un çok özel fotoğraf arşivi torunu tarafından Ankara Üniversite...
1930’lu yıllarda Türkiye’ye kaçan Alman bilim adamı Prof. Dr.
Otto Gerngross’un çok özel fotoğraf arşivi torunu tarafından Ankara
Üniversitesi’ne hediye edildi. Fotoğraflar, Türkiye’nin ilk
üniversite öğrencilerine ait olma özelliğiyle dikkat çekti.
Türkiye’de ilk üniversite eğitiminin tohumları Ekim 1933’te
Ankara’da atıldı. Leibzig Üniversitesi’nden Alman Prof. Dr.
Friedrich Falke’nin rektör olarak atandığı Yüksek Ziraat Enstitüsü,
Alman profesörler ve Türk asistanlarla eğitim vermeye başladı.
Enstitü, rektör atanan ilk yükseköğretim kurumuydu. 5 fakülteden
oluşan Enstitü’de Ziraat, Baytar, Tabii İlimler, Orman ve Ziraat
Sanatları fakülteleri bulunuyordu. 1946’da Ankara Üniversitesi
resmi olarak kurulunca Enstitü, ’Ziraat Fakültesi’ ve ’Veterinerlik
Fakültesi’ şeklinde AÜ bünyesine geçti.
TORUNU ORTAYA ÇIKARDI
Ankara Üniversitesi’nin temellerini oluşturan bu enstitünün önde
gelen isimlerinden biri de Alman olan Prof. Dr. Otto Gerngross
oldu. Gerngross’un kızı ile Prof. Dr. Haydar Bağda’nın çocuğu olan
işadamı Engin Bağda, ilk kez ortaya çıkan enstitünün kuruluş
yıllarına ait fotoğraf arşivini, Ankara Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Müzesi’ne bağışladı. Duyduğu memnuniyeti ve vefa
konusundaki hassasiyetini ifade eden Ankara Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Erkan İbiş, “Bizim üniversite olarak yönetim anlayışımız;
tarihine, köklerine, değerlerine ve geçmişine önem verip, geçmişte
emek verenleri önemsemektedir. Görev bilincimiz içerisinde ‘vefa’
çok önemli bir yer tutmaktadır. Bununla gurur duyuyoruz" dedi.
MÜZEDE SERGİLENECEK
Bu çok değerli arşiv, Ziraat Fakültesi Müzesi’nde sergilenmek üzere
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Elmalı, Ziraat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Ahmet Çolak ve Ziraat Fakültesi Müzesi yöneticisi Prof.
Dr. Cemalettin Yaşar Çiftçi’ye teslim edildi. Prof. Dr. Çiftçi
yapılan bağışla Ziraat Fakültesi Müzesi’nin çok değerli bir belge
kazandığını söyledi.
SAVAŞTAN ÇIKMIŞ BİR ÜLKE
Fotoğraflar 1930’lu yıllara ait. O dönem Ankara’da ‘üniversite’
adıyla bir kurum yok ama rektörü ve dekanı bulunan bir Yüksek
Ziraat Enstitüsü var. Bu enstitü Ankara Üniversitesi’nin temelini
oluşturuyor. Fotoğraflarda savaştan yeni çıkmış bir ülkenin
gelişmiş eğitim ortamı ise dikkat çekiyor.
“BÖYLE SAYGI TAHMİN ETMİYORDUM”
İş hayatını Almanya’da sürdüren Engin Bağda, dedesinin de içinde
olduğu Alman bilim insanlarının Türk yükseköğretimine katkılarını
Ankara Üniversitesi hocalarından dinledi. Bağda, annesiyle
babasının tanıştığı, dedesinin de uzun yıllar çalıştığı Yüksek
Ziraat Enstitüsü binasında bulunmaktan ise çok etkilendiğini
belirterek, "Dedeme ve babama böyle saygı duyulduğunu tahmin
etmiyordum" dedi.
(İHA)