İşte Türkiye'nin ayrıntılı nüfus raporu
Abone olHacettepe Nüfus Etütleri Ensititüsü'nce hazırlanan Türkiye'nin ayrıntılı nüfus raporu yayınlandı. Bebek ölümleri düşmesine rağmen yine de yüksek çıkması düşündürdü.
Türkiye nüfusunun yüzde 64'ünü 15-64 yaş grubunun oluşturduğu
bildirildi. Hacettepe Nüfus Etütleri Ensititüsü'nce ''nüfus yapısı,
yaş, sağlık hizmetlerinin kullanımı, kadın ve çocuk sağlığı düzeyi,
bebek ölümlülüğü gibi sağlık göstergelerine'' ilişkin, 5 yılda bir
hazırlanan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'nın 2003 ön raporu
yayımlandı. Atatürk Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen toplantıda,
araştırma sorumlusu Doç. Dr. Banu Ergöçmen ile Sağlık Bakanlığı Ana
Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Hizmetleri Genel Müdürü Rıfat
Köse, sonuçlara ilişkin bilgi verdi. Buna göre, 2000 nüfus sayımı
verileri doğrultusunda, çocuk nüfusunda azalmaya karşın, nüfusun
yüzde 64'ünü 15-64 yaş grubu oluşturuyor. Yetişkin bir kadının,
''üreme çağı sonunda sahip olacağı çocuk sayısını gösteren'' toplam
doğurganlık oranı da 2.2 çocuğa düştü. Ayrıca araştırmaya katılan
kadınların yüzde 72.6'sı başka çocuk istemediklerini belirtti.
Oransal olarak doğumda düşüş olsa da sayısal artış sürüyor. Diğer
ülkelerle karşılaştırmalı tabloda, Almanya ve İtalya'da sayısal
nüfus artışında da düşme olduğu göze çarpıyor. DOĞUM KONTROLÜ...
Doğum kontrol yöntemlerine bakıldığında da kadınların hemen
hepsinin gebeliği önleyici yöntemleri bildiği ve yüzde 71'nin ''bir
yöntemle'' korunduğu görülüyor. Ancak kadınların yalnız yüzde 43'ü
modern yöntemlerle korunuyor. Modern yöntemler arasında Türkiye'de
daha çok ria ve kondom, gelişmiş ülkelerde ise hap tercih ediliyor.
Doğum öncesi sağlık hizmetlerine bakıldığında da 5 yılda doğum
yapan kadınların yüzde 76'sı doğum öncesi bakım aldı. Doğumların
yüzde 83'ü sağlık personeli yardımı ile yapıldı ve ancak yüzde
78'inin doğumu sağlık kuruluşunda gerçekleştirildi. ''ÇOCUKLARIMIZ
KISA'' Araştırmada, Türkiye'deki çocuklar arasında görülen
''bodurluk'' sorununa da dikkat çekildi. Türk çocuklarının gelişmiş
ülkelerdeki akranlarına göre kısa boylu olduğu belirtildi.
Türkiye'de, 1988 öncesinde 1 canlı doğuma karşılık 77 bebek, 1
yaşını doldurmadan yaşamını yitirirken, bu araştırmaya göre,
1998-2003 döneminde bebek ölüm hızı binde 28.3'e düştü. Yenidoğan
bebek ölüm hızı ise binde 16.8'e düşmesine rağmen bebek ölümleri
arasında en büyük orana sahip olmasının, ''güvenli annelik
hizmetlerinin güçlendirilmesi ve bütün doğumların kaliteli hizmet
sunan sağlık kuruluşlarında yapılası gerekliğini ortaya koyduğu''
vurgulandı. Aşılama sorununa da önem verilmesi gerektiği belirtilen
araştırmada, Türkiye'de hiç aşı olmayan çocuk oranının yüzde 3
olduğuna işaret edildi. BAKAN AKDAĞ'DAN DEĞERLENDİRME Sağlık Bakanı
Recep Akdağ da daha sonra araştırma verilerini değerlendirdi. Bu
verilerin sağlıkla ilgili planlamalar yaparken ''yol haritası''
oluşturacağını ifade eden Akdağ, Avrupa'daki pek çok ülkede bile bu
araştırmada sağlandığı gibi düzenli veri akışının bulunmadığını
söyledi. Araştırmada yer alan anne-bebek ölüm oranları, bölgesel
farklılıklar gibi konular üzerine analizler yapmak gerektiğini dile
getiren Akdağ, slayt üzerinde bazı konuları tekrar ele alarak,
yorumladı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde doğum
hızının 3.7 çocuk ile hala yüksek bir düzeyde olduğuna dikkati
çeken Akdağ, Türkiye genelinde 2.2 ile hedeflenen rakama
yaklaşıldığını ancak bu bölgelerde daha ciddi çalışmalar yürütmek
gerektiğini söyledi. Akdağ, bu bölgelerde doğum kontrol
yöntemlerini kullanma oranının da düşük olduğuna işaret ederek,
bebek ölüm oranı, doğum öncesi ve sonrasında hekim kontrolleri gibi
konularda da sıkıntılar yaşandığını belirtti. Bu veriler arasında
bağlantı kurmak gerektiğini vurgulayan Akdağ, çözüm için öncelikle
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki hekim sayısını
artıracaklarını kaydetti. Akdağ, kamuda çalışmak isteyen yeni
doktorların ilk atamasının bu bölgelere yapılacağını ifade ederek,
mevzuat üzerinde çalıştıklarını anlattı. Akdağ, ''Bu bölge insanını
yeterli sağlık elemanına kavuşturacağız'' dedi.