İşte TÜRBANLI BÜŞRAnın fragmanı
Abone olBahadır Boysal'ın Leman dergisinde çizdiği 'metropolde yaşayan başörtülü Büşra' karakteri, film yıldızı oldu.
Ünlü karikatürist Bahadır Boysal'ın aynı adlı çizgi roman kahramanı 'türbanlı kız' Büşra'dan yola çıkarak Bahadır Boysal ve Alper Çağlar tarafından senaryolaştırılan filmin çekimleri tamamlandı. Film vizyon için 19 Mart'ı bekliyor.
Karikatürist Bahadır Boysal'ın Leman dergisinde çizdiği 'metropolde yaşayan başörtülü Büşra' karakteri, film yıldızı oldu.
Genç yönetmen Alper Çağlar'ın aynı zamanda uzun metrajlı ilk filmi olan Büşra'nın senaryosu Bahadır Boysal'a ve Alper Çağlar ikilisine ait.
Filmde başörtülü kız Büşra ile farklı kutuplarda yeralan âşık olduğu liberal görüşlü gazeteci Yaman'la yaşadıkları anlatılıyor. Film karekterinin içine düştüğü yalnızlık sorgulanıyor. Boysal, 'öteki'nin hikayesini farklı bir dille anlattıklarını belirterek şunları söylüyor: “Büşra İslami hassasiyetleri yoğun zengin bir ailenin tek kızı. Zeki ve inançlı bir kız olan Büşra alışkın olduğu değerleri sorgularken birtakım çelişkiler yaşıyor.'
Mine Kılıç (Büşra), Tayanç Ayaydın (Yaman), Çiğdem Batur (Alara), Coşku Cem Akkaya'nın (Ferit) başrolleri paylaştığı filmin yönetmeni Alper Çağlar. Filmin yapımcılığını ise Alper Akman üstleniyor. Türban defilelerinden, gençlerin çılgınca eğlendiği maskeli balolara, ara sokaklardan mahalle kavgalarına kadar İstanbul'un en güzel ve en kirli yerlerinin anlatıldığı filmde sevgi ve yalnızlık sorgulandığı bir dram işleniyor.
BÜŞRA'DAKİ TEMEL SÖZ: HEPİMİZ YALNIZIZ!
Bahadır Boysal, Büşra karakteriyle ilgili şunları söyledi: "Başörtülü Büşra'nın film yapılmasının üzerinde çok konuşulacağını biliyorduk. Bu yüzden yapımcılarla üzerinde bir buçuk yıl tartıştıktan sonra bu işe başladık. Türbana bir göndermemiz de yok. İzleyenler görecekler. Büşra tam bir hayal kahramanı. Türbanlı olmak bir yana zengin aile kızı ve tek çocuk. Problemli bir kız evlat. Aşkının peşinden gidiyor. Aşık olduğu gazeteci yazar biri var ve o da en az onun kadar problemli. Temel söz aslında 'hepimimiz yalnızız' ile 'yaşadığımız çevrede hoşgörüye dair' oldu."