İşte TÜPRAŞ'ın iptal gerekçeleri
Abone olDanıştay 10. Dairesi, yerel mahkemenin TÜPRAŞ ihalesinin iptal kararını onamıştı. Danıştay 10. Dairesi, onama gerekçesini açıkladı. İşte o gerekçe.
Danıştay 10. Dairesi, TÜPRAŞ ihalesinin, kamu kaynaklarının en
verimli biçimde kullanılması ilkesi gözetilmeden yapıldığını
belirtti. Petrol-İş Sendikası, Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş.'nin
(TÜPRAŞ) yüzde 65.76 oranındaki kamu payının blok satışına ilişkin
ihaleyi sonuçlandıran Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın 13 Ocak
2004 tarihli İhale Komisyonu Kararı'nın iptali istemiyle Ankara 10.
İdare Mahkemesi'nde dava açtı. 10. İdare Mahkemesi, İhale Komisyonu
kararını iptal etti. Bu kararı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
temyiz etti. Temyiz istemini görüşen Danıştay 10. Dairesi, yerel
mahkemenin kararını onadı. Danıştay 10. Dairesi'nin onama
gerekçeleri belli oldu. Gerekçeli Kararda, 4046 sayılı Özelleştirme
Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa'nın, özelleştirme
yöntemlerinde uygulanabilecek ihale usullerinden pazarlık usulünü
tanımlandığı belirtildi. Kararda, yasanın, bu ihale usulünün
uygulanması halinde ihalelere birden fazla teklif sahibinden kapalı
zarf içerisinde teklif almak şartıyla başlanabileceği ve teklif
sahipleri ile birden fazla pazarlık görüşmesi yapılabileceğini
hüküm altına aldığı kaydedildi. “YETKİ, MUTLAK VE SINIRSIZ
DEĞİLDİR” Yasa'nın, İhale Komisyonu'nca gerekli görüldüğü takdirde
ihalenin, pazarlık görüşmesine devam edilen teklif sahiplerinin
katılımı ile açık artırma suretiyle sonuçlandırılabileceğini, bu
hususun ilanda veya şartnamede belirtileceği hükmüne yer verildiği
anlatılan kararda, şöyle devam edildi: “7 Temmuz 2003 tarihli
TÜPRAŞ İhale Şartnamesi'nin 'İhale Usulü' başlıklı 7. maddesinde de
4046 sayılı Kanun hükümlerine paralel bir düzenleme getirilerek
TÜPRAŞ ihalesinin, kapalı zarfla teklif alınmasını müteakip
görüşmeler yapmak suretiyle pazarlık usulüyle gerçekleştirileceği
ve yine komisyonca gerekli görüldüğü takdirde ihalenin, pazarlık
görüşmesine devam edilen teklif sahiplerinin katılımı ile açık
artırma suretiyle sonuçlandırılabileceği kuralı getirilmiştir. 4046
sayılı Yasa ve şartname hükümleriyle pazarlık usulü ile yapılan
ihalelerde, İhale Komisyonu'nca gerekli görüldüğü takdirde ihalenin
pazarlık görüşmesine devam edilen teklif sahiplerinin katılımı ile
açık artırma suretiyle sonuçlandırılabileceği belirtilerek, söz
konusu ihalenin açık artırma suretiyle sonuçlandırılıp
sonuçlandırılamayacağı konusunda, İhale Komisyonu'na takdir yetkisi
verildiği görülmekte ise de, bu yetkinin mutlak ve sınırsız
olmadığı ve idarelerin tüm eylem ve işlemlerinde ve özellikle
takdirine bırakılan konularda kamu yararını gözeterek işlem tesis
etmesi gerektiği tartışmasızdır.” PAZARLIK Pazarlık usulü ile
yapılacak TÜPRAŞ ihalesine kapalı zarf içerisinde teklif almak
suretiyle başlandığı, pazarlık görüşmeleri sonucunda ihaleye
katılan Anadolu Ortak Girişim Grubu ile Efremov Kautschuk GMBH
şirketi tarafından verilen tekliflerin revize edildiği ve İhale
Komisyonu tarafından yapılan 13 Ocak 2004 tarihli nihai pazarlık
görüşmesinin de kapalı zarf içinde nihai telifi almak suretiyle
sonuçlandırıldığı anlatılan kararda, ihalenin, İhale Komisyonu
tarafından açık artırmaya gidilmeksizin en yüksek bedeli veren
Efremov Kautschuk GMBH şirketine ihale edildiği kaydedildi.
“ÖZELLEŞTİRME ŞİRKETİN DURUMUNA GÖRE OLMAMALI” Kararda, idarelerin
özelleştirme amacıyla yapacakları ihaleleri, Anayasa ve 4046 sayılı
Yasa hükümleri ile belirlenen yetki çerçevesinde ihaleye katılacak
olan şirketlerin belli bir fiyat aralığı için aldıkları yetki
limitlerine ve durumlarına göre değil, koşulları bizzat idare
tarafından belirlenmiş şekilde ve ihale yoluyla özelleştirilecek
kamu varlığının en yüksek bedel ile satışını sağlamak amacıyla kamu
yararı ve ülke çıkarlarını gözeterek gerçekleştirmesi gerektiği
vurgulandı. Kararda, şöyle devam edildi: “Bu nedenle TÜPRAŞ
ihalesinin katılan şirketlerle yapılan pazarlık görüşmelerinde
özelleştirilecek kamu varlığını açık artırma yoluna gidilerek
ihalesi mümkün iken, nihai teklif almak suretiyle sonuçlandırıldığı
ve idarelerin özelleştirme işlemlerinde kamu kaynaklarının en
verimli biçimde kullanılması ilkesi gözetilmeksizin işlem tesis
edildiği ve açık artırma usulü uygulamasında konusunda İhale
Komisyonu'na tanınan takdir yetkisinin kamu yararına aykırı olarak
kullanıldığı, öte yandan, ihaleye katılan Anadolu Ortak Girişim
Grubuna ait 23 Ekim 2003 tarihli ilk teklif mektubunda yüzde 50
hisse satış sözleşmesinin imza tarihinde peşin, kalan kısmı da 7
Haziran 2003 tarihli ihale şartnamesinin 12. maddesinde belirlenen
koşullar çerçevesinde vadeli olmak üzere 906 milyon 224 bin 944 ABD
doları olarak teklif verildiği, Efremov Kautschuk GMBH Şirketi'ne
ait 24 Ekim 2003 tarihli teklif mektubunda da söz konusu ihaleyi
kazanmaları halinde hisse satış sözleşmesinin imzalanacağı tarihte
600 milyon ABD dolarının peşin olarak yatırılacağı kabul edilmiş
ise de ihalenin pazarlık görüşmelerini takiben kapalı zarf içinde
nihai teklif almak suretiyle sonuçlandırıldığı ve dosya içinde
mevcut bu nihai tekliflerdeki satış bedellerinin de peşin mi yoksa
vadeli mi olduğuna ilişkin bir açıklama getirilmediği, 13 Ocak 2004
tarihli İhale Komisyonu kararında da yalnızca en yüksek teklifi
veren Efremov Kautschuk GMBH Şirketi'ne İhale Şartnamesi
çerçevesinde satılmasına karar verildiği görülmektedir.” “AÇIKLIK
YOK” İhale suretiyle yapılacak özelleştirme işlemlerinde ihale
bedelinin peşin mi yoksa vadeli mi ödeneceği hususunun hiçbir
tereddüde yer vermeyecek biçimde olmasının, ihale işlemlerindeki
”açıklık” ilkesinin gereği olduğu vurgulanan kararda, “13 Ocak 2004
tarihli nihai teklif mektuplarında da ihaleye teklif verenler
tarafından yalnızca ödenecek bedel gösterildiği ve ödemenin peşin
veya vadeli olup olmadığı belirtilmemiş bulunduğundan dava konusu
ihale komisyonu kararının bu yönüyle de eksik ve ihale
işlemlerindeki açıklık ilkesinden yoksun olduğu anlaşıldığından
idare mahkemesince iptali yolunda hüküm kurulmasında kanuna
aykırılık görülmemiştir” denildi.