İşte tezkerenin tam metni..
Abone olTBMM Genel Kurulu'nda dün kabul edilen Irak'a asker gönderme tezkeresinin tam metni:
TBMM Başkanlığı’na, Koalisyon güçlerinin Irak’a yönelik askeri
harekatının sona ermesiyle Irak’ta yeni bir döneme girilmiştir.
Baas rejiminin devrilmesi, Irak halkının bu acı geçmişi geride
bırakarak ümit ve güvenle bakacağı huzurlu bir gelecek inşa etmesi
imkanını beraberinde getirmiştir. Türkiye, ortak bir tarihi ve
coğrafyayı paylaştığı, Türk milletiyle yakın dostluk, kardeşlik ve
akrabalık bağları olan Irak halkının güç dönemlerinde her zaman
yanında olmuş, kendilerine her desteği sağlamıştır. Bugün Irak
halkı tarihinin çok güç bir döneminden geçmekte, milli devletini
kurma sürecinde sancılı bir geçiş dönemi yaşamaktadır. Uzun yıllar
otoriter bir rejimin baskısı altında ve Birleşmiş Milletler
müeyyidelerinin ağır ve olumsuz şartlarında yaşayan ve büyük
sıkıntılar çeken kardeş Irak halkı, bugün de askeri müdahale
sonrası dönemin acılarına ve sıkıntılarına katlanmak durumuyla
karşı karşıya kalmıştır. Bu sancılı dönemin mümkün olabilecek en
kısa sürede aşılması ve bunun için gerekli ortamın ve şartların
hazırlanması büyük önem taşımaktadır. Hükümetimiz, bu amaçla Irak’a
ihtiyaç duyduğu yardım ve desteğin verilmesinin uluslararası
camianın ortak görev ve sorumluluğu olduğu düşüncesindedir. Bugün
hüküm süren şartlarda, ülkede güvenliğin sağlanarak istikrar
ortamının tedricen tesisi en acil konudur. Irak halkının temel
ihtiyaçlarının karşılanması, altyapı hizmetlerinin ihyası ve
merkezi ve mahalli yönetim birimlerinin işlerlik kazanmasının
temini, çok büyük ölçüde, ülkedeki kargaşa ve kaos ortamının sona
erdirilmesine bağlıdır. Irak’taki durum uluslararası camia için
ciddi bir endişe kaynağı olmayı sürdürmektedir. Askeri harekat
sonrası dönemde olumsuz şartların düzelmesi yönünde kaydedilen bazı
gelişmelere rağmen, Irak’taki durum uluslararası barış ve güvenlik
için tehdit teşkil etme niteliğini korumaktadır. Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi’nin 22 Mayıs 2003 tarihli 1483 sayılı
Kararı’nda da bu tespit yapılmış ve bu durum karşısında Birleşmiş
Milletler üyesi ülkeler Irak’ta istikrar ve güvenlik şartlarının
oluşmasına katkıda bulunmaya ve Irak halkına ülkenin yeniden inşası
için destek vermeye davet edilmiştir. Komşumuz Irak’ta yaşanan
gelişmeler ve Irak’ın geleceği Türkiye’yi doğal olarak yakından
ilgilendirmektedir. Irak’ın toprak bütünlüğünün ve milli birliğinin
korunması, Irak toplumunu oluşturan tüm milli grupların ve tüm Irak
vatandaşlarının temel hak ve hürriyetlerini teminat altına alacak
yeni demokratik Irak’ın tesisi Türkiye için de hayati önem
taşımaktadır. Irak’ta kalıcı bir istikrar ortamının kurularak Irak
halkının kendi geleceğini demokratik ve barışçı yollarla
belirlemesine imkan verilmesi ve Irak’ta egemenlik yetkilerini tam
olarak kullanacak, Irak halkını temsil niteliğini taşıyan ve
uluslararası standartları karşılayan bir hükümetin oluşturulması ve
bu suretle bu geçiş sürecinin en kısa sürede tamamlanması
Türkiye’nin en samimi arzusu ve temennisidir. Irak’ın toprak
bütünlüğünü koruyacak, milli birliğini ve dayanışmasını
güçlendirecek yeni bir siyasi yapıya kavuşması ve etkili bir
demokratik sistemin bütün icaplarıyla ve kurumlarıyla oluşturulması
uluslararası toplumun, bölge ülkelerinin ve tüm Iraklıların
çıkarına olacaktır. Irak’ın bölgemizde bir istikrar unsuru olarak
barış ve güvenliğe katkıda bulunması da esasen buna bağlıdır.
İçinden geçilen bugünkü hassas dönemde herkesin sorumluluk duygusu
ile azami dikkat ve ihtiyatla hareket etmesi bu bakımdan büyük önem
arzetmektedir. Irak’ın milli devlet inşa etme sürecinde, Irak’ın
kurucu halkı olan Arap, Kürt, Türkmen ve Asuriler etkili bir rol
oynamalı, hiçbir milli gruba imtiyazlı bir statü verilmemeli ve tüm
milli gruplara bu sürece eşit statüde katılma imkanı tanınmalıdır.
Irak’ın yeni siyasi ve anayasal yapısı da tüm milli grupların meşru
endişe ve beklentilerini karşılayacak şekilde belirlenmelidir.
Birleşik ve demokratik Irak’ın milli bütünlüğünün zedelenmemesinde
ve devlet yapılarının sağlam esaslar üzerine bina edilmesinde bu
temel husus tayin edici olacaktır. Tüm Irak halkını bir bütün
olarak kucaklayan Türkiye, bu geçiş sürecinde Irak’ta güvenli bir
geleceğin inşa edilmesi için gerekli ortam ve şartların
hazırlanmasının en öncelikli konu olduğuna inanmaktadır. Irak’ta
hüküm süren kaos ortamının aşılamaması ve güvenlik şartlarının daha
da ağırlaşmasının, sonuçları kestirilemeyecek kalıcı ve çok olumsuz
etkileri olabilecektir. Ülkenin, milli birliğinin ve toprak
bütünlüğünün korunmasını güçleştirecek ve sosyal dokusunun tahrip
olmasına yol açacak tehlikeli bir mecraya sürüklenme riskinin
bertaraf edilmesi bu bakımdan hayati önem taşımaktadır. Öte yandan,
Irak’ın güvenliğinin Türkiye’nin güvenliği üzerinde çok yönlü ve
doğrudan etkileri olduğu da acı tecrübelerle sabit bir gerçektir.
Türkiye, bölgedeki gelişmelerden ve özellikle ve öncelikle
Irak’taki durumdan kaynaklanan güvenlik tehdit ve risklerine uzun
yıllar maruz kalmış, bu mücadelede ağır bir bedel ödemiştir. Bu
bakımdan Türkiye’nin milli birliğini ve toprak bütünlüğünü hedef
alan terör unsurlarının Irak’ta yuvalanmalarının önlenmesi, Türkiye
için birinci öncelikli hayati bir konudur. Bu amaçla, Irak’ın
PKK/KADEK terör unsurlarından temizlenmesinde ve Irak topraklarının
ileride teröristler için melce olmaktan çıkartılması için gerekli
tüm tedbirlerin alınmasında Türkiye kesin kararlıdır. Bu konudaki
haklı güvenlik endişelerimiz başta ABD olmak üzere koalisyon
güçleri tarafından da iyi bilinmekte ve anlaşılmaktadır. PKK/KADEK
terör örgütünün Irak’tan tasfiyesi ve buradan kaynaklanan terör
tehdidinin kesin olarak bertaraf edilmesi konusunda ABD ile resmi
görüşmeler başlatılmıştır. Bu görüşmelerde, PKK/KADEK’in Kuzey
Irak’tan tasfiyesi konusundaki ortak anlayış birliği teyid edilmiş
ve bu amaçla alınacak tedbirler üzerinde durulmuştur. 59.
Cumhuriyet Hükümeti, başlatılan bu sürecin tüm etkili tedbirler
alınarak ortak hedefler doğrultusunda ilerletilmesi ve
sonuçlandırılmasında kararlıdır. Hükümetimizin Irak’taki duruma ve
geçiş sürecinde yaşanan gelişmelere bakış açısını şekillendiren
temel düşünceler bunlardır. Bu sürecin mümkün olacak en kısa sürede
tamamlanması ve Irak’ta kalıcı bir güvenlik ve istikrar ortamının
tesisi Türkiye’nin temel çıkarlarının da bir icabı olarak
görülmektedir. İçinde yaşadığı hassas ve sorunlu bölgede barış ve
güvenliğin hüküm sürmesi için çok yönlü çaba sarfeden Türkiye’nin,
istikrar unsuru bir bölge ülkesi olarak kendi güvenliğini ve temel
çıkarlarını da haleldar edecek gelişmelere karşı kayıtsız ve
ilgisiz kalması basiretli ve sorumlu bir siyasi yaklaşım
olmayacaktır. Bu nedenlerle Türkiye’nin, Irak’ta güvenlik ve
istikrar şartlarının oluşturulması ve Irak’ın yeniden
yapılandırılmasında üzerine düşen yardım, katkı ve desteği vermesi
kaçınılmaz bir milli sorumluluk olarak görülmelidir. Bu
düşüncelerle hareket eden 59’ncu Cumhuriyet Hükümeti, bu ilke ve
amaçlar doğrultusunda Türkiye’nin çokuluslu güçlerin bir parçası
olarak Irak’ta istikrar ve güvenlik harekatına askeri güç
katkısında bulunmasının yerinde ve gerekli olacağı sonucuna varmış
ve bu amaçla Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca Yüce Meclisimizden
izin istenmesini kararlaştırmıştır. Yüce Meclisimizin bu konuda
vereceği karara bağlı olarak, Irak’taki İstikrar Gücü’ne fiili
katkımızın askeri ve teknik diğer veçheleri ile siyasi çerçevesinin
belirlenmesi amacıyla başlatılmış olan temas ve çalışmalar
hükümetin vereceği görev ve yetki çerçevesinde ilgili
kuruluşlarımızca sonuçlandırılacak ve bu konulardaki gerekli
düzenlemeler somut esaslara bağlanacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri,
sorumluluk bölgesinde kendi milli komuta yapısı içinde görev
yapacaktır. Bu konularda üzerinde mutabık kalınacak esaslar
ışığında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevlendirilmesinin
kararlaştırılması halinde, Irak’taki geçici askeri mevcudiyetimizin
amacı ve misyonu sadece güvenlik ve istikrara katkı görevi ile
sınırlı kalmayacaktır. İstikrar Gücü’ne katkımızın askeri boyutunun
yanısıra önemli bir siyasi ve insani boyutu da olacaktır. Silahlı
Kuvvetlerimiz kamu düzeninin sağlanması, insani yardım ve ekonomik
yapının yeniden düzenlenmesi ve gelişmesine destek verme
görevlerini de icra edecektir. Bu çerçevede, Türk Silahlı
Kuvvetleri unsurlarımız Irak’a güvenlik ve istikrarın teminatı bir
barış askeri olarak görev yapacaktır. Kardeş Irak halkına barış,
güvenlik, huzur ve hizmet götürmek için Irak’a gidecektir. Etnik
köken, din ve mezhep ve geçmiş siyasi eğilimler temelinde herhangi
bir ayırım yapmaksızın tüm Irak halkını bir bütün olarak
kucaklayacaktır. Silahlı Kuvvetlerimiz, ülkedeki işgal durumunun
sürdürülmesine yardımcı ve bu durumun bir aracı bir askeri unsur
olarak Irak’a gitmeyecek, aksine ülkede durumun süratle
normalleşmesine ve güvenli ve istikrarlı bir ortamda Irak halkının
insani ihtiyaçlarının karşılanmasına faal katkı yapacak bir unsur
olacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’taki bu anlayışla görev
yapması, ülkenin toprak bütünlüğünün, siyasi ve milli birliğinin
teminatını teşkil edecektir. Irak’ın yeniden yapılanması sürecinde
her alanda katkı yapmaya hazır olan Türkiye’nin, İstikrar Gücü
kapsamında Irak’taki geçici askeri mevcudiyetinin amacı, fonksiyonu
ve gerçekleştirmeye çalışacağı temel hedefler bu çerçeve içinde
kalacaktır. Türkiye’nin Irak’ta bunun dışında bir gündemi
bulunmamaktadır. Silahlı Kuvvetlerimizin Bosna, Kosova ve
Afganistan’daki örnek başarıları, feragat ve fedakarlıkla
sergilediği üstün görev anlayışı, Irak’taki misyonunun başarısının
da güvencesi olarak görülmektedir. 59. Cumhuriyet Hükümeti’nin
Irak’a ilişkin siyasi vizyonu ışığında İstikrar Gücü’ne fiili
katkıda bulunulması konusundaki değerlendirmesine yön veren temel
mülahazalar bunlardır. Bölgemizde yaşanan gelişmeler karşısında ve
Irak’ın içinden geçmekte olduğu bu tarihi dönemeçte Türkiye’nin
milli çıkarlarını uzun vadeli bir perspektif içinde gözeten bir
bakış açısı geliştirilmesinin gerekli olduğuna inanan hükümetimiz,
Irak’ta hüküm süren belirsizlik ortamı ve olumsuz şartlar ile
arazideki güvenlik risk ve tehlikelerine rağmen bu konuda yaptığı
çok yönlü ve mukayeseli değerlendirme ışığında askeri katkıda
bulunulmasının Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak taşıdığı
sorumlulukların bir icabı olacağı sonucuna varmıştır. Bu
düşüncelerle gereği, kapsamı, sınırı ve zamanı hükümet tarafından
belirlenecek şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Irak’ta
güvenlik ve istikrara katkı yapmak amacıyla Irak’a gönderilmesine
ve bu kuvvetlerin görev ve kullanılmasına ilişkin gerekli
düzenlemelerin hükümet tarafından yapılmasına Anayasa’nın 92.
maddesi uyarınca bir yıl süreyle izin verilmesini arz ederim. Recep
Tayyip Erdoğan BAşbakan