İşte Tarafın finans kaynağı
Abone olTaraf'ın haberleri sorgulanıyor. Finans kaynağı merak ediliyor. Ahmet Altan iddialara tek tek cevap verdi.
Taraf'ın tepe isminden hodri meydan. Ahmet Altan finans
kaynağını soranlara isim verdi. O kişi Mehmet Betil. Altan'ın
anlatttıklarına göre gazete mali açıdan zor durumda.. İşte Altan'ın
iddialara tek tek cevap verdiği bugünkü köşe yazısı:
-İnsanın doğru bir yolda ilerleyip ilerlemediğini arada sırada
kontrol etmesi gerekir.
Başkalarını bilmiyorum ama benim bu konuda bir ölçüm vardır.
Eğer tartıştığınız kişiler, yalandan başka bir şey
söyleyemiyorlarsa, doğru yoldasınız demektir.
Ben size bir iki örnek vereyim.
Biz Ergenekon çetesiyle ilgili çeşitli belgeler yayınlıyoruz ve bu
çetenin bütün bağlantılarının ortaya çıkmasını istiyoruz ya...
Bizim bu yaklaşımımıza gelen cevaplar ne?
Psikolojik savaş elemanı gibi çalışan gazetecilerin hakkımızda
söyledikleri.
Bir tanesi, bizim gazetenin Zaman Gazetesi’nin matbaasında
basıldığını söyledi.
Basılabilir de, neticede bir yerde bastıracağız bu gazeteyi.
Ama söylediği yalandı.
Sadece bizim gazetenin künyesine bakması yeterdi gerçeği görmesi
için.
Orada yazıyor gazetenin hangi matbaada basıldığı.
Ama o yalan söylemek istiyordu ve utanmıyordu.
Bir tanesi, bu gazetenin sahibinin “çocuğunu” parasızlık yüzünden
kolejden alıp devlet okuluna verdiğini yazdı... Hâlbuki gazetenin
sahibi iki kardeşin de çocuğu yok.
Bir başkası, genç kuşağın en ilgi çekici edebiyatçılarından biri
olan, bizim gazetenin yazarlarından Leyla İpekçi’nin “Amerika’ya
Fethullah Gülen’in bursuyla” gittiğini yazdı.
İpekçi açıklama yaptı.
“Hayatımda Amerika’ya gitmedim.”
Yalanı söyleyen utandı mı?
Yoo... Zaten bu çocukların “görevli” olduklarından kuşkulanmamın
nedeni bu inanılmaz arsızlıkları... Bu kadar utanmazca
davranabilmek için “görevli” olmak gerekiyor bence... Ancak özel
bir eğitimle insan bütün vicdanını ve utanç duygusunu böylesine
kaybedebilir çünkü.
Bizim gazetenin “Fethullahçılar’dan” para aldığını da ileri
sürdüler.
Böyle bir para aldığımıza dair “belge” değil, en küçük bir kuşku
yaratacak “bağlantı” göstersinler gazeteyi kapatacağız... Bunu
söyledik.
Bizim bu söylediğimize bir cevap verebildiler mi?..
Hayır.
Yalan söylemeye devam ediyorlar mı?
Evet.
Niye peki?
Yalandan başka sığınacakları bir yer yok çünkü.
Geçen gün de ayda 30 milyar maaş aldığımı okudum.
Yılda 360 milyar lira ediyor.
Bu parayı bir yerde harcıyor ya da biriktiriyor olmalıyım.
Benim ayda bu kadar para aldığımı kanıtlayan herkese bu parayı da,
bundan sonra kazanacağım bütün paraları da bağışlayacağım.
İşte zengin olma fırsatı.
Böyle biri çıkacak mı?
Hayır.
Niye yalan söylüyorlar?
Yalan söylemekten başka ne yapabilirler ki?
Sadece bu adamlar değil, “sureti haktan” görünen bazı eski dostlar
da bizim için “para kaynaklarını açıklasınlar” diyorlar.
“Para kaynağı,” bu gazetenin sahipleri... Epeyce
zorlanıyorlar... Bu zor durumda sadece Mehmet Betil yardım etti,
gerekirse de ortak olacak...
Başka bir kaynak olduğunu gösterin, gazeteyi
kapatalım.
Benim söylediklerimin doğru olmadığını gösteren tek bir belge ya da
tek bir “işaret” bulun, bir daha gazetecilik yapmayayım.
Bu yazdıklarımdan sonra yalanlarından vazgeçecekler mi?
Sanmam...
Çünkü görevleri yalan söylemek...
Ve utanmamak.
Şimdi bizi böyle yalanlarla geriletmeyi aklından geçirenlere
söyleyeyim.
Biz, böyle yalanlarla gerilemeyiz.
Bütün hesaplarımız açık.
Siz, cesaretiniz yetiyorsa kendi gazetelerinizin ve patronlarınızın
hesapları hakkında aynı açıkyüreklilikle yazsanıza...
Batırılan bankaların, kendi bankasından kendi şirketine aktarılan
paraların, devlet eliyle zenginleşmenin hesabını versenize.
Kendi patronlarınızın paraları nerelerden bulduğunu
açıklasanıza.
Birinizin bile böyle bir yazı yazmaya yüreği yetmez.
Patronlarınıza “parayı nerden buldun” diye soramazsınız.
Onlar da zaten açıklayamaz.
Hadi, bütün gazete patronları hesaplarını açıklasın... Biz varız...
Siz var mısınız?
Yetiyor mu cesaretiniz?
O yazıları basan patronlarınızın cesareti yetiyor mu?
Cesaretleri yetiyorsa, hodri meydan.
Siz yalancısınız...
Dürüst tek kelime yazma yeteneğiniz ve gücünüz yok.
Şimdi bizimle ilgili yalanlara açıklık getirdiğimize göre...
Üç günden beri sorduğum ve bir türlü kimseden cevabını alamadığım
soruyu bir daha sorayım.
Zamanında Susurluk’a karşı çıkan gazetelerle yazarlar şimdi neden
Ergenekon’u savunuyorlar?
Susurluk’un varlığı konusunda onları ikna eden kanıt neydi ki o
kanıtı Ergenekon için bulamıyorlar?
İşte bu soruya cevap veremiyorlar.
Bütün bu yalanlar da bu soruya verilemeyen cevabı saklamak için
zaten.