İşte sosyal medyada herkesin paylaştığı o mesaj
Abone olCHP'nin İstanbul Büyükşehir Adayı Ekrem İmamoğlu'nun çağrısıyla başlayan "Her şey güzel olacak" mesajının ardından yayınlanan bir mesaj paylaşım rekoru kırıyor. Mektupta, sosyal medya üzerinden başlatılan kampanya eleştiriliyor, Türkiye'nin üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekiliyor.
Türkiye yeni bir süreçten daha geçiyor! Yüksek Seçim Kurulu'nun
İstanbul kararı sonrası Yüksek Seçim Kurulu üyelerine karşı
başlatılan linç kampanyasına ABD'den de destek geldi. ABD Dışişleri
Bakanlığı, YSK kararı için "not ediyoruz" mesajının ardından sosyal
medyada yer alan bir mektup paylaşım rekoru kırıyor.
"Sessiz yığınların sesi" imzalı paylaşan mesaj sosyal medyada çığlığa döndü. İşte o mesaj;
"Kah eğlence dünyasında oldukları ve çok takipçileri olduğu için kah yurt dışından fonlanan medya kuruluşlarını ellerinde bulundurdukları için, kah akademide örgütlü oldukları için sesleri yüksek çıkanların tüm toplum adına anlattıkları hikayeyi dinliyoruz. Çoğunluk olduklarını ve milletin duygularına tercüman olduklarını söylüyorlar. Buna karşılık, her seçimde ezici çoğunluk olduklarını gösterdikleri halde sesleri bastırılanlar sosyal medya üzerinden tüm dünyaya ulaşmaya çalışıyorlar.
Sesleri duyulmayanlar, tek bir hikâyeye mahkûm edilmek
istemediklerini söyleyerek bu mesajı paylaşıyorlar:
Sesimizi duyan var mı;
Bizler toplum olarak; geniş halk kesimlerini ve ülkenin sesi
duyulmayan çoğunluğunu teşkil ettiğimiz halde bizleri marjinal bir
azınlık gibi göstermeye, bizleri yok saymaya, ötekileştirmeye ve
hedef göstermeye çalışan odakların eylemlerinden rahatsızız.
Ülkemizi adeta bir korku iklimi içinde göstererek dışarıya şikâyet
etmelerine, emperyalist iştahları kaşıyarak halkın büyük
çoğunluğunun keyfini sürdüğü özgürlükleri ortadan kaldırmalarına,
bir grup Batıcı azınlığın sefasını sürdüğü, baskıcı uygulamaların
kabul gördüğü eski Türkiye’yi geri getirmelerine müsaade
etmeyeceğiz.
Üyesi olduğun sivil toplum kuruluşlarına, partilere,
sendikalara, veli gruplarına, aile gruplarına, ulaşabildiğin bütün
köşe yazarlarına, gazetelerin, televizyonların yayın
yönetmenlerine, devam ettiğin toplantı gruplarına, arkadaş
gruplarına, aklına gelen, elinin, gönlünün yettiği her yere
gönder.
Sessizliğini, söyleyecek bir sözün olmadığı şeklinde yorumlayanlara
sesini duyur.
Milletin sesine kulak verin…
Bu toprakları vatan bilen, kaderini bu toprakların ve bu
milletin kaderine bağlamış olan, her siyasi gelenekten, her yaşam
biçiminden gelen, bu toprağın sevinciyle gülen, kederi ile
hüzünlenen, din, dil, sınıf, cinsiyet, ırk farkı gözetmeksizin bu
ülkenin evladı olan, buradan başka gidecek yeri olmayan bizler,
emperyalistlerin toprağımızdan, vatanımızdan, milletimizin ve
çocuklarımızın ortak geleceği üzerinden ellerini çekmesini
istiyoruz.
Bu topraklarda savaş, sömürü, kışkırtma, kardeş kavgası
istemiyoruz.
Emperyalistlerin ve onların işbirlikçilerinin kirli emelleri uğruna
milletimizin kışkırtılmasını, hepimizin hakkı olan güzel bir
gelecek arzusunun, onların çıkarları doğrultusunda kardeş kavgası
için kullanılmasını kabullenmiyoruz.
Ülkemizin son yıllarda yaşadığı sarsıntıların nedenlerini çok iyi
biliyoruz.
Ülkemiz üzerinde emelleri olan odaklar, topraklarımızı ve
insanımızı yıllardır sömüren çıkar şebekeleri, dünyanın pek çok
ülkesine yaptıkları gibi bu toprakları da yıllardır
sömürüyorlar.
Bu sömürü düzeninden çıkmak, zincirlerimizi kırmak için ilk defa
büyük bir fırsat yakaladık.
Halkın, lideri etrafında kenetlenmesi ile ortaya çıkan enerji ile
on yıllardır yapılamaz denilen pek çok şeyi başarıp, özgüvenimizi
yeniden kazandık.
Biz uluslararası çıkar şebekelerinin bizleri mahkûm ettiği kölelik
düzeninden çıkmak istedikçe millet olarak daima saldırı altında
kaldık ve cezalandırılmak istendik.
Oy verdiğimiz parti kapatılmaya, başa getirdiğimiz hükümetler
defalarca darbe ile ortadan kaldırılmaya, sokak kalkışmaları ve
ekonomik saldırılarla yıkılmaya çalışıldı.
FETÖ gibi işbirlikçi oluşumlar adalet mekanizmasını ve devlet
bürokrasisini yozlaştırmak, bizleri devletimize düşman etmek için
elinden geleni yaptı.
Bizlerin refahına, huzuruna ve mutluluğuna harcanması gereken büyük
bir enerji bu şer odakları ile verilen beka mücadelesine
aktarıldı.
Elbette çözüm beklediğimiz pek çok başlık var.
Daha fazla barış, kardeşlik, refah, huzur ve mutluluk hepimizin
ortak beklentisi.
Ne var ki bize bunları emperyalistlerin getirmeyeceğini çok iyi
biliyoruz.
Irak’ta, Suriye’de yaptıkları ve Venezuela’da yapmaya çalıştıkları
gibi bize sözde demokrasi getirmelerine ihtiyacımız yok.
Darbeler ve başka gayrimeşru müdahalelerle demokrasi olmaz.
Bizler kendi demokrasi hikayemizi kendimiz yazabilecek
olgunluktayız.
İçişlerimize müdahale edilmesine, asla yerine getirmeyecekleri
demokrasi, özgürlük, kardeşlik gibi vaatlerle bizleri kışkırtıp
aramıza nifak sokmalarına, bizleri kamplara ayırmalarına müsaade
etmeyeceğiz.
Suriye ve Irak’a reva gördükleri deli gömleğini giymeyeceğiz.
Millet olarak kenetleneğiz, birbirimizi kucaklayacağız, sosyal
medyadan üzerimize boca ettikleri yalanlara, kışkırtmalara ve
milyonlarca dolar harcayarak yürüttükleri algı operasyonlarına prim
vermeyeceğiz.
Türkiye paydasında birleşeceğiz, bölünmeyeceğiz.
Bizler milletiz, halkız, vatandaşız, anayız, babayız, evladız,
kardeşiz.
Bizler işçiyiz, memuruz, çiftçiyiz, işvereniz, sanatçıyız, esnafız,
akademisyeniz, öğrenciyiz...
Bizler Türküz, Kürdüz, Lazız, Çerkeziz, Abazayiz...
Emperyalistleri ve onların içerideki işbirlikçilerini akılla,
irfanla yeneceğiz, hep yaptığımız gibi bir kez daha oyunlarını boşa
düşüreceğiz.
Anadolu’nun binlerce yılda damıtılmış bilgeliğini onlara
tattıracağız. Arif olacağız, birlik olacağız, daima millet
olacağız!"