İşte PKK'nın hain planı! Meğer PKK...
Abone olÇözüm süreciyle birlikte Kürt meselesi için çözüme yaklaşılmışken PKK, yine saldırılara başladı.Peki PKK bunu neden yapıyor. Bu sorunun cevabı bu haberde gizli...
Türkiye son günlerde her ilden gelen
acı haberler ve terör olaylarıyla sarsıldı. Herkes çözüm süreciyle
ilgili büyük bir beklenti içindeyken PKK, Türkiye'ye adeta 1990'lı
yılların o çirkin yüzünü tekrar gösterdi. PKK'nın amacı ne? Bu
saldırılar PKK'nın ne işine yarayacak. Fatih Sultan Mehmet Vakıf
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Naim Demirel bunun
sebebini açıkladı.
Suruç patlamasının ardından ülke genelindeki faaliyetlerinin şiddetini arttıran PKK’nın, Türkiye’de gerçekleştirdiği eylemleri ‘iç işleri meselesi’ kavramının dışına çıkarmayı amaçladığını söyleyen Naim Demirel, örgütün gizli planına dikkat çekti.
Demirel, PKK’nın kendisini belli formatlar altına sokarak meseleyi uluslararası bir sorun haline getirmeye çalıştığını söyledi.
TERÖR EYLEMLERİ YENİDEN
HAREKETLENDİ
15 Ağustos 1984 yılında Eruh-Şemdinli baskını ile başlayan PKK’nın
Türkiye’deki eylemlerinin sona erdirilmesine yönelik olarak 2009’da
gerçekleştirilen Oslo görüşmeleri ile çözüm süreci için düğmeye
basılmıştı. 20 Temmuz’da Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi’ndeki Amara
Kültür Merkezi önünde meydana gelen patlamada 34 kişinin hayatını
kaybetmesi sonrasında ise ülke genelindeki PKK eylemleri yeniden
hareketlendi.
ÇATIŞMALAR İTİBAR
KAYBETTİRİR
Türkiye’deki eylemlerine devam eden PKK’nın, mevcut çatışmaları uluslararası bir sorun haline getirmeye çalıştığını belirten Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Naim Demirel, “Çatışmaların uzaması uzun vadede Türkiye’ye itibar kaybettirir” dedi.
İŞTE PKK'NIN SİNSİ
PLANI
Yaşanan eylemleri Türkiye’nin iç işleri meselesi olarak
değerlendirmek gerektiğini ifade eden Naim Demirel,
“PKK, uluslararası hukuka göre bir terör örgütüdür ve
30 yılı aşkın süredir devam eden terör eylemleri Türkiye’nin iç
işleri meselesidir. Ancak dünyadaki pek çok devlet tarafından terör
örgütü olarak adlandırılan PKK, kendisini belli formatlar altına
sokarak meseleyi uluslararası bir sorun haline getirmeye
çalışıyor.
Türkiye ve PKK’nın meselenin tarafları olması gibi
bir durumu söz konusu olamaz çünkü bir yanda meşru olan Türkiye
Cumhuriyeti, diğer yanda ise PKK terör örgütü var. Uluslararası
hukuka göre bu ikisi taraf değildir. Bu tür ifadelere karşı
dikkatli olmamız lazım” diye konuştu.
“KONTROLSÜZ HİÇBİR NOKTA
KALMAMALI”
Uluslararası hukuka göre Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet olmasının
bir gereği olarak sınırları içerisindeki kalkışmaları bastırması
gerektiğini belirten Naim Demirel, “Uluslararası hukuka göre
devletin bağımsız egemen otorite, halk ve ülke gibi 3 temel unsura
sahip olması gerekir. Türkiye ile PKK’nın arasındaki mücadele bir
terör hareketidir.
ULUSLARARASI TOPLUM BU SORUNA EL
ATABİLİR
Türkiye’nin uluslararası bir sorumluluğu yoktur. Kanunun kendisine
müsaade ettiği sınırlar içerisinde silah kullanarak bu kalkışmayı
bastırmak zorundadır. Aksi takdirde bunun sonu kontrol kaybına ve
meseleye uluslararası toplumun el atmasına kadar gidebilir. Bir
ülke, toprakları içerisinde iğne ucu kadar otoritesiz alan
bırakamaz. Dolayısıyla devlet meşru zemin içinde güç kullanmak
pahasına da olsa başka hiçbir güce müsaade edemez. Aksi halde
devlet kalitesi sorgulanmaya başlanır. Bu nedenle devletin kontrolü
bırakmaması gerekir” dedi.
“TÜRKİYE’YE İTİBAR
KAYBETTİRİR”
Çatışmaların uzamasının başka anlamlar taşıyabileceğine işaret eden
Naim Demirel, “Çatışmaların uzaması uzun vadede
Türkiye’ye itibar kaybettirir. Silahlı çatışmaların
değerlendirilmesinde kullanılan silahların ağırlığı ve çatışmaların
uzun süre devam etmesi de uluslararası ilgiyi oraya çeker. Bu
nedenle Türkiye Cumhuriyeti, hiçbir noktasını kontrolsüz
bırakmalıdır ve çatışmalar hızlıca
sonlandırılmalıdır” ifadelerini kullandı.