İşte PKK HELİKOPTERİ(!)
Abone olHelikopterimiz var diye kandırdı. Dağa çıkardı. PKK, helikopter diye bunu gösterdi.
Terör örgütü PKK'ya 15 yaşındayken 1993 yılında katılan
E.S., 1995 yılında ikinci denemesinde kaçarak Türkiye'de güvenlik
güçlerine teslim oldu.
15 YAŞINDA ÖRGÜTE KATILDI
Güneydoğu Bölgesi'nde terör örgütü PKK'nın propagandası sonucu 15
yaşındayken, 1993 yılında örgüte katılan ve şimdi 30 yaşında olan
evli ve bir çocuk babası E.S., kampta yaşadıklarını anlattı.
PKK'NIN SAVAŞ UÇAĞI: KATIR
Yapılan propagandalara kandıktan sonra örgüte katıldığını anlatan
E.S., “Bize ‘Kuzey Irak'ta uçaklarımız, helikopterlerimiz
var, dağlarda yürümeyeceksiniz, sizleri onlarla bölgelere
taşıyacağız’ dediler. Benim gibi durumda olan kişilerle,
bu propapagandaya kandık. Cudi Dağı üzerinden bölgeye
intikal edince bize silahlı eğitim verdiler. Uçakları
helikopterleri sorduk. Bize eşeği gösterip, ‘Bu helikopter’
dediler. Katırı işaret edip, ‘Bu da bizim savaş uçağımız’
deyince kandırıldığımızı daha o an anladık" dedi.
TUVALETE GİDİYORUM’ DİYE KAÇTIM
E.S., 2 yıl örgütte kaldıktan sonra kaçmaya karar verdiğini söyledi
ve şöyle devam etti:
“Birinci denemem de yakalandım ve bir mağaraya hapsedildim.
Daha sonra onlara tekrar güven verince bu kez tuvalete gitmek
maksatıyla örgütten kaçtım ve Türkiye'ye geldim. Güvenlik
güçlerine teslim olduktan sonra Diyarbakır 3 Nolu Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde mühebbet hapis istemiyle yargılandım. 16 yıl
8 ay ceza hapis cezasına çarptırıldım. Sonra Pişmanlık
Yasası’ndan yararlandım ve 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra
1997 yılında çıktım. Ardından da eskere gittim'' diye
konuştu.
ASKERLER TUZAĞI ANLADI
PKK'lı teröristlerin Kuzey Irak'tan Türkiye’ye sızdıktan sonra
genellikle suyun olduğu yerlerdeki mağara ve sığınaklarda kaldığını
da söyleyen E.S., “Türkiye'ye girişler, genellikle Şırnak'ın Silopi
İlçesi'ndeki Siyahkaya Mevkii'ndeki Dicle Nehri geçilerek
yapılıyor. Önce karşı tarafa bir terörist geçiyor,
üzerindeki kalın halatı bir ağaca bağlıyordu. Ardından da diğer
teröristler halata tutunarak Türkiye'ye kaçak yolla
giriyordu'' dedi.
Teröristlerin askeri karakollara ‘yemci’ tabir edilen küçük bir
ekip göndererek taciz ateşi yaptığını da belirten E.S.,
“Amaç burada askerleri operasyona çıkmalarını
zorlamaktı. Çünkü geri planda bir vadi veya yamaçda çember
oluşturuluyordu. Askerler buraya geldiğinde çarpraz ateşe
tutulacaktı. Ancak Askerler bu tuzağı anlayıp, başka bir
yönden operasyon yapınca teröristlerin tüm moralleri alt üst
oluyordu'' dedi.
HAVA OPERASYONLARI KULAK ZARI PATLATIYOR
Kuzey Irak'a yapılan hava operasyonlarından, PKK'lı teröristlerin
çok korkuttuğunu da ifade eden E.S., “Savaş uçakları,
dağlardaki mağaralara alçak uçuş yapıp bomba atıyordu. Bunu
yaparken de alçalıyordu. İşte o müthiş gürültü, teröristlerin kulak
zarını patlatıyordu. Buna çok şahit oldum. Bu yüzden çok
kişi tedavi görüyordu. Teröristler en çok hava operasyonundan
etkileniyor'' dedi.
PKK'lılara verilen askeri eğitimde, hava saldırılarına karşı
alınacak tedbirler konusunun da işlendiğini vurgulayan E.S.,
“Bize verilen eğitimde, ‘Eğer bir hava saldırısı sırasında
ateş ediliyorsa, bulunduğunuz yere dikey değil, yan yatın. Çünkü
mermiler, genellikle 40 veya 60 santimetre arayla yere düşüyor.
Eğer siz dikey şeklinde yere siper alırsanız, mutlaka vurulursunuz’
şeklinde tembihte bulunuluyor'' diye konuştu.
TUZAKLARA DİKKAT
Operasyon bölgesinde PKK tuzaklarına da değinen E.S.,
“Benim burada bir önerim olacak. Mağara veya sığınaklarda
bir sönmüş ateş görülürse, kesinlikle bunun üzerine odun koyup ateş
yakılmasın. Çünkü teröristler, bu sönmüş közlerin
bulunduğu yeri kazıp el bombası bırakıyor. Pimi çekilmiş
el bombasının mandalı ise plastik bir bantla sarılıyor.
İkinci bir ateş yakılması sırasında ise plastik bant
kopuyor ve bomba patlıyor. Ayrıca mağara
girişlerine 1-2 adım mesafedeki yere yine tuzaklanmış mayınlar
bırakılıyor'' dedi.
TOPUKLARINA BASARAK YÜRÜYORLAR
PKK itirafcısı E.S., teröristlerin yağmurlu ve karlı havalarda
yürürken ayak izlerinin çıkmamasına yönelik tedbirler de aldığını
söyledi. E.S., “Toprak eğer nemliyse veya yağmur yağmışsa,
topuklara basılarak yürünüyordu. Amaç buradan insan değil, hayvan
geçtiğinin zannedilmesidir. Karlı veya tozlu havalarda da
ayak izleri en arkadan gelen bir terörist tarafından
yapraklı dal parçalarıyla siliniyordu'' dedi.