İşte Ortadoğu'daki planın yeni adı
Abone olKan gölüne dönen Ortadoğu'da neler oluyor. Bölgeyi yakından tanıyan Hüsnü Mahalli'ye göre planın adı belli.
Ortadoğu'yla ilgili gelişmeleri en iyi yorumlayan isimlerden Hüsnü Mahalli bölgede yaşanan olayları değerlendirdi.
Mahalli'ye göre, Devrimler yüzde yüz halk devrimi. Ama Batı şimdi bunu nasıl şekillendiririm kaygısında. Hedef, bölgeye 'uyumlu İslam'ı getirmek. Arap toplumları inanç olarak kaderci, ekonomik olarak ise kapitalist. Bu da uyumlu İslam için çok uygun. Bu planın tutup tutmayacağını ise Mısır'la anlayacağız.
Akşam gazetesi yazarı Mahalli'nin Libya ve Ortadoğu'da yaşananlarla ilgili sorulara yanıtları şöyle oldu:
- Libya Konsolosluğu'ndan ayrılmanıza neden olan süreç nedir?
Kaddafi'nin artık eski Kaddafi olmadığını, benim kişisel inançlarımla çelişmeye başladığını düşündüm. Kaddafi 69-89 yılları arasında müthiş bir anti-emperyalist, anti-siyonist politika izliyordu. Sovyetler dağıldıktan sonra herhalde oturup kendisini gözden geçirdi ve yavaş yavaş Batı'ya göz kırpmaya başladı. Bunun en doruğa çıktığı yıl da 2003 Irak işgali sonrası oldu. Zaten çıkıp da söyledi 'Ben uzlaşmazsam başıma aynı şeyler gelir' diye. Onun üzerine Batı'ya teslim oldu. Ardından da ABD ambargoyu kaldırdı, terör ülkesi listesinden kaldırdı ve müthiş bir flörte girdi Batı ile.
- Yani 'Bugün beğenilmeyen Kaddafi'yi Batı yarattı' diyorsunuz?
Kesinlikle. Kaddafi bana göre eskiden anti-emperyalist mücadeleye inanıyordu o zaman her ne kadar ruh hastası olsa da. Sonuçta Batı'ya zarar vermediği için, faşist, anti demokratik liderlerin iktidarda kalması Batı'yı memnun etti.
- Ortadoğu'da neden bu despot rejimler birbiri ardına şimdi düşüyor?
Batı, bu coğrafyada anti-demokratik, faşist, dikta rejimlerin halkları ezmesinden memnun. Bugün, Arap coğrafyasındaki hakların hepsi anti-Amerikancı. Peki, ABD bundan zarar görüyor mu? Hayır. Batı bunu özellikle kışkırtıyor. Batı düşmanı olalım ki, o da bundan yararlansın.
- Nasıl yararlanabilir ki?
'Bakın işte Müslümanlar bizden nefret ediyor' diye politikalarını gerekçelendirmek için kullanıyor. Sanki hepimiz durduk yerde Batı düşmanı oluyoruz. 20 yıl önce 'radikal İslam' diye bir kelime yoktu, Taliban'la ortaya çıktı bu. Peki kim açtı Taliban okullarını? CIA, Suudi Arabistan istihbaratı ve Müşerref. Sovyetler dağıldıktan sonra komünizm çöktüğü ve devrimcilik bittiği için, Arap ülkelerinde nefret var yönetime karşı. Ama çaresizsiniz, çünkü bu liderleri Batı destekliyor. Ne yapacaksınız? Kadercilik, kendini Allah'a, dine vereceksin. Camiye gidip, teslim oluyorsun. Orada sivil toplum örgütü, medya hiçbir şey yok.
Kadercilik dediğimiz şey bu işte. Kadercilik, senin ruhunu teslim almaktır ve Batı'nın yatırımı bu. Bunu destekleyen ikinci şey ise, globalleşme. Globalleşme ise borsa, başka bir şey değil o coğrafyada. Arap ülkelerinin tümünde vatandaşlar günde 10 saatlerini borsada geçiriyor. Ekonomik anlamda bireyci, egoist ve inanç itibarıyla kaderci vatandaş, bundan ne hayır gelir? İkisinin toplamı Batı için uyumlu olmaktır. Uyumlu vatandaş. Bakın dikkat edin, ılımlı demiyorum, uyumlu. Dolayısıyla sen, kafa yapın itibarıyla kapitalistsin, ama ideolojik olarak kadercilik itibarıyla uyumlusun.
- Kontrol edilebilir toplumlar mı yaratılıyor böylece?
Kontrol edilebilir çok iddialı olabilir, 'uyumlu' diyelim. Bana göre, büyük tezgahın özünde bu var. Bu coğrafyanın şekillenmesinde temel hedef bu diye düşünüyorum. Ama bu tutar mı, tutmaz mı, onu bekleyip göreceğiz. Her şey Mısır'la netleşecek.
- 'Uyumlu İslam'ın 'ılımlı İslam'dan farkı nedir?
Ilımlı olunca yumuşuyorsun. Ama uyumlu İslam'da ister ılımlı ol, ister radikal, ister içini boşalt fark etmez. Yeter ki bana uyum sağla.
- Mısır'da ne olursa anlayacağız tutup tutmadığını?
Müslüman Kardeşler tek başlarına cumhurbaşkanı adayı gösterebilecek mi, gösteremeyecek mi, onu göreceğiz. Eğer gösteremezlerse, kimle koalisyon kuracaklar, onu Batı gösterecek. Bu da liberaller olacak. Uyum dediğim bu zaten. Müslüman Kardeşler'in önünü açabilmek için, onlara ortak bulmak Batı'nın görevidir.
- Müslüman Kardeşler'i siz radikallik açısından nereye oturtuyorsunuz?
Bir kere Batı yorumlarına hep biraz manipülasyon vardır diye bakmamız lazım. İkincisi, biz halen 50'li yılların kafasıyla düşünüyoruz. Bugün içinde yaşadığımız ortamda halen eski kafayla düşünemezsiniz. Mısır, Suriye, Tunus'a bakın liderleri hep dışarıda, son derece eğitimliler. Bunların 1920'lerdeki kurucuları Hasan el-Benna gibi düşünmeleri mümkün mü? Tabii ki her şey değişiyor.
- Büyük Ortadoğu Projesi ve bugün yaşananları bağdaştırıyor musunuz?
Bence başlık olarak buna BOP demek doğru değil. Batı, bu coğrafyanın yeniden şekillendirilmesi için, önümüzdeki yüzyılın planlamasını yapıyor. Ama, tutar mı, tutmaz mı, bilemeyiz. Kimse Tunus'u açı hesaplarıyla tutturamazdı. Bakın Mısır, Tunus devrimi...Bunlar yüzde yüz yerli devrimler. Orada ne bir ABD parası, ne CIA var! Batı, bunları gördükten sonra, 'Orada bir şeyler var, niye bundan yararlanmayalım?' diye düşünüyor. Mevcut dinamikler bunu getiriyor, Batı 'Bunu nasıl kendi lehime çeviririm' diye plan yapıyor.
- Ne yapmaya çalışıyorlar peki?
Sovyetler dağıldıktan sonra Ortadoğu'da Müslüman Kardeşler dışında örgütlü yapı kalmadı. O da kadercilikten dolayı, çünkü camiye giden insan sayısı, kapalı insanların sayısı arttı. İkincisi de iktidardaki faşist yönetime karşı tepki olarak. İlla burada kurguya gerek yok, bilerek veya bilmeyerek kendinizi o işin içinde buluyorsunuz zaten. Kadercilikle kapitalizm arasında gidip gelen insan modeli burada önemli. İçi boş, ideolojisi olmayan bir Müslüman istediği kadar anti Amerikancı olsun, bir anlamı yok. Şimdi 'uyumlu İslam' planlanıyor tüm bölge için. Tutar mı tutmaz mı, Mısır'a bakacağız. Ama ben tutacağını düşünüyorum.
- Bundan sonra nereyi etkileyecek bu devrimler?
Önce Fas, ardından da Yemen.
- El Cezire'nin etkisi nedir?
Katar'a bu misyon kanalın kuruluşunda verildi. El Cezire olmasaydı, bu devrimler olmazdı. Gazetecilik yapmıyorlar zaten şu aşamada, manipülasyonun da ötesinde provokasyon yapıyorlar diye düşünüyorum. Eğer demokrasi istiyorsak ve 'kim getirirse getirsin' diyorsak, evet, El Cezire bunu getiriyor. Ama arkasında ne var, ona bakmak lazım. Katar dediğiniz nüfusu 800 bin olsa da gerçek Katarlı'nın 100 bin civarında olduğu bir ülke. Neden Türkiye'ye özel ilgi gösteriyor bu kadar küçük bir ülke, onu da düşünmek gerek. Batı tarihi boyunca İslam'ı kullanmıştır.
- Kaddafi ne yapar?
Kaddafi kanının son damlasına kadar kalır. 8 oğlu, bir de kızı var ve hepsi de çeşitli güvenlik örgütlerinin başında. Libya'da 90 küsur aşiret var. Kaddafi giderse, onun aşiretinden bir tane vatandaş kalmaz, tümünün kökü kazınır. Aşiretinin adı 'kan fışkırtan' anlamına geliyor. Gidene dek Libya'nın yarısını yakar gerçekten. Libya'da ordu içindeki ayrılıklar önemli. Zamanında Kaddafi'nin yanında yer almış, büyük aşiretlerin temsilcileri giderse, bu önemli. Ama yine de direnir, teslim olmaz. Kaddafi'nin katliam yapacağına yüzde 100 eminim.
Arap toplumlarının vicdanında Filistin meselesi var. Arapların hiçbiri ABD düşmanı değil, Amerikan düşmanlığının tek bir nedeni var. Yarın, İsrail meselesi çözülsün, 350 milyon Arap ABD bayrağını alır çıkar. Kriter Filistin'dir.