İşte off the record konuşmalar
Abone olErdoğan'ın davetinde olmayan Ertuğrul Özkök konuşulanları birbir okurlarıyla paylaştı.
Başbakan Erdoğan'ın sürpriz davetinde Hürriyet Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök yoktu. Özkök yoktu ama oradaki
konuşmalardan haberdardı. Özkök'ün ı yazmakta bu yüzden bir sakınca
görmedi:
Yazı: Ertuğrul ÖZKÖK
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
ÖNCEKİ akşam Haris Aleksiyu"nun konserinden çıkarken telefonum
çaldı.
Bir arkadaşım, "Biliyor musun Başbakan şu sırada bazı gazetecilerle
özel sohbet yapıyor" dedi.
Bizim böyle bir davetten haberimiz yoktu.
Hangi gazeteciler davet edilmiş diye baktım.
Milliyet"ten Taha Akyol, Sabah"tan Mehmet Barlas, Zaman
Gazetesi"nin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Yeni Şafak"tan
Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu ve Fehmi Koru, Star
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Karaca.
Mehmet Barlas, Bodrum"da olduğu için katılmamış.
* * *
Davet edilecek gazetecilerin hangi kıstasa göre belirlendiğini
öğrenemedim.
Merak da etmiyorum.
Başbakanlar, cumhurbaşkanları, siyasetçiler hangi gazetecilerle
konuşacağını, hangilerini uçağa alacağını belirleme özgürlüğüne
sahiptir.
Gazetecilere davet son anda bildirilmiş.
Başbakan o gece geç saatte CNN"de Larry King"in programına
çıkacakmış.
O arada boş bir zamanı olmuş.
Tahmin ediyorum, basın bürosu da böyle bir sohbeti araya
sokmuş.
Sohbet "off the record" olarak, yani yazılmamak kaydıyla
yapılmış.
Ben orada olmadığıma göre, öğrendiklerimi yazabilirim.
Başbakan, ABD Başkanı Bush"la yaptığı son telefon konuşmasını
anlatmış.
"İlk defa bu kadar kuvvetli bir angajmana girdiler" demiş.
Bir ara, Hasan Cemal"in yazdığı son yazılar gündeme gelmiş.
Hasan Cemal, iş dünyasının Başbakan"a ve AKP"ye bakışını anlatan üç
yazı yazdı.
Bir gazeteci, Başbakan"a bunları özetlemiş.
O da, "İş dünyası ile aramızda büyük mesele yok" demiş.
* * *
Sonra sohbet benim asıl merak ettiğim konuya gelmiş.
Yani İsrail"in Lübnan"ı vurması konusuna.
Başbakan biraz sonra CNN"e çıkacağını, konunun kendisine
sorulacağını belirterek şöyle ilginç bir söz söylemiş:
"Merak etmeyin, dikkatli konuşacağım."
Bunu orada bulunan gazetecilerin telkini üzerine mi, yoksa
kendiliğinden mi söylediğini öğrenemedim.
* * *
"Merak etmeyin" diye başlaması, bazı gazetecilerden öyle bir telkin
geldiği izlenimi veriyor.
Ama bunlar benim ikinci kanallardan öğrendiğim şeylerdi.
Sohbete katılan arkadaşlara açıp direkt olarak sormayı da doğru
bulmadım.
Çünkü kendilerine "off the record" olarak anlatılan konuşmaları
bana aktarmaları, onlar açısından da benim açımdan da doğru
olmazdı.
Belki bu noktayı kendi yazılarında aydınlatırlar.
Başbakan"ın "dikkatli konuşmakla" neyi kastettiğini, CNN"deki
konuşmasını dinleyince anladım.
Larry King"in bu olaylarda kimin suçlu olduğu yolundaki sorusuna
Başbakan özetle şu cevabı veriyor:
"Şu an suçlu arayacak durumda değiliz. Suçlu aramaya kalkarsak,
hepimiz duygusallaşır ve var olan durumu daha da kötüleştiririz.
Yapmamız gereken şey, bir ateşkesi sağlamaktır."
Başbakan"ın üslubundaki değişikliği fark ettiniz mi?
Bundan beş gün önce tatili geçirdiği yerde gazetecilere, "Medya
dikkat etsin, bu işi başlatan onbaşının kaçırılması değil, 7
çocuğun şehit edilmesidir" diyerek direkt İsrail"i sorumlu
tutuyordu.
* * *
Orada gerçekten barışı istiyorsak, doğru üslup ekranda
kullandığıdır.
Bırakın halk, istediği tepkiyi göstersin.
Zaten dünyanın çoğu yerinde kamuoyları İsrail"i yeterince
suçluyor.
Ama resmi düzeyde Türkiye"nin böyle dikkatli bir üslup kullanması
gerekir.
Ben de üç gündür bunu yazıyorum.
İnşallah yeni bir "belagat şehveti" bu dikkati dağıtmaz...