İşte mutlu evliliğin formülleri
Abone olSon araştırmalara göre her üç kadından biri fikizsel şiddete maruz kalıyor. Peki aile içi tartışmalar nasıl önlenebilir. Diyanet, aile içinde mutlu olabilmenin yollarını sıra
Sivil toplum örgütlerinin Birleşmiş Milletler (BM) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) çerçevesinde hazırladığı ''gölge rapor'' iç karattı. Raporda Türkiye'deki evlilik çeşitleri ve kadına uygulanan fiziksel şiddet gözler önüne serildi. Buna göre Her üç kadından biri dayak yiyor. Hal böyle iken Diyanet'te aile içi sorunlara karşı kadın ve erkek ilişkilerinde özellikle erkeklere öneriler sıralandı. Hürriye'in internet sitesinde yer alan habere göre Diyanet İşleri Başkanlığı evli çiftlere mutluluğun formüllerini verdi. Kadın ve erkeğin yaşama farklı baktığını anımsatan Diyanet, eşlere "birbirinizi anlamaya çalışın" önerisinde bulundu. "Diyanet" dergisinde Servet Öztürk imzasıyla yayımlanan makalede, kişilerin evlilik konusunda yeterince donanımlı olmadığı vurgulandı. Karşılıklı güvenin zedelenmemesi için gayret gösterilmesi gerektiği belirtilen makalede, "Çünkü güven olmayınca, saygı ve sevgi dünden terk ediyor yuvaları. Eşlerin ortak bir kültürle, ortak bir hedefe kilitlenmeleri de gerek. Aksi halde mutluluğu eklemek işi biraz tesadüfe bırakmak olsa gerek" denildi. Makalede, evlilik kavramının yeniden yorumlanması gerektiğine işaret edilerek, "ben" yerine "biz" kavramının kullanılması gerektiği vurgulandı. "BİRBİRİNİZİ DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMAYIN" Evliliğin, geçmişin olumsuz anılarını akıldan silmekle yürütülebileceği belirtilen makalede, kadın ve erkeğin psikolojileri gereği yaşama farklı baktığı, bu nedenle eşlerin birbirlerini değiştirmek için uğraşmamasının önemli olduğu ifade edildi. Makalede, farklılıkları anlamanın çatışmaları çözmede ilk adım olduğu kaydedildi. "KADINLARIN İNCE RUHUNDAN ANLAYIN" Kadınların her konuda ayrıntıya önem verdiği belirtilen makalede, erkeklerin bu durumda eşlerini tembellikle suçlamamaları istendi. Makalade, "Yani hanımların ince ruhu erkekler tarafından gereksiz teferruat olarak anlaşılmamalı, aynı şekilde hanımlarda erkeklerin kestirmeden sonuç istediğini unutmamalı, tedbir almalı" denildi. Makalede, kadınların örgü örerken aynı zamanda konuşabilecekleri, ancak erkeklerin sadece bir işe odaklanabileceği vurgulanırken, bu durumun kadınlarda önemsenmediği düşüncesini yarattığına değinildi. Bunun bir yaratılış özelliği olduğu belirtilirken, kadınların kendilerini üzmemeleri önerildi. Kadın ve erkeğin stres konusunda da farklı tepkiler verdiğine dikkat çekilen makalede, kadının strese girince konuştuğu, erkeğinse sustuğu ifade edildi. Makalede kadının günlük konuşma isteğinin 24 bin sözcük, erkeğin ihtiyacının ise 12 bin olduğuna işaret edilirken, hanımların konuşurken akıl almak istediği, ancak çözüm için emirler duymak istemediği, erkeklerin sorunlarını çözene kadar sustuğu belirtildi. Makalede, bu durumda kadınların, erkeklerin üstüne fazla gitmemesi gerektiği ifade edildi. Kadınlara ev ve çocuklarla ilgilenirken "kendinizi geliştirin" önerisinde bulunulan makalede, aile bağlarını güçlendiren tatil, aile yemekleri gibi etkinliklere de önem verilmesi gereği vurgulandı.