İşte medeniyetin beşiği Avrupa
Abone olBirçok Avrupa ülkesi, çöplerden ve bahçelerden çıkan bebek cesetlerine çare arıyor.
Aile değerlerinin yok olmaya yüz tuttuğu Avrupa'da evlilik dışı
ilişkiler sürekli yaygınlaşıyor. Bu durumdan en büyük zararı ise
çocuklar görüyor. Bir yanda parçalanmış aile yapısında yetişen
çocuklar, diğer yanda kürtaj yoluyla yaşama hakkı 'henüz doğmadan'
elinden alınan bebekler. Bunların üstüne doğar doğmaz ölüme terk
edilenler de eklenince ortaya korkunç bir tablo çıkıyor.
Almanya, geçtiğimiz ay Bremen'deki bir evin buzdolabında bulunan 2
yaşındaki bebek cesediyle sarsıldı. Siyasî tartışmalara da sebep
olan ve sosyal senatörü istifaya götüren olay ilk değil. Aile
değerlerindeki bozulma eğilimi dikkate alındığında son olacağa da
benzemiyor. 2 yaşındaki Kevin'ın ölümünün hemen ardından ülkenin
diğer bölgelerindeki benzer olaylar ardı ardına gazetelere
yansıdı.
Geçtiğimiz yıl Sabine H. adlı bir kadının evinin bahçesinde gömülü
bulunan 9 yeni doğmuş bebek cesedi ülkede şok etkisi yapmıştı.
Avusturya'nın Graz kentindeki bir evin derin dondurucusunda da 3
bebek cesedi bulunmuştu. Son olarak Fransa'da, bir Türk'ün
bahçesinden, eski ev sahibi Fransız bayan tarafından gömülen üç
bebek cesedi çıkarıldı. Gazetelere yansıyan bu tip haberler,
buzdağının sadece görünen kısmı. Avrupalılar gerçek rakamın çok
daha yüksek olmasından endişe ediyor. Bebek ölümlerindeki artış,
yetkilileri 12. yüzyıldan kalma bir kilise geleneğini yeniden
hayata geçirmeye sevk etmiş. Uygulamaya göre belirli hastanelerin
önlerine yerleştirilen 'Babyklappe' adlı kapaklı kutulara
'istenmeyen' bebekleri anneleri yerleştiriyor. İçeriden kimsenin
göremeyeceği şekilde tasarlanan kutu, bebek içine konulduğunda
otomatik olarak kendini kilitliyor. Anneye izini kaybetmeye yetecek
süre tanındıktan sonra içerideki görevliye sinyal gönderiliyor.
Doktorun sağlık kontrolünden geçen bebek, kendisini evlat edinecek
koruyucu aile çıkana kadar hastanede tutuluyor.
Türk filmlerindeki‚ 'cami avlusu' klişesini hatırlatan uygulama
başta Almanya olmak üzere Avusturya, İsviçre ve son olarak da
İtalya'da hayata geçirildi. İlk olarak Almanya'nın büyük
kentlerinden Hamburg'un Altona semtinde 2000 yılında kurulan
düzenek, zamanla diğer şehirlere de yayılmış. Babyklappe'lerin
sayısı şu an Almanya genelinde 41 şehirde 80'e ulaşmış durumda. Söz
konusu düzenekten Avusturya'da 8, İsviçre'de bir adet bulunuyor.
İtalya da artan bebek ölümleri üzerine geçtiğimiz yıl bir hastanede
babyklappe uygulamasını başlatmıştı. New York'ta ise benzer bir
atılım gündemde. Hamburg'da uygulamanın ilk başladığı 2000 yılından
bu yana toplam 22 bebek, anneleri tarafından buradaki hastaneye
bırakılmış.
Almanya'nın Köln şehrinde de benzer bir uygulama mevcut. Katolik
Kadınlar Birliği tarafından 2000 yılının sonunda başlatılan
uygulama neticesinde bugüne kadar toplam 7 çocuk, bebek penceresi
adı verilen düzeneğe bırakılmış. Kapak manasına gelen 'klappe'
kelimesini kulağa hoş gelmediği için kullanmayan Katolik Kadınlar
Birliği, pencere anlamındaki 'fenster' kelimesini tercih etmiş.
Birlik, geliştirdiği Moses Babyfenster Projesi kapsamında, Köln
Haus Adelheid'daki merkezinden 'Yaşama izin ver, kimliğini gizli
tut' sloganıyla 6 yıldır bebeklerini ölüme terk etmek yerine
evlatlık vermeye karar veren annelere imkan tanıyor.
Babyfenster'da kadınlara günün her saatinde bebeklerini bırakabilme
imkanı verilmiş. Projenin sorumlusu Anne Rossenbach, uygulamanın
başladığı tarihten bu yana bırakılan 7 çocuktan 4'ünün annesinin
kimliğini bildirdiğini anlatıyor. Annenin pişman olduğu takdirde
bebeğini geri alabilmesi için fotoğrafı çekiliyor. Sağlık kontrolü
yapıldıktan sonra anneye son bir çağrı yapmak adına gazeteye ilan
veriliyor.
Söz konusu düzenek eleştiri de alıyor. Kadınları kolaycılığa teşvik
ettiği gerekçesiyle tepki çekiyor. Bu yüzden reklamdan çekiniliyor.
Uygulamanın reklamının yapılması halinde bırakılan bebek sayısının
artmasından endişe ediliyor. Kapılarının her millet ve dinden
insana açık olduğunu belirten Anne Rossenbach, annelerin özel
isteklerinin olması halinde hassasiyet gösterdiklerini söylüyor.
Köln'de geçtiğimiz yıl bir camiye bıraktığı bebeğinin yanına
iliştirdiği notta çocuğunun Müslüman bir aileye evlatlık
verilmesini isteyen kadını örnek gösteren Rossenbach, kendilerinin
de bu tip talepleri memnuniyetle yerine getireceklerini
vurguluyor.
Kaynak:www.zaman.com.tr