İşte madde madde borçluya af paketi
Abone olBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan, vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili açıklamalarda bulunuyor.
Devlet Bakanı Ali Babacan, yaklaşık 300 kalemdeki vergi
ve borçların yeniden yapılandırılması ile ilgili beklenen
açıklamayı yaptı. Tasarının borçlular için çok önemli fırsatlar
getirdiğine ve herkesin yararlanması gerektiğine işaret eden
Babacan, bundan sonraki dönemde günlük denetimlerin sıklaşacağının
da altını çizdi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, vatandaşla kamu
kesimi arasındaki birikmiş borç alacak meselelerini mümkün
olduğunca geniş bir şekilde ele aldıklarını belirterek,
''Kamuya olan borçların asıl tutarlarında herhangi bir
indirim yapmadan ve asıl alacağın reel değerini koruyacak şekilde
borçların yeniden hesaplanması ve belirli bir plan dahilinde
ödenmesini sağlamak için bu çalışmamızı yaptık'' dedi.
Babacan, kamu alacaklarının yeniden yapılanmasına ilişkin yasa
tasarısı kapsamına maliye, gümrük müsteşarlığı, SGK, il özel
idareleri, TEDAŞ (7 özel dağıtım şirketi dahil), TRT, KOSGEB, TOBB
ve OSB'lerin girdiğini belirterek, tasarıya göre, vergi
alacaklarında 31 Temmuz 2010'dan, SGK primlerinde Haziran 2010'dan
önceki dönemin kapsamda olacağını, elektrik ve su alacaklarında da
31 Temmuz 2010'dan önce ödenmesi gerekenlerin dikkate alınacağını
kaydetti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile birlikte, kamu alacaklarının bir
bölümünün yeniden yapılandırılmasına imkan sağlayacak düzenlemeleri
içeren yasa tasarısı konusunda, Yeni Başbakanlık binasında basın
toplantısı düzenledi.
Babacan, hazırladıkları tasarının kapsamının mümkün olduğunca geniş
tutulduğunu, parça parça bir çalışmadan ise derli toplu, aynı
ilkeler, aynı ortak trendler çerçevesinde bir çalışma yapmak
istediklerini belirterek, bu nedenle çalışmanın biraz zaman
aldığını, tasarıyla uzun sürede taksitli ödeme imkanı
sağlayacaklarını söyledi.
Babacan, uluslararası finans piyasalarında başlayan ve tüm
sektörleri etkisi altına alan küresel ekonomik krizin Türkiye
ekonomisi üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu belirterek, 2009
yılının tüm dünyada ve Türkiye'de ekonomik açıdan zor geçen bir yıl
olduğunu, ama sağlam makro ekonomik temelleri ve kriz sürecinde
aldığı önlemler sayesinde Türkiye ekonomisinin bir çok ülkeden
olumlu yönde ayrışarak krizden hızlı bir toparlanma sürecine
girdiğini hatırlattı. Babacan, böylece 2009'un son çeyreğinden
itibaren de Türkiye'de yüksek büyüme oranları, artan istihdamı ve
düşen işsizlik oranının görüldüğünü kaydetti.
Bununla birlikte dış talebin özellikle 2009 yılında düşmesi ve
kredi teminin de yaşanan güçlüklerin şirketlerin üretim
kapasitelerini tam olarak kullanamamalarına ve buna bağlı olarak
nakit dengelerinin bozulmasına neden olduğuna dikkat çeken Babacan,
şöyle devam etti:
''Bazı işletmelerin kamuya yönelik yükümlülüklerini yerine
getirmesinde de gecikmeler meydana geldi. Kamuya olan
yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde uygulanan
yükümlülükler ödeme yapılmasını sağlamak amacıyla gerçekten
caydırıcı yüksek oranlar. Bir bakıma kamuya olan ödemeyi yapmayıp
bunu bir ucuz kredi olarak görenler için caydırıcı, yüksek oranlar
var. Geç ödemeyle ilgili krizin Türkiye'yi etkilemiş olduğu dönemde
iyi niyetli ödeme arzusu olduğu halde şu ya da bu sebeple
ödemelerini yapamamış vatandaşlarımız ve şirketler var ve bunlar da
birikmiş oldukça yüksek gecikme cezalarıyla faizlerle karşı karşıya
kalmış durumdalar.
Vatandaşlarımızla kamu kesimi arasındaki birikmiş borç alacak
meselelerini mümkün olduğunca geniş bir şekilde ele alıp, kamuya
olan borçların asıl tutarlarında herhangi bir indirim yapmadan ve
asıl alacağın reel değerini koruyacak şekilde borçların yeniden
hesaplanması ve belirli bir plan dahilinde ödenmesini sağlamak için
bu çalışmamızı yaptık.
Yapılacak ödemlerde finansman sıkıntısıyla karşılaşılmaması için
uzun sürede taksitle ödeme imkanını da bu tasarıda sağlamış
oluyoruz. Ve bu borç alacak ilişkisinin en önemli iki muhatabı
Maliye Bakanlığı ve SGK'dır.''
TASARININ KAPSAMINDA NELER VAR?
Okumak için ikinci sayfaya geçiniz
Tasarı kapsamı içerisine giren kuruluşları, Maliye Bakanlığı,
Gümrük Müsteşarlığı, SGK, İl Özel İdaraleri ile belediyeler,
Büyükşehir Belediyeleri ile Su ve Kanalizasyon İdareleri, TEDAŞ,
Yurtkur, TRT, KOSGEB, TOBB ile bağlı odalar ve organize sanayi
bölgeleri olarak sıralayan Bakan Babacan, ''Dikkat ederseniz bu son
iki kuruluş kamu sektörü değil, hukuki açıdan ama onlardan bize
gelen talepler doğrultusunda biz bunları ekledik. TOBB ve OSB'ler
aynı kamu alacakları kapsamında kendi alacaklarının da yeniden
yapılandırabilmek istedikleri için kapsama girmiş oldular''
dedi.
Babacan, kapsama giren alacakları da şöyle sıraladı:
''Vergiler ve vergi cezaları, gümrük vergileri ve idari
para cezaları, sosyal güvenlik primleri ve idari para cezaları, İl
Özel İdarelerinin çeşitli harç ve katkı payı gibi bazı alacakları,
belediyelerin vergi tarifeden doğan ücret ve su alacakları.
Büyükşehir belediyelerinin su ve atık su alacakları, TEDAŞ'IN
elektrik alacakları.
Bu arada özelleştirilen 7 elektrik dağıtım bölgesi var. Bu 7
dağıtım şirketi de Enerji Bakanlığımızla yaptığı görüşme uyarınca
kapsamına girmek istedikleri söylediği için bunlar da bu kapsama
girmiş oluyor. Bunlar hep bu özel kuruluşların kendi rızaları ve
talebiyle yapılan çalışmalar.
Yurtkur'un öğrenim kredisi alacakları, TRT'nin elektrik payı ve
bandrol ücretlerinden kaynaklı alacakları, KOSGEB'in desteklerden
kaynaklı alacakları, TOBB ve bağlı odaların oda aidat ücretleri,
OSB'lerin elektrik, su, doğalgaz alacakları ile yönetim aidat
alacakları...''
KAPSAMA GİREN ALACAKLARIN DÖNEMİ
Kapsama giren alacakların döneminin kritik bir nokta
olduğunu belirten Babacan, vergiler ve gümrük vergileri açısından
31 Temmuz 2010'dan önceki dönemleri, beyana dayanan vergilerde yine
31 Temmuz 2010 tarihine kadar verilmesi gereken beyannameleri
kapsama aldıklarını bildirdi. Babacan, 2010 yılına ilişkin 31
Temmuz 2010 tarihinden evvel tahakkuk eden emlak vergisi, çevre
temizlik vergisi, motorlu taşıtlar vergisini kapsama aldıklarını
kaydetti. Babacan, ''Neden 31 Temmuz 2010?''
diyerek şöyle devam etti:
''Sosyal güvenlik primleri açısından baktığımızda Haziran
2010 ve önceki aylara ait. Haziran 2010'daki ödeme Temmuz'da
yapıldığı için, Haziran 2010'dan önceki aylara ait işlenen ve
sigortalılara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum
karşılığı, işsizlik sigortası pirimi ve sosyal güvenlik destekleri
isteğe bağlı sigortalar ve topluluk sigortalarına ilişkin primler,
yaşlılık emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra
sigortalı sayılmasını gerektiren nitelikteki kendi nam ve hesabına
bağımsız çalışanların aylığından kesilmesi veya kendisince ödenmesi
gereken sosyal güvenlik destek pirimi.
Sosyal güvenlik kurumunca takip edilen damga vergisi, özel işlem
vergisi ve eğitim katkı payı yine 30 Haziran 2010 tarihine kadar
bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere
ilişkin eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primleri
31 Temmuz 2010 tarihine kadar işlenen fiillere ilişkin idari para
cezaları.
Elektrik ve su alacakları açısından yine 31 Temmuz 2010 tarihinden
önce ödenmesi gerekenler. Oda aidatları açısından hazırlanan
tasarının yürürlüğe girmesinden önce ödenmesi gereken aidatlar
diğer alacakları açısından da 31 Temmuz 2010 tarihinde vadesi
geldiği halde kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ödenmemiş
olanlar.''
TAHSİLATLARIN HIZLANMASI SAĞLANACAK
Okumak için üçüncü sayfaya geçiniz
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gecikmiş alacakların yeniden
yapılandırılmasının, ihtilaflı alacakların ihtilafına son vererek
tahsilatının hızlandırılmasını sağlanacağını belirterek, kanundan
önce başlamış inceleme ve tazminat işlemlerinin tamamlanması
sonucunda tarh edilecek vergiler için de kanundan yararlanma imkanı
getirdiklerini bildirdi. Babacan, şunları söyledi:
''Matrah ve vergi artırımı. Bu önceki kesinleşmiş
alacakların tahsili ile ilgili değil, yeni bir konu. Geçmişe
yönelik özellikle 2006'dan sonra dönemlere uygulanacak.
Stok beyanı ve kayıtların düzeltilmesi yapılandırılan alacakların
taksitle ödenmesi vergi borçlarının kredi kartı ile de
ödenebilmesi. Süresinde ödenmeyen taksitlerin belli şartlarla
ödenmesine izin verilmesi. Varlık barışı kanunu kapsamında bildirim
ve beyanda bulunmakla birlikte çeşitli nedenlerle kanunun sağladığı
imkanlardan yararlanamayanlara bilahare bazı haklar
tanınması.''
Babacan'ın açıklamasına göre, çıkarılması planlanan yasa
çerçevesinde, kesinleşmiş alacaklar kapsamında, ''alacak
asıllarının tamamı, SGK tarafından uygulanan idare para cezalarının
yüzde 50'si, alacak aslına bağlı olmayan cezaların yüzde 50'si,
gecikme faizi, gecikme cezası, gecikme zammı yerine TEFE/ÜFE olarak
günceleme oranı esas alınarak belirlenmiş tutar'' ödenecek.
Babacan böylece, ''Borcu bugüne getirirken, gecikme cezası
veya faizi ile değil, anaparayı bu döneme enflasyon ile getirmiş,
paranın değerini korumuş oluyoruz'' dedi.
Vergi aslına bağlı olarak kesilen cezaların tamamının, para
cezalarının kalan yüzde 50'sinin, gecikme cezası, gecikme zammı,
gecikme faizi gibi fer'i alacakların tamamının tahsilinden de
vazgeçiliyor. TEDAŞ, TRT, KOSGEB ve OSB alacaklarında da aynı
çerçeve söz konusu olacak.
İHTİLAFLI KAMU ALACAKLARI
Babacan'ın açıklamasına göre, ihtilafın bulunduğu safhaya göre,
alacak asıllarının yüzde 50'si veya yüzde 20'si, asla bağlı olmayan
cezaların yüzde 25'i veya yüzde 10'u, gecikme faizi veya gecikme
zammı yerine güncelleme oranı dikkate alınarak hesaplanacak tutar,
bunların hepsi toplanıp ödenecek. Vergi aslına bağlı olarak kesilen
vergi cezalarının tamamı, gecikme cezası, gecikme faizi, gecikme
zammı faiz geliri alacaklarından da vazgeçiliyor.
SGK'nın prim alacak asıllarında herhangi bir indirim yapılmıyor.
İdari para cezalarının yüzde 25'i ile gecikme zammı ve gecikme
cezalarının yerine TEFE/ÜFE güncelleme oranı dikkate alınarak
hesaplanacak tutar ve bunların toplamı belirlenecek ve bu tutar
ödenecek.
İNCELEME VE TARHİYAT AŞAMASINDAKİ ALACAKLAR
İnceleme ve tarhiyat aşamasındaki alacaklarda, başlanmış olan vergi
incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine devam
edilecek. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen verginin
yüzde 50'si, gecikme faizinin güncelleme oranı esas alınarak tutar
hesaplanacak ve ödenecek. Kalan alacak asılları ile vergi cezaları
ile gecikme faizi alacaklarından vazgeçilecek. Yani inceleme ve
tarhiyat safhasında mükellefler böyle bir şeye başvururlarsa bu
imkanlardan yararlanmış olacaklar.
PİŞMANLIK BEYANI GELİYOR
Okumak için dördüncü sayfaya geçiniz
Pişmanlıkla veya kendiliğinden beyanname veren mükelleflerin,
tahakkuk eden vergilerinin tamamı, pişmanlık zammı, gecikme faizi
yerine güncelleme oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın hepsini
ödemeleri halinde, vergi cezalarının, pişmanlık zammının, gecikme
faizinin tahsilinden de vazgeçilmiş olacak.
Gümrük vergilerinde de aynı esaslar öngörülüyor.
Emlak vergisi bildirimini süresinde vermemiş olan mükelleflere de
bildirimde bulunma imkanı getiriliyor. Sadece beyanname vermiş ve
ödeyememiş vatandaşlar değil, beyanname vermemiş vatandaşlara da
beyanname imkanı sağlanıyor. Bu durumda, ödenmesi gereken
vergilerin tamamı ile o günden bugüne kadar enflasyon ile
güncellenmiş rakam tahsil edilecek.
MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI
Gelir vergisi, kurumlar vergisi, gelir stopaj vergisi, KDV
açısından mükelleflerin 2006-2009 yıllarına ait yeni bir bir matrah
bildirimi, bir bakıma eskiden vermiş oldukları beyannamenin üzerine
ilave matrah bildirmeleri durumunda, ilave ödedikleri vergi ile
beraber, bu vergi türleri ile ilgili inceleme ve tarhiyata muhatap
olmayacaklar.
Babacan, bunun, en son 2004 yılında yapılan uygulamaya paralel bir
uygulama olduğunu belirtti.
STOK BEYANI VE VARLIK BARIŞI
İşletmede bulunduğu halde halde kayıtlarda yer almayan mallarını
kayda alma imkanı getiriliyor. Aynı zamanda kayıtlarda yer aldığı
halde işletmede yer almayan mallar ve kasa mevcutları için düzeltme
imkanı sağlanıyor.
Babacan, ''Yani stoklar, hatta demirbaşlar, nakit, defterde
görünen ile gerçek durum farklı ise mükelleflere çok önlemli bir
fırsat penceresi açıyoruz. Gerçek durum ile kayıtları eşleme imkanı
getiriyoruz. Bununla ilgili her bir kalemle ilgili ayrı rakamlar
var. Mükelleflerin beyan ettikleri bu değerlerler üzerinden belli
bir oranda vergi ödemeleri halinde, herhangi bir vergi ve ceza
uygulanmayacağına ilişkin düzenleme yapmış oluyoruz. İşletme
kayıtlarının gerçek duruma uygun hale getirilmesi sağlamış
alıyoruz, çünkü gerçeklerle resmi kayıtlar arasındaki farklar,
önemli sorunlardan biri. Bu önemli bir fırsat kapısı''
dedi.
Varlık Barışı ile son dönemde bir takım taleplerin geldiğini
belirten Devlet Bakanı Ali Babacan, bununla ilgili yeni bir kapı
açmayacaklarını daha önce ifade ettiklerini hatırlatırken,
''Burada, daha önceki kanun kapsamında bildirim ve beyanda
bulunduğu halde şu ya da bu sebeple kanunun sağladığı imkanlardan
yararlanamayanlara bir hak daha tanınmış oluyor. Bu çerçevede,
yurtdışında bulunan varlıkları süresi içinde Türkiye'ye
getiremeyenler ile süresi içinde sermaye artırımında
bulunmayanlara, tarh edilen vergiyi vadesinde ödemeyenlere ilave
bir pencere açmış oluyoruz'' diye konuştu.
BU KANUNDAN NASIL YARARLANILACAK?
Okumak için beşinci sayfaya geçiniz
Bununla ilgili kanun çıktıktan sonra vatandaşların öncelikle yazılı
başvuruda bulunması ve bununla ilgili devam eden davalardan
vazgeçilmesi gerekeceğini açıklayan Bakan Babacan, ödemelerin
süresinde yapılmasının önemli olduğunu vurguladı. Babacan, şöyle
devam etti:
''Ödemeler derken cari yükümlülüklerin. (Ben eski borcumu
yapılandırayım, yeniden borç takayım), böyle bir şey yok. Yani
vergi ödemeleri günü gününe tam yapılacak ve bu kanundan
yararlanılacak. Eğer vergi ödemelerinde bir aksama olursa, o zaman
bu kanunun verdiği imkanlar ortadan kalkmış oluyor. Tekrardan
yüksek alacaklara dönmüş oluyoruz. Bu önemli bir ayrıntı. Taksit
süresince bu geçerli olacak. Uygulama kapsamında 36 aya kadar
günlük ödemelerin de zamanında yapılması gerekiyor. O arada bir
aksilik çıkarsa biz bu yeniden yapılandırmaya tekrar başa sarmış
olacağız ve bir bakıma ilk hale dönmüş olacağız. Bu önemli bir
ayrıntı. Vatandaşların dikkat etmesi gerekir.''
TAKSİT UYGULAMASI
Ödemelerin zamanında yapılmasının önemini vurgulayan Bakan Babacan,
taksitlerle ilgili ''küçük toleranslar'' getirdiklerini de
belirtti.
Babacan'ın verdiği bilgiye göre, başvuruların, kanunun yürürlüğe
girdiği ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar yapılması
gerekiyor.
Kanunun TBMM'den ne zaman çıkacağına ilişkin kesin bir tarih
vermenin mümkün olmadığına işaret eden Babacan, ''Söz gelimi,
aralık ayında çıkarsa, şubat ayının sonuna kadar başvurulması
gerekiyor, kanun bir ay sarkarsa, başvurular mart ayının sonuna
kadar yapılabilir'' dedi.
Ödemelerin peşin veya taksitli yapılabileceğini anlatan Bakan
Babacan, genel prensip olarak taksitler üst üste çakışmaması için 2
ayda bir taksit ödeme prensibi getirdiklerini, kurum ödemelerinin
çakışmayacağını söyledi.
Toplam 36 ayda 18 taksitte ödemeler yapılabileceğini bildiren
Babacan, vergi borçlarının kredi kartına taksit olarak yansıtılması
imkanı da getirdiklerini açıkladı.
Bu yasa çerçevesinde ilgili kuruluşlar ile protokol yapan bankalar
ve bu bankaların kartına sahip olan vatandaşlar bu uygulamadan
yararlanabilecek.
Ödemelere, SGK alacakları için, kanunun yürürlüğe girdiği ayı
izleyen 4. aydan, diğer kurum alacakları için ise kanunun yürürlüğe
girdiği ayı izleyen 3. aydan itibaren başlanacak.
Babacan, ''Alacağın aslını bugüne kadar enflasyon ile
getirdik; bu rakam, peşin ödeme için uygulanacak rakam. İlk ay
öderse borcu kapanır. Buna taksit yapmak istiyorsa, 6 taksitte
yapılacak ödemeler için bu alacağı 1,05 katsayısı ile çarpıyoruz. 6
taksit demek 12 ay demek. 9 taksitte ödeme yapacaksa 1,07 katsayısı
ile; 12 taksitte (2 yılda) ödeme yapacaksa 1,10 katsayısı, 18
taksitte (36 ay) ödemek isteyenlere ise borcu 1,15 ile çarpıyoruz.
Peşin ödemek daha avantajlı olacak. Taksitlendirirken küçük
katsayılarla peşin ödeme ile taksitle ödeme arasında adalet
sağlamış oluyoruz'' dedi.